Baskın bir Oran!
İlkinde, “Çözüm Süreci”nin hemen başlarında, “Siz özerkliği elde ettiniz mi ki silahları bırakıyorsunuz” diyerek PKK'ya ayar veren röportajı nedeniyle eleştirmiştim Baskın Oran'ı. Ve o röportajında, sadece PKK'ya ayar vermekle kalmamış, batı illerinin alışveriş merkezlerinde patlayıverecek bombalar imasıyla da ahalinin gönlüne de korku salıvermişti Baskın Oran.
Akil İnsanlar arasına dahil edildi ismi ne hikmetse!
Reyhanlı'da ne oldu? 50'ye yakın insanın hayatını kaybettiği, Reyhanlı saldırısı üzerine kalem oynatmak öyle kolay bir şey değil. Lakin benim bu konuda söyleyecek iki çift sözüm var. Bunlar bir tanesi şu: Acilciler olarak bilinen terör örgütüyle ilgili bilgiler 1 yıl önceden ilgililer tarafından bilinirken, çok daha dikkatli davranılamaz mıydı? İkincisi de şu: Beşşar Esed yönetimin yani ki Baas rejiminin Türkiye'nin iç meselelerini çok iyi kaşıyabileceği gerçeğini yakın tarihimizdeki Lübnan iç savaşı pratiğinden öğrenme şansımız yok muydu? Dilerim, Başbakan Erdoğan Washington'dan taleplerine karşılık bulabilir! |
Ve Baskın OranEge illerinde “Ben de İzmirliyim. Ben de Türküm. Bana bayrak sallayamazsın!” sözleriyle “Çözüm süreci”ne katkı veriyor!
Akil İnsanlar heyetinin Akhisar ziyaretinin görüntülerini Anadolu Ajansı geçti. Ham görüntülerin tamamını izledim. Ve o görüntülerden sonra Akhisarlıların nasıl akli selim davrandıklarına şahit oldum.
Zira Akil İnsanların neredeyse tamamı halkın “çözüm süreci”ne ilişkin eleştiri ve taleplerini uhuletle, suhuletle dinleyip, hasbihal ederken, bir tek istisna vardı Baskın Oran!
Baskın Oran, bir amigo çevikliğiyle her gördüğü kalabalığa, her duyduğu itiraza yönelip saydırmaya başlıyor, “Ben Türküm, bana bayrak sallayamazsın. Ben İzmirliyim, bana bunu yapamazsın..!”
Falan falan falan…
Baskın Oran'ın Akhisar görüntülerinden çıkardığım sonuç ne yazık ki çok acı!
Pensilvanya monologları Evet ben de gittim! Bu topa girmeyeyim diye çok direndim. Ancak Yurt gazetesi unvanım ve ismimi zikrederek “O da gitmişti Pensilvanya'ya” diye yazınca zorunlu kaldım topa girmeye. Evet ben de gittim..! Fethullah Gülen hocaefendi ile evet ben de yemek yiyip, çay içtim; sohbet ettim! 27 yıllık gazeteciliğim boyunca yaptığım birçok görüşme gibi bu görüşme de “yazılmamak kaydıyla” idi. Bu yüzden bugüne kadar o görüşmelerle ilgili hiçbir şey yazmadım. Yazmayacağım da..! Zira ben ilkeli gazeteciliği önemserim. “Yazılmamak kaydıyla” denildikten sonraki tartışmaların tamamı “kıskançlık” ve “ego” dur..! Bilmem anlatabildim mi? Kalın sağlıcakla. |
Bir provokatör edası!
Birinin Baskın Oran'a, “akıllı ol” demesi gerekiyor sanırım!
Hasan Öztürk - Haber 7
hasan.ozturk@ulketv.com.tr
twitter: @hasanozturke