Haber 7'de, seçim döneminde bütün partilerin programında ve söylemlerinde yer alan, halkın büyük beklenti içerisinde olduğu ve son dönemde gündemde arka sıralara düşen Yeni Anayasa hazırlıklarını yeniden gündeme getirebilmek için bir dizi söyleşi yapmaya karar verdim.

Bu amaçla 28 Şubat'ın yıl dönmünde  Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral'i ağırladık. Hem yeni anayasaya ilişkin beklentilerini hem de ekonomi ile ilgili son değerlendirmeleri ele aldık...

Sohbetimiz sırasında Meral'in 28 Şubat'a dair anlattığı ilginç bir anektot vardı.. Meral '28 Şubat döneminde bir gece yarısı telefonum çaldı. Telefonu açtığımda karşı taraf ses vermedi. Ama arkadan postal seslerini duyuyordum' dedi. Türkiye'de yeni anayasa hazırlamanın hem zor hem de kolay olduğu fikrindeydi. Ama mutlaka 2012 sonuna kadar yapılması düşüncesini paylaştı.

Söyleşinin içeriğinin yanında Meral'in söyleşi dışında anlattıkları da bir hayli ilginçti. Avrupa'nın krizinin kolay bitmeyeceğini anlattığı konuşmasında sürecin 20 yılı bulabileceği görüşünü paylaştı. Avrupa'yı hasta ve yaşlı bir insana benzetirken bir dönem Osmanlı için 'Hasta Adam' nitelemesini hatırladım. Roller değişmişti. Bu kez hasta ve yaşlı olan Avrupaydı. 

Meral durumu şöyle özetliyordu "Bu yaşlı bir bünyenin hastalıklardan çok zor kurtulmasına benziyor. Gençler çabuk iyileşir. Ama Avrupa'nın bir toparlanma zorluğu taşıyacağı kesin. Borçların çalışılıp para kazanılıp vergi verilip ödenmesi lazım bir taraftan da faizler geliyor. Bunun için pazar lazım. Dünyadaki birçok pazar Avrupa'nın elinden gittiği gibi bu pazarlar üretici olarak kendilerine rakip çıktılar..  Avrupa ne üretecek, kime satacak ve vergi alıp borçlarını nasıl ödeyeceği sorusu belirsiz şu anda..."   dedi.

Meral'in yaş büyüdükçe tüketim alışkanlığının azaldığını anlatan 'Mesela benim ayakkabılarım hiç eskimiyor' benzetmesi bir hayli gülmemize vesile oldu...

Yine sohbetimiz sırasında başkana şaka yollu takılarak "bir yılda daha çok yurt içinde mi yurt dışında mı" olduğunu sorduğumda geçen yılın 200 gününü Türkiye dışında geçirdiğini öğrendim... Ve Başkanla 'dışarda, içeriden çok tanınıyor' sözlerini şaka yollu söylediğimde ilginç bir olayı paylaştı....

Yoğun seyahatleri esnasında eve uğrama şansı pek olmayan Başkana yenge hanım ve çocuklar ne diyor diye sorduğumda ilginç bir olayı paylaştı. Meral bir dönem o kadar çok yurt dışında bulunmuş ki, Türkiye'ye geldiğinde de ağırlıklı olarak ekranlara çıkıyormuş. Bir gün babasını televizyonda gören, Meral'in çocuğu TV ekranından babasını öperek iyi geceler dilemiş...

Yine sohbet sırasında ilginç bir konuya daha değindi. Meral aslında ithalatın sanıldığı gibi kötü olmadığını anlattı. Meral, otomotiv elektronik, enerji gibi alanlarda ithalatın fazla olduğundan yakınsa da Türkiye'de son verilere göre yerinde sayan işsizliğin yükselmeme nedeni hizmet sektörü... Ayrıca ithalatın bir artısından da bahsetti. Meral'e göre ithalat sayesinde yurt dışı ilişkilerden tutun, gümrük, işlemlerine, iç pazarda dağıtımından satışına kadar birçok alanda eleman ihtiyacı işsizliğin azalmasına katkısı görmezden gelinemez...

Hakan Göksel  -  Haber 7
twitter.com/hakan_goksel
hakan.goksel@haber7.com