Uçak Akdeniz semalarındayken Atatürk Havalimanı'nın bağlantı yolları çoktan insan seliyle dolmuştu.

Bu görüntü, İsrail'e Davos'ta “One Minute”  çıkışı yapan Erdoğan'ın İstanbul'a dönüşündeki görüntünün aynısıydı..!

Oysa günler öncesinden Ak Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu teşkilatlarının bir hazırlık içinde olmadığını ve Başbakan Erdoğan'ın kalabalıklarla karşılanmak istemediğini söylemişti.

Ancak bu kez “sosyal medyada örgütlenen” Ak Partililer Atatürk Havalimanı'nı doldurdu. Hem de ne dolduruş..

Ellerinde Türk Bayrakları, Mustafa Kemal'in ve Başbakan Erdoğan'ın fotoğraflarıyla.

BALKON KONUŞMASININ İLK BÖLÜMÜ AYNEN

Günlerdir farklı çevreler Başbakan Erdoğan'dan yeni bir “Balkon Konuşması” bekliyordu.

Başbakan ‘ınonu seven, destek olan, kalabalığa yönelik yaptığı konuşma unutulmaz “Balkon Konuşması”nın ilk bölümüyle aynıydı aşağı yukarı.

Selamla bölümünde, tüm Türkiye'ye selam gönderdi Erdoğan, köy, kasaba şehir ayrımı yapmadı..

“Seccadesinin önünde diz çökmüş anneleri, nineleri, bacılarımı selamlıyorum” dedi örneğin.

Saraybosna'yı, Şam'ı, Kudüs'ü, Mekke ve Medine'yi selamladı örneğin.

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasının tamamında 3 referansı vardı ki bence çok önemli.

Yunus Emre,

Mehmet Akif Ersoy,

Necip Fazıl Kısa Kürek..!

Yunus Emre'den

Ben gelmedim kavga için

Gönüller yapmaya geldim

dizelerini,

Mehmet Akif'ten

Yumuşak başlı isem çekmeye gelmez başım,

dizesini okudu..

Konuşmasının bir bölümünde de Necip Fazıl'dan alıntı yaptı.

Bu 3 isimi referans alması, bana göre çok kıymetli.

Zira Anadolu'nun ortak değeri, Yunus'tur.

İstiklal Marşı bizim ortak paydamızdır, şairi Mehmet Akif'tir.

Ve Üstad Necip Fazıl Başbakan Erdoğan'ın siyasal düşüncesinin tam odağındadır.

KARDEŞLİK VURGUSU

Konuşmasında sıklıkla “Kardeşlerim” diye hitap etmesi, “76 milyonun Başbakanı, hizmetkarıyım” demesi dikkat çekiciydi.

 Ancak manidar olan “Faiz lobisi”nin olup bitenleri tezgahladığını söylemesiydi.

“Sizin zamanınızda 5 kat daha zengin olduk diyenler, bizimle uğraşmaya başladı” diyerek, doğrudan adres de gösterdi Başbakan Erdoğan.

“Bilinmelidir ki bu milletin alın terini onlara yedirtmeyeceğiz” diyerek oynanan oyundaki resti gördüğünü ilan etti.

“Borsa'da spekülasyonlara girerek bizi tehdit edeceğini sanıyor” diyerek de yapılanların boşa çıkarılacağını işaretini verdi.

Sandığa vurgu yapan Erdoğan, “Sandıkta başaramadıklarını sandık dışında yapmak istediler” dedi.

Gezi Parkı olaylarını değerlendiren Erdoğan, Vandalizm yapanlarla samimi protestocuları ayırdı.

Vakardan ve aklıselimden ayrılmamaları konusunda vatandaşları uyardı.

“Biz okuruz, analiz ederiz öyle karar veririz” dediği bir cümle var Başbakan Erdoğan'ın bu cümleyi de not edin. Eğer Gezi Parkı ve Taksim Projesi ile ilgili ikna edici raporlar Başbakan'a sunulursa mutlaka düşüncelerinde değişiklik olacaktır.

Konuşmasından sonra yola çıkan Erdoğan 1 saati aşkın bir zaman sonunda Üsküdar'daki evinin önüne ulaşabildi. Burada da konuştu ve “Biz Mehter'i severiz ama iki ileri bir geri de yürümeyiz” diyerek, geri adım atmayacağı sinyalini de verdi.

Ve sordu, “Neden bu olup bitenler bizim Amerika seyahatimizden sonra yaşandı?” dedi

Bitiriyorum..!

Türkiye 6 Haziran'ı 7 Haziran'a bağlayan gece olağan üstü saatler geçirdi.

Başbakan Erdoğan, yurda döndü, Gezi Parkı sorunu Türkiye'nin gündemini kilitledi.

Eğer “barışçıl demokratik eylemlere katılanlar” hafta sonu şölen havası içerisinde Taksim'de gösteri yapıp “amacımıza ulaştık” diyerek çekilirse Türkiye kazanır.

Yok eğer, samimi gençler şiddet yanlılarına boyun eğerse hafta başı devletin güvenlik güçleri Taksim'e tekrar girer.

Ne demiştim iki önceki yazımda.

Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!

Kalın sağlıcakla.

Hasan Öztürk - Haber7

hasan.ozturk@ulketv.com.tr

twitter: @hasanozturke