Halit Kanak
Halit Kanak
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Sûltân III. Mustafa’nın tahta geçmesi ve dönemindeki gelişmeler (30 Ekim 1757)

GİRİŞ 29.10.2022 GÜNCELLEME 29.10.2022 YAZARLAR

Haremağası tarafından Topkapı Sarayında kaldığı dairenin kapısı sabaha karşı çalınarak uyandırıldığında bir an endişeye kapıldıysada haremağasının peşinden sessizce dâvet edildiği sünnet odasına gitti. Orada kendisine Sûltân Osman’ın dünyasını değiştirdiği söylenerek tebrik ve gözaydınlığı ile padişahlığı tebliğ edildi.

Aynı şekilde devletin zirvesini oluşturan Sadrâzâm, Şeyhülislâm, vezirler, asker ocağı ağaları ve ileri gelenler konudan haberdar edildiler.

Devletin zirvesi sabah namazını Ayasofya’da edâ ettikten sonra dâvet edildikleri saraya geçtiler. Kendilerine ikram edilen sabah kahvelerini henüz içmişlerdiki, çiçeği burnunda yeni padişah, belinde Hazreti Ömer’in kılıcı olduğu halde odaya gelerek herkesten tek tek biat alarak tahta çıktı.

Babası III. Ahmed’invefâtında henüz 20 yaşına basmamıştı. Amcaoğulları I. Mahmud ve III. Osman’ın tahtta olduğu süreyi Topkapı Sarayındaki dairesinde geçirdi. 30 Ekim 1757 tarihinde amcaoğlu Sûltân III. Osman vefât edip, Yeni Cami Haziresine babası I. Mahmud’un yanına defnedildiği gün, 16 yıl 2 ay 22 gün sürecek saltanatı başlıyordu.

Tahta geçtiğinde 40 yaşını 9 ay 4 gün geçiyordu. Aslında kendisinden 7 gün büyük olan ağabeyi veliaht şehzâde Mehmed kısa süre önce vefât etmemiş olsaydı tahtın yüzünü göremeyebilirdi.

Tahta çıktığında eniştesi Koca Ragıp Paşa Sadrâzâmdı. 6 yıl, 2 ay, 28 gün birlikte çalıştılar. Avrupa meşhur 7 yıl savaşlarıyla ateşin içinde yaşarken Ragıp Paşa vefât ettiği 8 Nisan 1863 yılına kadar Türkiye’yi huzur ve müreffehlik içinde yaşatmayı başardı.

Sûltân III. Mustafa tahta çıktıktan sonra devlet işlerini ciddi bir şekilde takip etmeye başladı. Özellikle mali konularda çalışmalar yaptı hazineyi doldurdu. Avrupa'daki askeri gelişmeleri de yakın takibe almıştı. Bu sebeple hazineden yüklü miktarda kaynak aktararak ordusunu güçlendirdi. Bu aşamada görev verilen Macar Baron de Tott'un ıslah projeleri süratle uygulandı. Ordunun ve donanmanın yenilenmesi sağlandı. Tophane yenidendizayn edilerek yeni toplar döktürüldü.

Sınırdaki Hotin, Bender ve Özü Kaleleri güçlendirildi. Ayrıca İstanbul ve Çanakkale boğazlarının müdafaası için, Hasköy'de yeni bir top dökümhanesi yaptırıldığı gibi top arabaları yenilendi.

Fakat bu arada Avrupa’da 7 Yıl Savaşları bitti. Avrupa devletleri aralarında Lehistan topraklarını paylaştılar. Lehistan’a üşüşen işgâlcilerin başında Rusya geliyordu. Kocası III. Petro’yu öldürterek kendisini Çariçe ilân eden II. Katerina çok hırslıydı. Kendisi Alman olan bu kadın Rusça’da bilmiyordu.

Rus ordusuna verdiği talimatla âniden saldırdığı Lehistan’da katliama girişti. Direnen Leh milliyetçilerini imha avı başlattı. Katliamdan kaçan Leh’liler, günümüze kadar bütün mazlûm ve mağdur coğrafya insanının sığınağı olan Türk Devleti'ne sığındılar. Ancak katliamdan yinede kurtulamadılar.

Kendilerini takip eden Rus orduları bölgeye girerek özellikle Balta’da katliamlarına devam ettiler. Bu katliamdan Türklerde nasibini alınca, İstanbul’da toplanan divan 8 Ekim 1768'de Rusya'ya savaş açtı. Böylece 1774’e kadar sürecek olan Rus savaşı başlamış oldu.

Zâten Rusya alenen Türk Devletine savaş açmasada, Gürcistan, Romanya, Arnavutluk, Karadağ, Mora Yarımadasında Ortodoksları kışkırtarak büyük huzursuzluk çıkarıyor, buda zaman zaman isyana neden oluyordu.

Savaş ilânından yaklaşık dört ay sonra 31 Ocak 1769’da Kırım Hânı Kırım Giray'ın orduları Güney Rusya'ya girdiler. 100 bin atlıyla Ukrayna’yı talan ettiler. 10 binlerce esir, yüz binlerce hayvanla döndüler. Fakat Mart ayında Çariçe Katerina, Kırım Giray’ı Rum doktoruna zehirleterek öldürdü. Sadrâzâm Yağlıkçızade Mehmet Emin Paşa ordunun başında 3 Nisan’da sefere çıktı. Ancak Dobruca ve Beserabya’da gereksiz oyalandığı için idam edildi.

Mehmet Emin Paşa’nın yerine getirilen Moldovanlı Ali Paşayla birlikte 1 Mayıs ve 12 Ağustos 1769 tarihinde iki kez Hotin’de Ruslar fena halde mağlup edilmesine rağmen, yeniçerilerin itaatsizliği ve savaştan kaçması,Rus ordularının Romanya'ya kadar ilerlemesine neden oldu.

Diğer taraftan;Rus Donanması okyanusu dolaşarak Cebel-i Tarık Boğazından Akdeniz'e inerek Slavlık propagandasıyla isyanlara zemin hazırladılar. Bu kışkırtmalar neticesinde Mora Yarımadasında çıkan isyanlar, Kaptan-ı Deryâ Hüsamettin Paşa'nın Mora çıkarmasıyla bastırıldı. 70 bin kişilik Maynot-Rum ordusu, Tripoliçe'de 9 Nisan 1770'te imha edilerek bölgedeki asiler temizlendi. Rumlar tarafından yakılan köy, kasaba ve şehirlerin yaraları sarıldı.

Asileri temizleyen donanma Çeşme Limanına çekilmişti ki, Rusların baskınında yakıldı. 1770 yılının Ağustos ayında, Kont Romanzov komutasındaki Rus ordusu Boğdan'ın Kartal(Larga) mevkiinde Sadrazam İvazzâde Halil Paşa'yı mağlup edince Bender Rusların eline geçti.

Rusya bununla da kalmayarak ve Kırım'ın kapısı olan Orkapı'yı kuşattı. 24 Haziran’da Orkapı düştü. Çariçe II. Katerina Osmanlı Devleti'nden ayrılırsa bağımsız bir devlet olarak kabul edeceğini söyleyerek Kırım'ı önce ikiye böldü ardından 13 Temmuz 1771’de işgâl etti. (Başka bir yazı konusu olacak)

Bir yıl sonra Rusya Eflak'ta ilerleyerek Dobruca'ya kadar geldilersede, kendisini toparlayan Türk Ordusu; hem Cezayirli Hasan Paşa eliyle Çeşme baskınının intikamını aldı, hemde 2 Ağustos 1771'de Özü (Kırım), 12 Eylül 1771'de Yerköyü (Romanya), 29 Haziran 1773'te Silistre (Romanya), 20 Ekim 1773'te Varna (Bulgaristan) zaferlerini eze eze kazandı. Ancak kendi içlerinde bölündükten sonra Rusların eline geçen Kırım gitmişti.

III. Mustafa, beş yıldan beri devam eden Rus Seferini neticelendirmek için hazırlanırken, 21 Ocak 1774'te hayatını kaybetti ve yaptırdığı Lâleli Camii haziresine defnedildi. 1768-1774 Osmanlı-Rus Harbi, I.Abdülhamit devrinde, zafer kazanılmasına bakılmaksızın, 21 Temmuz 1774 yılında imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması'yla aleyhimize neticelendi.

III. Mustafa; oldukça cömert, dindar, çalışkan veâdil idi. Büyük İstanbul depreminde kesesinden yaptığı yardımlar uzun yıllar unutulmadı. Yine bu depremde yıkılan Fatih Camii’ni yeniden yaptırdı. Gayretli çalışmalarıyla askeri, idâri ve mâli birçok konuda reformlar yaptı. Oğlu III. Selim’de aynı yolda canı pahasına yürüyerek babasından öğrendikleriyle çığır açmıştı.

Sûltân Mustafa düzgün konuşur, iyi bir hattattı güzel yazardı. Ayrıca "Cihangir" mahlasıyla şiirler kaleme aldı. İleri görüşüyle, Süveyş'te kanal açmak, Sakarya Nehri'ni Sapanca Gölü üzerinden İzmit Körfezi'ne bağlamak gibi projeleri bulunsada bulunduğu dönemin ortamında bunları gerçekleştiremedi. Ruhu şâd olsun..

Yeni Akit

YORUMLAR 1
  • Semendire 3 yıl önce Şikayet Et
    Allah rahmet eylesin. Sayın hocam elinize dilinize sağlık teşekürler.
    Cevapla