Gülay Göktürk
Gülay Göktürk
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Ermeni sorununun 'içyüzü'

GİRİŞ 20.02.2009 GÜNCELLEME 20.02.2009 YAZARLAR

Bizim devletin tarihi anlatırken kullandığı iki sözcük vardır. Birincisi 'içyüzü", ikincisi 'sözde..." Kendi hikayelerine "içyüzü" başlığı atar, başkalarının hikayelerinin başına da mutlaka bir "sözde" sözcüğü iliştirir.

Doğrudur, bizde sorunların içyüzünü hep devlet bilir ve çoğu zaman sadece devlet bilir. Çünkü kendisi her sorunun boğazına kadar içindedir. Sorun yumakları hep devletin derin karanlıklarında "yaratılır", bilgisi de orada, o derin karanlıklarda kalır, tarihi de orada yazılır.

Devlet meselelerin iç yüzünü çok iyi bilir bilmesine de, bize anlatır mı?

Ya da anlattığı şeyler "iç yüz" müdür yoksa biz saf vatandaşlar için hazırlanıp cilalanmış bir "dış yüz" mü?

Nedense devlet yazdığı metinlere "iç yüzü" başlığını atmayı çok sever. "Şimdiye kadar söylenen her şeyi unutun, bu mesele budur ve son söz söylenmiştir" gibilerden kestirip atan bir başlık... Ne var ki bu topraklarda yeteri kadar yaşamış herkes "iç yüzü" başlığı taşıyan bu hikayelerin ne olduğunu bilir.

Ama ilköğretim çocukları bilemez tabii.

Onlar o yaşlarda okulda kendilerine anlatılan her şeyin doğru ve tek doğru olduğuna inanacak kadar saftır henüz...

Haberi duymuşsunuzdur.

Genelkurmay "Sarıgelin-Ermeni sorununun iç yüzü" adlı bir belgesel hazırlamış. Belgeselde 1915 olayları öncesinde Ermeni çetecilerin Doğu Anadolu'da Türk köylerine yaptığı mezalim anlatılıyormuş. Ama ne anlatım! Ben görmedim ama söylenenlere göre "insan eti yiyen Ermeni" fikri bile işleniyormuş.

Şimdi ben diyorum ki, madem ki devletimiz bacak kadar çocukları tarihçilerin çözemediği, okumuş yazmış bunca insanın birbirine girdiği, dünyanın üzerinde anlaşamayıp kamplara bölündüğü böyle ağır bir siyasi- tarihi tartışmanın içine sokmayı göze aldı, rekabete de hazır olmalıdır.

Başkalarının da kendi "içyüzü" hikayelerini 6-13 yaş grubu çocuklara anlatmasına; örneğin Taner Akçam'ın danışmanlığında hazırlanacak farklı bir "içyüzü" belgeselinin de okullarda gösterilmesine razı olmalıdır. Mesele Ermeni sorununun "içyüzü"yle de bitmez tabii. Mademki bu kapı açılmıştır, tarihin bütün pisliklerini çocukların üstüne boca ederiz. Artık içinde boğulurlar mı, yüzmeyi mi öğrenirler, bizi ilgilendirmez. Mesela Şeyh Sait ve Dersim isyanlarının farklı versiyonlarını sunarız çocuklara... Devlet çil çil İngiliz altınları hikayelerini, ihanetin bastırılışını anlatır. Birileri de Dersim Çayı'nın nasıl günlerce kıpkızıl aktığını... Hem Kürt hem Türk çocukları bir güzel tarih bilinci kazanır, önce birbirlerinin sonra da başkalarının gözünü oymaya hazır hale gelirler.

Sonra, Yunan ordusunun Ege köylerinde yaptıklarını, hamile kadınların karnını deşip öldürdüklerini filan da teferruatıyla anlatırız öğrencilere. Tabii Yunanistan Milli Eğitim Bakanı da bir karşı propaganda atağıyla Rum köylülerin çektiklerini, korkunç mübadele hikayelerini, 6-7 Eylül'de yaşananları anlatan bir belgeselle Yunanlı çocukları "bilinçlendirir". Böylece Ege'nin iki kıyısında birbirine diş bileyen kuşakların yetişmesine katkıda bulunuruz.

Gazze Katliamı sırasında ilköğretim çocuklarına saygı duruşu yaptırmakla yetinmek de doğru olmaz. Filistin sorununda hem Hamas'ın, hem siyonistlerin tezlerini ve şimdiye kadar yapıp ettiklerini doğru dürüst koymalıyız ki çocukların önüne, kim haklı kim haksız karar versinler. Sonra da okul bahçesinde Hamasçılar ve siyonistler diye iki takıma ayrılıp birbirlerine taşlı sopalı saldırılar düzenlesinler.

Biz de gururla karşılarına geçip yetiştirdiğimiz bu "fikri hür, vicdanı hür" nesilleri seyredelim.

Gülay Göktürk - Bugün
gokturkgulay@yahoo.com  

YORUMLAR 23 TÜMÜ
  • sedat seçkin 16 yıl önce Şikayet Et
    taraf olmak.... göktürk'ün düşüncelerini hümanizm olarak değerlendirmenin son derece yanlış olduğu kanaatindeyim. o bu yazısında millet ve devlet düşmanlığını net bir şeklde ortaya koyarak taner akçam gibi geçmişi ortada olan bir zihniyetin savunuculuğunu yapıyor. göktürk, çok açık bir şekilde karşı tarfata yer aldığını ortaya koyuyor. onu biraz da bu tarafın gözünden bakmaya en başta sayın Halaçoğlu'nu okumaya davet ediyorum. (o güzel ismi böylesine milletine düşman bir zihniyetin taşımasından da rahatsızlık duyuyorum.)
    Cevapla
  • tankoy oytun 16 yıl önce Şikayet Et
    önemli olan biz ermeni sorununa bir sünger çekiyormuyuz çekmiyormuyuz.... yoksa dededen gelen bilgilerle anlatılanlar çakışıyor...bilmem izmirde yunanlının kızlarımızı kazığa oturttuğunu duymuşmuydunuz.hasan tahsin ölümü pahasına boşa atmadı o kurşunları...ermeni ise zytun ermenilerinin çok azılı olduğunu canlı kaynaklar söylüyordu.araştırınca fransız bir ajanın 1860lı yıllarda ilk kışkırtmayı yaptığını öğrendim.fransızlar yazık etmiş ermenilere.o güne kadar problem yokmuş.korkmayın akdenizde fransız gemileri emrinizde demişler.sonrası malum...söylemiyoruz ,affediyoruz...
    Cevapla
  • Murat UZUN 16 yıl önce Şikayet Et
    nostalji. işin ehline verilmeyişi kıyamet alametidir. "netekim,zinde güçlerimiz vardır ve binaenaleyh onlar her şeyi bihakkın bilirler ve yaparlar.efenim, bize de böyüklerimize hürmet etmek, onların buyurdukları ile iktifa edip salih amellerden hali olmamak düşer.biz kim devletimizin böyükbaşlarını tenkid etmek kim?haddimizi biliriz, netekim.Gülay Hanım, siz de lütfen haddinizi bilin ve devletlularımıza,her şeyi bilen akil büyükbaşlarımıza dil uzatmayın.aksi halde,siz Uğur Mumcu'dan daha değerli değilsiniz,netekim.
    Cevapla
  • ibrahim can 16 yıl önce Şikayet Et
    Karanlık kişiler. Sayın yazar malesef sizin gibi isminin başına aydın kelimesi konan bir çok karanlık ve sahibinin sesi yazarımız var. Sizde Orhan Pamuk gibi açıkça söyleyinde sahiplerinizden bir nobelde siz alın.Üstü kapalı konuşmayın.Siz ve sizin gibiler Türk Milletinin menfaatlarınımı yoksa sahiplerinizin menfaatlarınımı düşünüyorsunuz? Yazıklar olsun siz ve sizin gibi aydın denen karanlık kişilere.Bu milletin sayesinde yalılarda oturup lüks içinde yaşayıp bu millete ihanet etmekten utanmıyorsunuz? Lütfen cevap verin
    Cevapla
  • ahmet müfit kutlu 16 yıl önce Şikayet Et
    Kimi zorla kimi gönüllü oldular bu işe .... Papaz yalvarmış " Ne olur canımıza malımıza zarar vermeyin . Askerler yanımda duran şu kadınlardan istediklerini alabilirler . " Asker köye girip yerleştikten sonra bir kısım asker kadınların evlerine misafir gitti. Bu arada büyük kazanların altına yakılan ateşlerle abdest suyu kaynatılıyordu. Gelince boy abdesti almaları için.. Ben yemeğimi yedim , gitmedim oğul .. " Buyrun bir de buradan yakın ...
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle