Hasan Öztürk
Hasan Öztürk
HABER7 YAZARI

Yeni Anayasa'nın kaderi

GİRİŞ 30.04.2013 GÜNCELLEME 30.04.2013 YAZARLAR

“Biz bir uzlaşı ile bu işi yapamadık” demek üzere Komisyon Başkanı Cemil Çiçek.

Hatta ek süreye bir ek süre daha gerekmekte bile demeden!

Türkiye'nin 12 Eylül darbe anayasasından kurtulmak gibi bir çabası var.

Lakin, “Benim istediklerim ile senin istediklerin bir arada olamaz” anlayışı yüzünden darbe anayasası hala yürürlükte.

2011 seçimlerinde halk yeni oluşan parlamentoya bir nevi “Sivil bir anayasa yapmak sizin boynunuzun borcu” mesajı verdi.

Zira hemen öncesindeki 12 Eylül 2010 referandumunda yüzde 58 ile “En kapsamlı anayasa değişikliğine” evet diyen de yine bu milletti.

GAZİANTEP'TEN YÜKSELEN YENİ ANAYASA TALEBİ

Temsil kabiliyeti anlamında yüzde 95'e varan bir orana ulaşan bugünkü parlamento “yeni anayasa yapma iradesi” bakımından güçlü bir duruş sergileyemedi maalesef.

Hafta sonu, “Yeni anayasa yapım süreci”ne ilişkin Sivil Dayanışma Platformu'nun organizasyonu, Bülbülzade Vakfı ve Şehit Kamil Belediyesi'nin ev sahipliğinde Gaziantep'te 2 gün boyunca devam eden toplantılara katıldım.

Toplantıdaki oturumların tamamında “yeni bir anayasaya olan gereksinim” konuşuldu.

Hatta anayasanın nasıl bir anayasa olması hususunda en uç görüşler dile getirildi.

Bir katılımcı hızını alamayıp, “İstiklal Marşı'nda ‘Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklal' diye bir ifade var o nedenle yeni anayasada milli marş İstiklal Marşı olacak mı bunu da sorgulayalım” bile dedi..!

Anayasa fetişizminden, devlet fetişizmine kadar envai çeşit düşünceler dile getirildi.

Bolivya Anayasası'nın “doğayı koruyucu” giriş bölümüne dahi atıfta bulunuldu!

Sistem tartışmalarında ise bilimsellikten daha çok konuşmacıların durdukları siyasal pozisyon etkiliydi.

Sonuç olarak, Gaziantep'teki oturumların toplamından öğrendiğim şu;

“Ortak çıkar, ortak kader, ortak beklenti, ortak talep ne?”  sorusu bile bu işlerle uğraşan akademisyen, entelektüel ve aydınlar tarafından belirlenebilmiş değil.

Ümidimi canlı tutan tek şey ise, “konuşabiliyor olabilmemiz.”

Benim yeni anayasa ve siyasal rejim konusundaki kanaatim ise çok basit bir formüle oturuyor:

Adalet, adalet, adalet!

Kimden ve ne şekilde gelirse gelsin, hangi siyasal rejimle sağlanırsa sağlansın.

Şaşırdınız mı?

Şaşırmayın Gaziantep'teki teklifleri duysaydınız yadırgamazdınız!

Kalın sağlıcakla.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL