Gülay Göktürk
Gülay Göktürk
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Fonda bir nokta

GİRİŞ 14.01.2012 GÜNCELLEME 14.01.2012 YAZARLAR

Zamanı çoktan gelmişti aslında. Gelmişti de geçmişti bile...
Faşizmin yükseldiği o yıllarda (1932) bizim tek parti yöneticilerinin yolları İtalya'ya düşmeseydi ve stadyumlarda seyrettikleri o militarist gösterilere o kadar hayran kalmasalardı, bunca kuşak o eziyeti çekmeyecekti belki de...
Ama hayran kalmaları tesadüf değildi elbette, o günlerde yüreklerinin Hitler ve Mussolini ile birlikte çarptığını düşünürsek... Faşizme doğru doludizgin ilerleyen o ülkelerden her şeyi getirdikleri gibi, o gösterileri de getirip 19 Mayıs kutlamalarına yerleştirdiler. O gün bugündür de bir türlü değiştiremedik. Daha doğrusu değiştirememiştik.
Bu yıla kadar... Şükürler olsun ki Türkiye de artık benzeri sadece Kuzey Kore'de, Çin'de (kim bilir belki kenarda köşede birkaç yerde daha) kalan bu militer gösterilerden kurtuluyor.
Darısı Ankara'nın da başına!

Stadyumlar sabıkalıdır

Stadyum gösterisi deyip geçmeyin. Stadyumlar sabıkalıdır. İnsanlığın tek tipleştirilmesi, bireyin ezilmesi (ve hatta bazen topluca kurşuna dizilmesi) kontrol altına alınıp sindirilmesi için; devletin gövde gösterisi yapması için en elverişli alanlar olmuştur stadyumlar. En şoven nutuklar oralarda atılmış, en gariban topluluklar bile oralarda kendilerini "en seçkin ve en yüce millet" gibi hissetmiş; en despot liderler oralarda kutsanmıştır.
Son yıllarda bu stadyum törenlerinin en görkemlisini Çin Olimpiyatları'nın açılış töreninde izlemiştik. O ne ihtişam, o ne uyumdu öyle! Tören alanını dolduran ve klonlanmış gibi birbirine benzeyen binlerce görevli ve aralarındaki o kusursuz senkronizasyon... Her şey insan doğasına aykırı bir biçimde nizamlı-intizamlı ve tabii ki simetrik... Zavallı Çinli gençlerin, saatler süren törenler boyunca altlarına yapmasınlar diye bebekler gibi bezlendikleri yazılıp çizilmişti. Yorgunluktan başları öne düşer de yüce Çin milleti "başı dik" bir millet olmaktan çıkar diye de, gömlek yakalarına birer iğne yerleştirildiği söylenmişti.
O "büyük uyum"u izlerken duyduğum şey hayranlık değil, ürküntüydü sadece.
Zira uyum ne kadar mükemmelse, bireyin o kadar geri dönüşsüz biçimde yok edildiğini biliyordum.

"Sen tek başına bir hiçsin"


Aynı şeyi, bizim 19 Mayıs törenlerinde de hissederdim.

Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

Gülay Göktürk / BUGÜN

YORUMLAR 1
  • mehmet bulut 13 yıl önce Şikayet Et
    süper yazı. faşist italyaya değil acık islama donse bizim laikler kararın dogru oldgnu gorecekler
    Cevapla