İniş yumaşak olmasına yumuşak da ya kalkış?
Temmuz ayının ilk 3 gününde 3 önemli veri açıklandı... 2012'nin sancılı geçeceği tahminleri sene başında ortaya konulmuştu... Türkiye iyimserdi ama temkini de elden bırakmaya gerekiyordu...
Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında yer aldı. Türkiye ekonomisi uçuyordu. Ama arkada da ABD ve AB krizinin kasırgası yaklaşıyordu. Temkinli ve yumuşak bir inişe ihtiyaç vardı.
Tekerler piste değdi ama kemerlerin henüz çözülmemesi gerekiyordu. İşte o kemerler açıklanan bu veriler ile çözüldü. Çok yumuşak bir iniş gerçekleşti.
İlk Çeyrek Büyüme Rakamları
Türkiye ekonomisi ilk çeyrekte yüzde 3,2 büyüdü...
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın ilk çeyreğinde Türkiye'nin yüzde 3,2 büyüdüğünü açıkladı.
Üretim yöntemiyle hesaplanan GSYH tahmininde, 2012 yılı birinci üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre cari fiyatlarla GSYH, yüzde 14,2'lik artışla 329 milyar 20 milyon lira oldu. Sabit fiyatlarla ise bu dönemde ekonomi yüzde 3,2 büyümeyle 27 milyar 89 milyon lira olarak belirlendi.
Enflasyon
Merkez Bankası'nın başına ağrıtan konulardan biriydi. Geçen yıl hedefler saptı. Uzun süre tek haneydi.Geçen yılı TÜFE çift hanede kapattı. 2012 Mayıs'ına kadar da çift hanede devam etti.
Haziran ayında enflasyon rakamlarındaki düşüş ise beklentilerin çok aştı...
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2012 yılı Haziran ayında tüketici fiyatları endeksinin (TÜFE) yüzde 0,90 oranında, üretici fiyatları endeksinin (ÜFE) ise yüzde 1,49 gerilediğini açıkladı. Yıllık enflasyon TÜFE'de yüzde 8,87, ÜFE'de 6,44 oldu.
ABD krizi AB'nin uzatmalı krizi küresel krize dönüşünce Türkiye çareyi yeni pazarlarda aradı. Cari açık başına dert olmuştu. Çözüm daha fazla ihracattan geçiyordu. İthalatın da hızı kesilmeliydi. Türkiye'nin en uzun soluklu maratonuydu dış ticaret. Türkiye'nin yüzünü kara çıkartmadı..
İhracat rakamları
Haziran ayı ihracatı yüzde 3,59 arttı...
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) verilerine göre, Haziran ayında toplam ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,59 artarak 11 milyar 840 milyon dolara ulaştı. Son 12 ay açısından değerlendirildiğinde ise toplam ihracat bir önceki 12 aylık döneme oranla yüzde 14,07 yükselerek, 142 milyar 305 milyon 427 bin dolara çıktı.
Türkiye zoru başardı hiçbiri tesadüf değil!
Bütün bunların ardında elbette tesadüfler yoktu! Türkiye ekonomisinin dünyaya ders olarak anlatılan başarısı vardı. Ekonomi yönetiminin, Merkez Bankası'nın başarısı vardı... Özel sektör de başrolleri oynuyordu...
Türkiye zoru başardı...Ortalık elbette süt liman değil. Ekonomide beklentileri de belirleyen ekonomi yönetimi çitayı yükseltti şimdi işleri bir hayli zor. Türkiye her yıl en az yüzde 5 büyümek zorunda!
İlk çeyrek büyüme rakamlarından, tahminler yıl sonu büyümesinin yüzde 4'ü aşacağını gösteriyor. Yeterli mi, derseniz, küresel krizin AB ülkeleri arasında virüs gibi yayıldığı dönemde iyi ama yetmez...
AB'nin eski durumuna dönmesi 10 yılı alacak fakat bu süreçte dibe vuran AB'nin kaybettiği pazarlara yeniden ulaşmak isteyecek ve ihracatını artırması gerekecek! Bu da pastanın paylaşılacağı anlamına geliyor.
AB'den gelen ekonomik veriler sanayi üretiminde durgunluğu gösteriyor. Üretim askıda, bununla beraber Çin, Hindistan gibi ülkelerin büyümesinin yavaşlamış olması petrol fiyatlarındaki düşüşün nedeni olarak görülebilir...
Türkiye'nin daha birkaç ay öncesine kadar cari açık ve enflasyonundaki bozulmada enerji harcamaları büyük pay sahibiydi.
Söz konusu ülkelerin toparlanma süreci petrol ile birlikte emtia fiyatlarına da yansıyacak!
Türkiye'ye ait yukarıda sıralanan 3 iyi veriden ikisinde mevsimsel etkiler de söz konusu! Bunun anlamı kış döneminde gıda ve enerji fiyatları yeniden enflasyonu tetikleyebilir. İç talepte fazla düşüş beklentisi olacağını düşünmüyorum...
Peki bu süreçte ne yapılmalı?
Aslında gereken adımlar atıldı...
Teşvik yasası bu alanda atılan önemli bir adım. Yerli ve katma değer sağlayacak üretim bu süreçte ön plana çıkacak!
Yatırımlar kısa vadede gerçekleşmeli ve bu nedenle 1 yıldan kısa sürede yatırımlarını gerçekleştiren ve üretime başlayan işletmelerin borç geri ödeme faizlerinde indirime gidilebilir...
Aynı uygulama ithalat ağırlıklı sektörlerde, ithalatını yerli üretime çeviren sektörlere de sağlanabilir... Bu bir nevi teşvik paketi içerisinde yeni paket anlamına geliyor...
Büyümede sanayi üretimi büyük paya sahip fakat Ortadoğu'da yaşanan gerginlikler yatırımcıyı ürkütüyor! Savaş ve gerileme neden olacak politikalardan mutlaka uzak kalınmalı. Çünkü ekonomi bu dönemde sadece siyasal istikrarla tatmin olmayacak...
Sanayi üretimi konusunda da kapasiteleri artıracak tedbirlerin yanı sıra yeni kapasite eklemenin yolları aranmalı...
Sonuç olarak AB ve ABD kasırgasına hava yakalanan Türkiye yumuşak inişi başardı. Havaalanında kalıcı olmak değil ikmal yapıp yeniden havalanması gerekiyor...
Hakan Göksel / Haber 7
twitter.com/hakan_goksel
hakan.goksel@haber7.com