Hakan Göksel
Hakan Göksel
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

SPK nasıra bastı, 1 ileri 2 geri adım atıyor!

GİRİŞ 04.02.2012 GÜNCELLEME 04.02.2012 YAZARLAR

Sermaye Piyasası Kurulu halka açık anonim ortaklıkların (A.Ş.), kurumsal yönetime ilişkin yapı ve süreçlerini belirlerken esas alacakları Kurumsal Yönetim İlkeleri Tebliği'ni tartışmaya açtı.

Tebliğ ile hem ülke hem de şirketler açısından bir takım menfaatleri beraberinde getiriyor. Menfaat boyutu bir tarafa aynı zamanda bugünlerde ciddi bir tartışmanın da filini ateşliyor...

Kurumsal Yönetim İlkeleriyle, ülke açısından küresel likidite sisteminin bir parçası olarak yapılandırılması, sermaye piyasalarının uluslararası finansal piyasalardan fon sağlama olanaklarının arttırılması hedeflenirken, sermaye piyasalarındaki şirketler açısından finansal ve finansal olmayan bilgilerin kamuya açıklanması, pay sahiplerinin eşitliği, yönetim kurullarının uygulamaları, yönetim kurullarının bağımsızlığı ve bunlara sağlanan maddi menfaatler, sermaye yapısı, halka açıklık oranları, hisse senetlerinin likiditesi, menfaat sahiplerinin alınan kararlara katılım düzeyi, şirketin çevreye duyarlılığı ve sosyal sorumluluk düzeyine ilişkin bir takım düzenlemeler ile küresel rekabete uyum hedefleniyor.

Kurumsal Yönetim İlkeleri, 'eşitlik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk'un sağlanması amaçlanıyor.

İlkeler dört temel başlık etrafında bir takım düzenlemeler getiriyor.

Bunlar sırasıyla..

1- Pay Sahipleri,

2- Kamuoyunu Aydınlatma ve Şeffaflık

3- Menfaat Sahipleri

4 Yönetim Kurulu

Son dönemde TÜSİAD, TOBB gibi STK'ların da itiraz ettiği 4. başlıktaki 'bağımsız üye zorunluluğu' kıyametleri kopardı.

Büyük şirketlerin baskısına maruz kalan SPK bugünlerde geri adım atmaya hazırlanıyor. SPK'nın atacağı geri adım ilkeler incelendiğinde, patronların ya da şirketlerdeki büyük pay sahiplerinin işlerine gelirken, olan yine sermaye piyasalarının şamar oğlanına dönen küçük yatırımcı ya da pay sahiplerine oluyor...

Tebliği incelemek başlı başına bir meziyet ve deyim yerinde ise uzmanlık gerektiriyor. Oysa ilkeler içerisinde 'şeffaf, anlaşılır bilgilendirme'ye defalarca atıf yapılsa da hazırlanan ilkelerin dili pek de bu özelliğe uymuyor...

Son günlerde sıkça tartışılan bağımsız üye konusu dışında ilkeler tebliğini incelediğimde, tebliğe dair kafamda bende bazı soru işaretleri bırakan maddeler yer alıyor...

Örneğin Pay Sahipleri Bölümü altında yer alan 2 numaralı 'Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı' maddesinde, "2.1.1. Pay sahipliği haklarının sağlıklı olarak kullanılabilmesi için gerekli olan bütün bilgiler pay sahiplerinin kullanımına sunulur. Bilgi, tam ve gerçeği dürüst bir biçimde yansıtacak şekilde zamanında ve özenli bir şekilde verilir.2.1.2. Kendisine bu nitelikte bilgi verilmeyen pay sahibi, aldığı bilgiler neticesinde genel kurulda olumlu oy kullanmış olsa bile, şirketin mali tablolarını onaylamış ve yönetim kurulunu ibra etmiş sayılmaz ve bu durum pay sahibinin iptal ya da sorumluluk davası açmasını engellemez" bu 2 alt madde yer alıyor...

Örneğin bu iki maddede pay sahibinin "bilgi, tam ve gerçeği dürüst bir biçimde yansıtacak şekilde" olduğunu bilmesine imkan var mıdır, bunun standartları nelerdir? Pay sahibinin iptal ve sorumluluk davası açması neticesinde süreç nasıl işler, ne zaman sonuçlanır ya da sonuçlandığında ne tür işlem yapılır? Ya da dava açan pay sahiplerinin sayısının çok fazla olması durumunda yönetim kurulunun geçerliliği var mıdır? Bu ve benzeri sorular aklımı kurcalamıyor değil...

Yine aynı başlık altında '2.1.6. Özel denetçi tayinini istemek hakkı da bilgi alma hakkının bir parçasıdır. Bu çerçevede belirli bir maddi durumun özel olarak incelenmesi ve aydınlatılması için özel denetçi atanmasını her pay sahibinin bireysel olarak genel kuruldan talep edebileceği yönünde bir hüküm, esas sözleşmeye konulabilir.(T)

- Özel denetçi talebinin genel kurul tarafından reddedilmesi halinde, azınlığı teşkil eden pay sahipleri/pay sahibi mahkemeden özel denetçi atanmasını talep eder ve bu husus da ayrıca esas sözleşmede yer alabilir.

- Özel denetçi tayini şirket işlemlerindeki yolsuzluk iddialarının araştırılması için etkin bir yöntem olduğundan, şirket yönetimi özel denetçi atanması prosedürünü zorlaştırıcı düzenleme yapmaktan kaçınır.'

Her pay sahibinin bireysel olarak özel denetçi talebinde bulunması Genel Kurulu işleyemez hale getirebilir ya da mahkemelere başvurması sayısız dava anlamına gelebilir ya da taleplerin fazlalığı tamamen reddedilebilir bu aşamada da madde işlevsiz konum kazanmaz mı?

Bir başka maddede ise "3.4. Genel kurul toplantısında, gündemde yer alan konular tarafsız ve ayrıntılı bir şekilde, açık ve anlaşılabilir bir yöntemle aktarılır; pay sahiplerine eşit şartlar altında düşüncelerini açıklama ve soru sorma imkanı verilir ve sağlıklı bir tartışma ortamı yaratılır." deniyor.

Yine çok sayıda talep Genel Kurulun günlerce sürmesine de neden olabilir... Bunun önüne nasıl geçilecek?

Bilgilendirme konusunda takıldığım iki madde var. "3.4.12 Adaylar hakkında hangi bilgilerin asgari olarak açıklanacağı hususu şirket esas sözleşmesinde yer alır. Adayların hangi bilgi veya bilgileri açıklamaktan kaçındıkları hususunda pay sahipleri bilgilendirilir. 3.4.14. Yönetim kurulu üyelerinin ve yöneticilerin ücretlendirme esasları yazılı hale getirilmeli ve pay sahiplerine bu konuda görüş bildirme imkânı tanınmalıdır. Bu amaçla hazırlanan “ücretlendirme politikası”, şirketin internet sitesinde yer almalı ve olağan genel kurul toplantısında ayrı bir madde olarak ortakların bilgisine sunulmalıdır."

3.4.12 maddesindeki 'bilgilendirmeden kaçınılan bir konu' nasıl aktarılacak, örneğin bu bilgiler şirket sırrı niteliği taşıyorsa bilgilendirme nasıl gerçekleşecek?

Diğer 3.4.14 no'lu maddedeki bilgiler şirket imajına zarar verebilir, bunun önüne nasıl geçilecek?

Oy hakkı konusundaki düzenlemelerde de ilginç bir durum söz konusu...

Örneğin "4.3. Pay sahibinin genel kurulda kullanabileceği oy sayısına üst sınır getirilemez." deniliyor.

Buradan anladığım kadarıyla büyük pay sahibi birden fazla oy hakkını temsil edebilir fakat "4.5. Oy hakkında imtiyaz tanınmasından kaçınılır" maddesinin yanı sıra "4.6.2. Her gerçek kişi pay sahibi genel kurulda ancak bir kişi tarafından temsil edilir. Tüzel kişi pay sahiplerinin birden fazla kişi ile temsil edilmesi durumunda bunlardan ancak birisi tarafından oy kullanılır. Oy kullanmaya kimin yetkili olduğu yetki belgesinde gösterilir." maddeleri çelişkiye neden olmuyor mu?

İlkelerin 2. bölümü olan "Kamuoyunu Aydınlatma ve Şeffaflık" kısmının girişinde "Şirketler hiçbir şart altında kendi aleyhlerine sonuçlar doğurabilecek bile olsa açıklanması gereken bilgilerin açıklanmasında tereddüt etmemelidir."

Bu bilgilerin ticari sır kapsamında olup olmadığı belirtilmemiş aynı zamanda ileriye yönelik şirketin zararına bir durum çıkması nasıl engellenecek? Yönetici sorumluluktan nasıl kurtulacak? Bunlar cevapsız kalıyor...

Aynı bölümde çok basit olmasına rağmen kendi zorlukları olan bir madde daha var... "1.11.1. İnternet adresi kolay bulunabilir ve ulaşılabilir olur" maddesinde 'domain' sorunu varsa nasıl çözülecek bu da ayrı bir sorun...

Ticari sırlara ilişkin bir başka düzenlemede "5.1.2. Şirketin ticari sırlarının güvenliği ve korunması esastır. Ancak menfaat sahiplerinin bilgi alma hakkının kullanılmasında, şirket doğruluk, dürüstlük ve iyi niyet kurallarına uymakla yükümlüdür." deniyor.

Menfaat sahiplerinin lehine durum oluşmasının nasıl önüne geçileceği de merak ettiğim konular arasında...

İlkelerde "6. Kamuya Açıklanması Gereken Önemli Olay Ve Gelişmeler" başlığı altında "f- Şirketin son 5 işgünü içinde hisse fiyatında %25’ten fazla azalış veya artış olması" alt maddesi var.

Yüzde 25 gibi bir oran bir hayli yüksel bir oran yani mevcut değerin dörte birine tekabül ediyor... 0-25 arasındaki marj çok yüksek değil mi?

Dördüncü Bölümde 'Yönetim Kurulu' maddesinde bir takım kafa karıştıran durumlar söz konusu..

Örneğin "2.20. Yönetim kurulu üyesi, kendisinin, eş ve üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarının menfaatini ilgilendiren yönetim kurulu toplantılarına katılamaz." deniyor.

Aile şirketlerinde bu durumun önüne nasıl geçilebilir? Bu konunun da yeterince açık olmadığını düşünüyorum...

Son olarak Kurumsal Yönetim İlkeleri'yle ilgili en çok tartışılan ve itirazlara neden olan maddesi "bağımsız üye" konusunda bugünlerde SPK geri adım atma hazırlığı yapıyor...

Hazırlanış amacı her pay sahibinin haklarını eşit olarak korumak olan ilkeler bugünlerde büyük şirketlerin yönlendirmesi ile yine büyük pay ve menfaat sahiplerinin lehine dönüştürülecek...

Eğer SPK burada geri adım atarsa çok büyük bir yanlışa imza atmış olacak... Ülkemizdeki şirketlerin büyük çoğunluğunu aile şirketleri oluşturuyor.

Bu şirketlerin en iyisi Koç ve o da sadece 3. nesile kadar ulaşabilmiş...

SPK bu ilkelerden vazgeçip bir takım düzenlemelerle büyük pay sahiplerinin işine gelecek düzenlemeye imza atarsa, hem bir 'çuval' ilkeyi berbat edecek, hem de şirketlerin ömürlerini gerçek kişilerle sınırlandıracak...

Eğer nesiller boyu devam eden şirketler ve güçlü Türkiye hayali kuruluyorsa bu konuda SPK geri adım atmamalı, atarsa da öncelikli vebali kendisi taşıyacak...

Hakan Göksel - Haber 7

twitter.com/hakan_goksel

hakan.goksel@haber7.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL