Kadınları istihdama kazandırma anlamında Türkiye'de önemli adımlar atılıyor...

Ekonomi yönetiminden tutun, sivil toplum kuruluşlarına kadar herkes aynı görüşü savunuyor, paylaşıyor...

Ortak görüş şu: Türkiye'deki erkek nüfusu kadar kadın nüfusu var ve bunların işgücüne katılımı sınırlı... Türkiye'de sürdürülebilir gelişimi sağlamak için kadınlara yönelik istihdam fırsatlarının yaratılması ve kadınların işgücüne katılım oranlarının artırılması gerekiyor...

Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA)'nın 4. bileşeni olan İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Operasyonel Programı kapsamında; kadınlara yönelik Teknik Destek ve Hibe Programı uygulanıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koordinesinde Türkiye İş Kurumu'da bu amaca aracı oluyor... Sadece İş-Kur'mu ticaret odaları ve borsalar birliği, finans kurumları, şirketler...

KADIN İSTİHDAMINDA MADALYONUN DİĞER YÜZÜ

Kentlere göç ile istihdam dışı kalan kadınları yeniden ekonomiye kazandırmak için 'mikro krediler' uygun koşullarda, faizsiz, bazen geri ödemesiz veriliyor... Amaç daha fazla kadının iş dünyasına katılımını sağlayarak artı değer oluşturmak daha güçlü bir ekonomi yaratmak...

Bir de madalyonun diğer tarafı var; çalışan kadınlar... Kariyer basamaklarını çok hızlı tırmanan iş dünyasındaki kadınlar gelir, kariyer vb konularda erkeklerden daha başarılı olabiliyor...

Elbette her şey güllük gülistanlık değil onlar için de! İş dünyasında, özellikle erkek egemen yapı; kariyer basamaklarında kadınların önünde birer engel olarak duruyor...

Rekabet koşulları, iş yaşamında erkeklerin daha önceden var olması dolayısıyla 1-0 önde başlatıyor... Ama kadınlar bu konuda pes etmiyor...

Türkiye'de sayıları az olsa da çok iyi ve başarılı ve önemli mevkilere gelmiş kadınlar var! TBMM'de son dönemde sayıları artan kadın vekillerle birlikle, Boyner, Sabancı, Dinçer gibi şirket ve STK başkanı olanlar da...

TİKADER ve KAGİDER'in etkisi ise ortada... Güçleri kendi çevreleriyle sınırlı... Yeterli mi derseniz, cevap malum: Hayır!

Bahsi geçen her yapıda erkek egemen taban üzerine vitrinlerde kadın var...

KATILIM BANKALARINDA KADIN İSTİHDAMI

Bu genel bir sorun ama benim özellikle işaret etmek istediğim farklı sektör var! Faizsiz Bankacılık sektörü... Yeni adıyla Katılım Bankaları...

Bu bankalara dış dünyanın önyargılardan arınarak baktığınızda 'modern ve profesyonel yapılar' görürsünüz! Ama her kurumda olduğu gibi onların da ufak tefek aşamadıkları noktalar var! Özellikle de kadın kariyeri ve kariyer basamakları konusunda...

Kendilerini muhafazakar olarak konumlandırsın konumlandırmasın, sağlam eğitimli ve donanımlı olup inancı yüzünden iş imkanı bulamayan kadınlara, genç kızlara kapılarını sonuna kadar açtılar... Özellikle Türkiye'nin sıkıntılı dönemlerinde yaptıkları ile takdiri hak ediyorlar...

Şimdiyse yeni bir adım atmaları gerekiyor... Kadın istihdamında kariyer sınırlarını kendilerinin belirlediği çizgileri bir tarafa bırakıp başarılı kadınların yoluna engel olmamaları hatta örnek olmaları gerekiyor...

Bugün finans kurumlarının yönetim kurullarında genel müdür ve yardımcıları arasında bildiğim kadarıyla kadın yok denecek kadar az!

Durum bununla da sınırlı değil, tüm katılım bankalarının 1000'i aşkın şubesi var ve bu kadar şube içerisinde kadın şube müdürlerinin sayısı bir elin parmaklarını geçmez...

Şunu çok iyi biliyorum ki katılım bankaları bünyesinde verilen görevin gereğini fazlasıyla yapacak birikim ve yeteneğe sahip ve kariyer yolunun açılmasını bekleyen kadın çalışanlar var! Sadece yollarındaki engelin kalkmasını bekliyorlar...

Bu yalnızca katılım bankalarına has bir sorun değil ama bu sorunun aşılmasına katkıda bulunabilecek en kilit sektörlerden biri... 

Katılım bankalarının bu konuda önemli bir başarıya imza atmaları ve öncü olmaları mümkün...

Neden olmasın... 

Hakan GÖKSEL   /  Haber7 
twitter.com/hakan_goksel
hakan.goksel@haber7.com