Başbakan Tayyip Erdoğan gündem oluşturmada ve kamuoyu yönetmede mahir bir siyasetçi. Ve bu maharetini yukarıdaki cümle ile bir canlı yayında kedisi ikrar etmiş idi; hatırlayın..!

Başbakan Erdoğan'ın, “vahim hata” sonucu Uludere'de hayatını kaybeden 34 kaçakçının hayatını kaybetmesinin ardından başlattığı “her kürtaj bir Uludere'dir” sözüyle başlattığı tartışmayı hatırlamak bile yeterli..!

Başbakan Erdoğan'ın kamuoyu oluşturma becerisine örnek çok, ama bu kadarıyla yetinelim ve asıl konumuza dönelim.

Başbakan'ın Amerika çıkarması başlı başına iç kamuoyu açısından bir başarı.

Lakin, dönüş yoluna çıkmadan önce gazetecilere yaptığı “2014'te 3 seçim olabilir” açıklaması önümüzdeki yaz aylarının neredeyse tamamını “seçim gündemine” kilitlemiş görünüyor..!

“2014'te 3 seçim olabilir sözü” hem bu haftaya hem de önümüzdeki günlere damgasını vuracak.

Beni ilgilendiren kısmı ise, ne yerel seçimler, ne de genel seçimler!

Anayasa referandumu ve Cumhurbaşkanlığı seçimi benim daha çok gündemimde.

Görünen o ki baştan sona yenilenmiş bir “anayasa” şu saatten sonra bir ham hayal!

Gerçi, yeni bir anayasayı kimin ne kadar istediği de koskoca bir soru işareti olarak karşımızda duruyor.

Neyse..!

Eğer yepyeni bir anayasa yapılamıyorsa ki öyle…

O zaman Başbakan Erdoğan'ın gönlünde yatan aslan bana göre, “partili cumhurbaşkanlığı” modelidir.

Zira 2012'nin Eylül ayında yapılan son AK Parti Kongresi'ndeki konuşmasının son bölümünde aynen şunları söylemişti:

“Ben, tüzüğümüz gereği, bu Büyük Kongre'de son kez Genel Başkanlık'a aday oluyorum.

Yetki verilirse, Allah ömür verirse, 3 yıl partimin başındayım.

Ardından partimin vereceği sorumlulukları yüklenerek, o alanlarda görev ifa edeceğim. Allah ömür verirse, bu can, bu bedende olursa, inşallah farklı görevler, farklı unvanlar altında, yine bir olacağız, yine beraber olacağız, yine partimizin, yine milletimizin hizmetinde olacağız. Ben bugün burada, tüm teşkilatımdan helallik diliyorum.”

Yeni bir süreç yaşanmazsa “Başkanlık Sistemi” şimdilik buzdolabına kaldırıldığı kanaatindeyim.

Çünkü çok daha pratik ve çok daha kolay yürürlüğe konulabilecek bir “partili cumhurbaşkanlığı” modeli Başbakan Erdoğan'ı Çankaya Köşkü'nde “yeni bir görev” ile partisinin başında tutar!

O halde, yerel ve genel seçimlerden daha önemlisi, Cumhurbaşkanlığı seçimidir.

O seçim öncesinde anayasada yapılacak “küçük” bir rötuş, zaten halkın seçeceği cumhurbaşkanını partisinden istifa da ettirmez.

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin “İlk Başkanı” olarak değil de “İlk partili cumhurbaşkanı” olarak halk tarafından seçilerek Köşk'e çıkmayı çok daha pratik görüyor!

Kanaatim budur ve bu yaz sanırım bu formülün bütün şartları zorlanacak.

Anayasa için referandum tartışmaları, ya da “2014'te 3 seçim yapılabilir” sözleri “olmayanı göstermek” adına yapılmış manevra diye düşünüyorum.

Yanılıyor olabilir miyim?

Elbette!

Zaman ne gösterecek, birlikte bekleyip göreceğiz.

Hamiş: “Gökten ne yağdı da yer kabul etmedi!” sözü ile Amerika seyahati öncesinde Fethullah Gülen Hoca ile görüşmeye açık kapı bırakan Başbakan Erdoğan, Bülent Arınç'ı “vekaleten” Pensilvanya'ya gönderdi! Sanırım, Bülent Arınç uzun bir aradan sonra çiftliğin kapısından girerken en azından, “Çam devirmek” deyimini hatırlamıştır.

Kalın sağlıcakla.

hasan.ozturk@ulke.tv.com.tr