2012 yılına sayılı günler kala özel sektör çalışanlarının gözü kulağı yeni dönemde yapılacak olan zam oranlarına odaklanmışken, işverenler de yeni yılın başında önemi bir sınav verecek: Teğet

2011 yılına veda edilen bugünlerde çalışanların aklında hep aynı soru var. 2012 için ne kadar zam yapılacak?

2010 ve 2011'de olduğu gibi önümüzdeki yıl zam oranlarının belirlenmesinde en çok enflasyon oranının etkili olacağı konuşuluyor!

Ama çalışanların bu konuda beklentisi bu yılın değil gelecek yılın enflasyonu da hesaba katılarak zamların yapılması!

Araştırma şirketi PwC Türkiye hazırladığı rapora göre çalışanlar zammın yanı sıra kariyer ve kişisel gelişimlerine yönelik de iyileştirmeler bekliyor...

PwC tarafından "2011 yılı İK, Mali İşler ve BT Fonksiyonları Ücretleri ve Yan Hakları Araştırması" 2008-2009 arasını zamsız geçiren ya da maaş kaybına uğrayan çalışanların da bu dönemin telafi edilmesi beklentisinde olduğunu ve son 2 dönemde yapılan zammın beklentileri karşılamadığını ortaya koyuyor...

İşveren tarafında ise ağırlıklı olarak dikkate alınan enflasyon oranının güçlü bir argüman olarak öne çıktığı ifade ediliyor!.. Raporda çalışanlar üzerinde ücretlerin önemli bir motivasyon aracı olduğu vurgulanırken, şirketlerin yeni nesil İnsan Kaynakları (İK) stratejilerini toplu değil özel olarak belirlemeleri gerektiğine dikkat çekiliyor...

İşverenlerin 2012 zam oranlarını belirlerken vermesi gereken bir sınav daha var. O da 'Teğet sınavı!'

Dünyanın en gelişmiş ekonomilerinden ABD'de başlayan ve Avrupa'da borç kriziyle devam eden ve tüm gelişmiş ülke ekonomilerini etkileyen krizin yaşandığı günlerde Başbakan Erdoğan, Dicle Üniversitesi 2008-2009 eğitim öğretim yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, küresel ekonomik krize değinmiş "Bu küresel kriz de inşallah bizi teğet geçecek" demişti.

Erdoğan "Bizi böyle gelip de diğerlerini vurduğu gibi inanıyorum ki kesinlikle vurmayacak, vuramayacak. Çünkü biz rehavete düşmedik, mali disiplinden taviz vermedik, işi sağlama aldık" diye konuşmuştu.

Yine Başbakan Erdoğan 27 Temmuz 2011'de Azerbaycan ziyareti öncesinde Avrupa'daki ekonomik krizinin Türk ekonomisini de etkileyeceği iddialarını değerlendirmiş "Biz yere çok sağlam basıyoruz. Batı'da, Avrupa'da kriz olabilir ama biz bunların hepsine hazırlıklıyız. Daha önce 'teğet geçecek' dedim. Bu sefer teğet bile geçecek demiyorum. Daha iyiyiz, daha güçlüyüz. Hiç endişeniz olmasın. Verim ekonomisini mi savunacağız, israf ekonomisini mi savunacağız. Eğer israf ekonomisiyle hareket etmezsek, verim ekonomisinin safında yer alırsak, hiç endişeniz olmasın, harcamaları da buna göre yapmaya devam et. Ama tabii ki israf herkesi tehdit eder. Aileleri de iş adamlarını da aynı şekilde devleti de. Biz bugün eğer güçlüysek, bilesiniz ki kamu harcamalarında yaptığımız tasarruflardır. Biz de öncekiler gibi buna devam etmiş olsaydık, bugün bu noktada olmazdık. Bundan bir süre önce Türk Lirası'nın değer kazanmasından birçok çevreler rahatsız oluyordu. Şimdi değer kaybından rahatsız oluyorlar. Merak etmeyin biz şimdi onun ortasını bulacağız tekrar ve çok rahat bulacağız" demişti...

Başbakan Erdoğan'ın bu açıklamaları bazı çevrelerce eleştirilse de ekonomi dünyasının büyük kısmı tarafından destek gördü...

2011'i noktaladığımız bugünlerde Erdoğan'ın açıklamaları destekleyen iş dünyası aynı zamanda bir güven ve samimiyet yani aslında bir bakıma 'teğet' sınavı verecek...

İşsizliğin tarihi seviyelere indiği, ihracatın cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attığı, ekonomik büyümenin dünyada eşi benzeri görülmemiş bir başarıyı yakaladığı, sanayi endekslerinin tavan yaptığı, girişimciliğin önünün açıldığı, teşviklerin birbiri ardına çıkarıldığı 2011 yılında özel sektör çalışanların payına ne düşeceği ise merak konusu!

En büyük korkulardan bir tanesi ise zammın Avrupa'da yaşanan belirsizlikler nedeniyle çalışanları 'teğet' geçmesi...

Hakan GÖKSEL - Haber 7
twitter: hakan_goksel 
hakan.goksel@haber7.com