Hakan Göksel
Hakan Göksel
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Ekonominin romantizmi

GİRİŞ 07.12.2011 GÜNCELLEME 07.12.2011 YAZARLAR

Avrupa Birliği dağılıyormuş, ABD borç batağındaymış, kredi not kuruluşları ülkeleri uyarmış, enflasyon yükselişe geçmiş, cari açık tehlike sinyalleri çalıyormuş tartışmaları bir sonrakine kalsın, bu yazıda ekonominin romantizminden bahsedeceğim...

Faiz ve enflasyon oranları, küresel krize karşı geliştirilen politikalar, ülke borçları ve notları, Avrupa Birliği'nin dağılmanın eşiğine gelmesi, iflasın eşiğindeki devletler, resesyon ihtimali, enflasyon oranları, vergi artışları, gelen zamlar, cari açığın artması, dış ticaret rakamları, kredi faizleri, borsa, hisse, dolar, avro, sterlin, döviz kuru, şirket karlılıkları...

Kısaca makrosuyla mikrosuyla ekonomide ne varsa bu yazıdaki romantizme sessizce eşlik edecek... Çünkü bu yazının merkezinde, ekonominin de olduğu gibi, 'insan' olacak...

Size biri oyun diğeri gerçek ikisi iç içe bir olayı dilimin döndüğü kadar anlatmaya çalışacağım...

Artık zamanının geldiğini düşünen mesai arkadaşım Kenan hazırlıklarını yapmış, son kez gidişattan emin olabilmek için planını bizimle de paylaşmıştı. Planını gerçekleştirebilmek için, ufak bir yardıma ihtiyacı vardı. Yapacağı sürprizi anlattığında böyle bir şeye müsaade edilmeyebileceğini düşündük. Ama kararlıydı, yılmadı sonunda doğru kanallara ulaşarak öncelikli hedefine vardı.

Olayın geçeceği yeri, günü ayarlamıştı. Hatta söyleyeceklerini de bir kağıda yazmış, ezberlemişti bile... Beni ve Ferhat'ı da işbirlikçi yapmayı kafasına koymuştu. Biz de böyle bir sürprizin parçası olmaktan mutlu olduk. Olay günü yaklaştıkça onun heyecanı artarken bizim de merakımız artıyordu. Gün gelip çatmıştı. Ufak tefek krizler olsa da hazırlıklarımız tamdı. Bütün olan bitenden habersiz tek bir kişi vardı...

Ellerimizde kameralar, fotoğraf makineleri Ferhat ile Devlet Tiyatrolarının Üsküdar'daki tekel sahnesinin yolunu tuttuk. Tiyatroya vardığımızda içerideki  'işbirlikçimiz' ses teknisyeni Kemal ile buluştuk.

Kenan ve misafirinden önce nerede oturacağımızı neler yapacağımızı konuşmaya başladık. Kemal önce kötü haberi verdi. Oyunun baş karakteri Kurtlar Vadisi dizisinden 'İplikçi Nedim' olarak tanıdığımız İsmail İncekara oyunun sonunda söyleyeceği bir cümleye razı olmamıştı. Bir anda bütün planın suya düşmesi anlamına geliyordu.

Sonunda bir B planı Ferhat ben ve Kemal uygulamaya karar verdik. Kenan'ı da durumdan haberdar etmemiz gerekiyordu. Gizlece mesaj attık. Planda değişiklik vardı, oyundan sonra ortaya çıkacak seyircileri o durduracaktı. ( Sürpriz sonrasında bizim oyun içinde oyun yaptığımızı düşündüğünü de itiraf etti)

Tiyatronun başlama saati yaklaşmıştı. Biz B planı için hazırdık. Kafeteryada beklerken sürprizi bozmamak için Kenan'ı tanımazlıktan gelecektik. Tam bir soluk almak için dışarı çıktığımızda misafiri ile karşıdan geliyordu.

Görmezden gelip çıkıp yolumuza devam ettik. İçeri girdiler. Oyun saati yaklaştı. Biz de girişte yerimizi aldık. Kemal bizi farklı kapıdan salona soktu.

Kayıt yapacak kamera ve fotoğraf makinası hazırdı.Oyunun bitimine 5-10 dakika kala Kemal işaret verecek biz de makinaları çıkaracaktık. İzleyiciler içeri alınmaya başladı. Salon küçük ve koltuk numarası olmadığı için isteyen istediği yere oturabiliyordu.  

Tam her şey yolunda gidiyor derken, Kenan ve misafiri yanımızdaki boş sandalyelere yöneldi. Kemal her ne kadar yer gösteren arkadaşına işaret etse de sonuç değişmedi. Hemen yanımızda oturuyorlardı. İster istemez gerildik... Sonrasında oyun başladı.

Oyunda gerçek seyirciler tiyatrodaki televizyon sahnesinin de konuklarıydı aynı zamanda... Tiyatroya gelip kendimizi bir televizyon kanalının stüdyosunda bulmuş gibi olduk. Oyun başladı. Oyunda; sunucu, yorumcu, teknik yönetmen,  Bill Gates, Karl Marks, Komputer Kamiller, muhabirler, wall street borsasında düşen hisseler, uluslararası örgütlerce adam kaçırmalar, komplo teorileri, reenkarnasyon, işçi sınıfı, Manisa halkı, canlı bağlantılar, parti liderleri, dev ekranlar, konuk bağlamalar, flaş haberler...

Mesaiden çıkıp sanki bir yenisine girmiş gibi hissettim kendimi... Sona yaklaşırken Ferhat ile sık sık saatlerimizi kontrol ediyorduk. Sonunda oyun bitti. Oyuncular veda edip sahneyi terk etti.

Seyirciler tam çıkmaya hazırlanırken Kenan ayağa kalktı, çıkanları durdurmak için seslendi 'bir dakika durun' sesi tam etki etmeyince ses teknisyeni diğer arkadaşlarına işaret edip kimsenin çıkmamasını istedi. Önce seyirci siyasi bir eylem sanıp düşman gözlerle baksa da gerçeği anladı.

Biz ise çoktan kameralarımıza sarılmış çekime başlamıştık. Kenan özel misafirini yani Hilal'i sahneye çağırdı. Hilal'e o ezberlediği sözleri söyledi, cebinden yüzüğünü çıkarıp evlilik teklifini yaptı... Ardından bir alkış tufanı koptu.

Seyirciler arasında Kenan'ın yakınları ve arkadaşları da sahneye geldi. Sarılanlar, ağlayanlar, mutluluktan gözünün içi gülenler, tebrik edenler hepsi bir aradaydı. Benle Ferhat'a da bu anları kare kare kaydetmek düştü.

Ekonomi haberleri ile boğulduğum mesaiden çıkıp izlediğim tiyatronun ekonomi ağırlıklı oluşu bende suni bir dejavu etkisi yapsa da sonrasında yapılan romantik evlenme teklifi, güller ve tek taş yüzük ekonominin romantizmine kanıttı...
 
Mesai arkadaşım Kenan'a müstakbel eşi Hilal'e şimdiden mutluluklar diliyorum...

Hakan Göksel - Haber 7
Twitter: hakan_goksel
hakan.goksel@haber7.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL