“Gezi Parkı'ndaki ağaçların sökülmesine karşı çıkmak” gibi çok masumane bir “ağaç nöbeti eyleminin” geldiği noktayı görüyorsunuz.

Hükümet devirme tekniklerinin her türlüsünü uyguluyorlar.

Gezi Parkı'nı bahane eden iç ve dış odaklar Türkiye'yi kaosa götürmek için her türlü numarayı çekiyorlar.

Ancak öyle iki hamle geldi ki umutlanmamız gereken bir durum.

İlki Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın bence çok titiz çok ferasetli açıklamalarıdır.

İkincisi ise “ağaç nöbeti eylemini” başlatan Sırrı Süreyya Önder'in Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamadır.

Sırrı Süreyya Önder'in “Artık şölen havasında tepkimizi göstermeliyiz” sözü önemli.

Daha da önemlisi “Barışçıl demokratik tepkimizi göstermeliyiz” demesi..!

Ancak çok daha dikkat çekici sözü, Bülent Arınç söyledi!

“Olası referandumu desteklerim” dedi Arınç.

O halde, doğrudan demokrasinin nimetinden neden yaralanmayalım.

İstanbulluların Taksim Gezi Parkı'nın ne yapılması konusunda düşüncesini bir referandum ile öğrenmek çok sağlıklı olmaz mı?

Olur!

Aslında, Ak Parti'nin çok iyi ve güzel bir geleneği var. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın sıklıkla dile getirdiği gibi bu gelenek çok sıklıkla kamuoyu yoklamalarıyla halka danışma, sorma geleneği.

Ak Parti, belediyelerde ve merkezi iktidarda yapmak istediği uygulamaları çoğunlukla kamuoyu araştırmalarıyla belirliyor.

Bu da Ak Parti'ye diğer partilerin aksine çok büyük bir avantaj sağlıyor.

O halde, Gezi Parkı'nın ne olacağı konusunda Ak Parti'nin daha önce yaptırdığı anket ve kamuoyu yoklamaları olmasın rağmen, bu kez daha bir titizlikle davranabilir.

Doğrudan demokrasi burada sihirli bir formüldür.

O sihirli formül referandum olabilir.

İstanbulluların tamamının Taksim Gezi Parkı için ne düşündüğü ile ilgili bir referanduma gidilebilir.

O referandumun sonucuna kimse itiraz etmez/edemez.

Zira demokrasiden halkın oyu belirleyicidir.

İstismarcıların, riyakarların ve fırsatçıların;

Hele ki Gezi Parkı'nı bahane ederek kaotik ortam oluşturup Türkiye'ye “ayar vermek” isteyenlerin hesaplarını altüst etmek için formüllerden biri bence budur.

Birkaç provokatör ile birkaç marjinal gruba Taksim'i teslim edecek değiliz.

Taksim tüm İstanbulluların ve Türkiye'nindir.

Kalın sağlıcakla.

Hasan Öztürk - Haber7

hasan.ozturk@ulketv.com.tr

twitter: @hasanozturke