Cari açıkla (döviz açığı) ilgili müthiş iddia
Ekonomi politikaları eleştirilerinin başında geliyor.Her fırsatta bir şeylerin yanlış gittiği bazı medya grubu yazarları ve kredi derecelendirme kuruluşlarınca dile getiriliyor. Ama ortada müthiş bir iddia var. Doğru çıkarsa hepsi fena çuvalladı...
Hükümetin ekonomi politikalarını direk hedef alan eleştirilerin başında geliyor... Her fırsatta bir şeylerin yanlış gittiği özellikle bazı medya grubunun yazarlarınca dile getiriliyor... Bu yazarların ekseriyeti sürekli daha kötü bir Türkiye tablosu çiziyor... Bunlara kredi derecelendirme kuruluşları da eşlik ediyor...
Türkiye büyümede rekorlar kırıyor, bu sorunu işaret ediyorlar... Cumhuriyet tarihinin en büyük ihracat rakamlarına imza atılıyor yine aynı hususa gönderme yapıyorlar... Bugün ekonomi politikalarının hedef alındığı konuların başında 'Cari açık' geliyor
Peki 'cari açık' deyince ne anlamalıyız?
Özetle cari açık bir ülkenin dış dünya ile yaptığı her türlü mal, hizmet ve servis alışverişini gösteren bir akım tablosudur, demeler dengesinin bir bölümüdür.Mal alışverişinden kasıt aynı zamanda cari açığın en büyük parçası ihracat ve ithalattır...
Bunlara ek olarak bir takım hizmet gelir ve gider kalemleri de cari açık içerisinde hesaplanır... Turizm ve taşımacılık gelir gideri ile banka ve sigorta işlem gelir ve giderleri ve bir de yurtdışı müteahhitlik gelir ve giderleri cari açık içerisinde hesaplanır...Şirketlerin kar ve faiz transferleri bir de yurt dışındaki işçilerin ülkeye getirdiği ve yurt içindeki yabancı işçilerin ülkeden götürdüğü gelir gider de cari açık içerisindeki bir diğer kalemdir...
Cari açık içerisindeki en büyük pay ihracat ve ithalat olunca karamsar ekonomistlerin hedefinde de bu rakamlar vardır... Öncelikle belirtmekte fayda var tamamen haksız değiller fakat siyasi duruşları teknik bakışlarının önüne geçtiğinden beyazı da siyahı da siyah görme eğilimine sahiptirler...
Türkiye'nin cari işlemler hesabı açığı, 2011 yılında, 2010 yılına kıyasla yüzde 65,3 artarak, 77 milyar 89 milyon dolar olarak gerçekleşti... Merkez Bankası beklenti anketinde 2012'nin Ocak ayının 1. döneminde beklenti 64.4 milyar dolarken, 2. dönem anketinde 62.9 milyar dolara indi. Şubat ayı beklenti anketinde ise 1. dönemde 62.0 milyar dolar olması bekleniyor... Yani 2011 Aralık ayından Şubat ayına kadar cari açığın yaklaşık 15 milyar dolar düşmesi bekleniyor... Bu rakamlar da Merkez Bankasınca alınan tedbirlerin doğruluğunu gösteriyor...
MÜTHİŞ İDDİA: İTHALAT VE İHRACAT HESABINDA HATA VAR...
İktisatçı akademisyen ve Milliyet yazarı Güngör Uras Pazartesi günü bir okuyucusunun görüşlerini de aktardığı yazıda gözlerden kaçan çok ama çok önemli bir iddiayı ortaya attı.
Güngör Hoca "Cari açık 77 milyar dolar değil... 64.4 milyar dolar" başlıklı yazısında "Ben diyorum ki, Cari Açık (Döviz Açığı) hesabında hata var... 2011 yılı açığı 77.0 milyar dolar değil... Net Hata Noksan Nereden Geldiği Belli Olmayan Döviz” kalemi olan 12.4 milyar doları açıklanan bu rakamdan düşürmek zorundayız. Açığımız net olarak 64.6 milyar dolardır. Açığımızın GSYH’ya (Milli Gelire) oranı da yüzde 10.0 değil, yüzde 8.4." diye yazdı...
Bu kadar önemli bir konu internet medyası dışında (ağırlık olarak olarak ekonomi siteleri) yer bulmadı. Gazetelerde köşe yazanların ya ilgisini çekmedi ya da işine gelmedi... Çünkü iddia o kadar büyüktü ki Uras yazısında "Nereden geldiği belli olmayan döviz bir sokak efsanesi" olduğunu öne sürdü.
Uras her fırsatta 'El insaf' dediği yazısında "Ülkeye 2011’de 78.0 milyar dolar döviz girmiş... 66.6 milyar doların nereden geldiği belli. Yüzde 16’sı büyüklüğündeki dövizin 12.4 milyar doların nereden geldiği bilinmiyor. Olur mu böyle şey? El insaf: Nereden geldiği belli olmadığına göre bu dövizler nakit olarak ülkeye giriyor. 12.4 milyar dolar döviz (kağıt para olarak) bavula sığmaz, kamyon ile getirilemez. Hadi diyelim ki çuval çuval katır sırtında huduttan içeri sokuldu. Bu dövizler yastık altında mı saklanıyor? Piyasaya çıkmıyor mu? Piyasaya çıktığı an banka sistemine girecek. Nereden geldiği belli olacak.Görülüyor ki ‘Nereden geldiği belli olmayan döviz’ bir sokak efsanesi. Ardında hesap hatası var. Cari açık, temelde dış ticaret açığına dayanıyor. Dış ticaret açığı ihracat geliri ile ithalat gideri arasındaki farktan oluşuyor. Eğer ihracat ve ithalat hesabı yanlış ise dış ticaret açığı rakamı da yanlış. Cari açık rakamı da..." diye yazdı..
Bir okuyucusunun da hesaplamalarını köşesine taşıyan Uras ithalat ve ihracattaki hesap hatasına değindi "Yanlışlık, TÜİK’in gerçek mal bedeli yerine ithalat değerinin çok üstünde olan CIF (Mal bedeli,Navlun,Sigorta) kıymeti cari açık hesaplamasında baz almasından kaynaklanmaktadır" dedi... Yazıyla ilgili teknik ayrıntılara gazetedeki köşesinden ulaşmak mümkün...

BİRİLERİ FENA HALDE ÇUVALLAYACAK
Buradaki asıl konu bu zamana kadar ekonomi politikalarına getirilen eleştirilerin basında cari açık olmasıdır.... Sürekli çizilen felaket senaryolarına karşın rakamlar ve istatistikler aynı tehlikeyi işaret etmeyince kamuoyunun da zihnini karıştıran bir durum ortaya çıkıyor...
Felaket tellalları bugüne kadar ortadaki başarıyı sanki nereden geldiği belli olmayan tesadüfmüş gibi sunmayı başardı. Cari açığın GSYH'nin yüzde 10'una ulaşmasını referans vererek felaket tellallıklarına kanıt yaptılar... Sıfırcı Hoca lakaplı kredi derecelendirme kuruluşları da onlarla aynı trende aynı yöne doğru yol aldı...
Şayet Uras'ın iddiaları doğru ise ortada bir hesap hatası da söz konusu ise hem kredi derecelendirme kuruluşları hem de ülke ekonomisi için sürekli felaket senaryoları yazanlar fena hale çuvalladı...
Hükümet başta Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan olmak üzere bu ciddi iddianın üzerine gitmeli ve bir hesap hatası olduğu ortaya çıkarsa bazı hesaplar ve hesaplaşmalar silbaştan yapılmalı... Türkiye tekerinin önündeki taşları temizleyerek hedefine daha suratle yol almalı...
Hatta her fırsatta cari açığı gündeme getiren ve son günlerde Türkiye'nin notuna ilişkin olumsuz açıklamalar yapan kredi derecelendirme kuruluşları not artırımı yapmak zorunda kalabilir...
Hakan Göksel - Haber 7
twitter.com/hakan_goksel
hakan.goksel@haber7.com