Fotoğraf'ın arkasında şöyle yazar:

"Nijeryalı Habibe Osmanoğlu 8 nüfuslu selamlar"

Bahattin Yıldız 2008.

Peki "Fotoğrafta ne var?" diye soranlara sadece şu kadarını anlatayım.

Alnında beyaz lekesi olan bir kahvrengi keçi ve üzerinde beyaz bir kağıtta "Hasan Öztürk" yazıyor.

Arkasında tebessümüyle inci beyaz dişleri görünen bir zenci hanımefendi ve çocukları.

Ben Habibe ve çocuklarını çok sevdim..!

Bu fotoğrafın hikayesi uzun!

Lakin burada konu edeceğim mesele sadece bir vechesi..!

Rahmetli Bahattin Yıldız ağabey çekmişti fotoğrafı taa Nijer'de.

Bu fotoğrafı konu etmemin nedenine geleceğim.

Az biraz sabır.

xxx

Hatırlar mısınız, bir Filistinli kız cocuğu vardı. Türkçesi "Babamı istiyorum" anlamına gelen inlemek ve isyan etmek arasındaki bir ses tonuyla şiir okumuştu. Babası İsrail hapishanelerinde çürüyordu.

Bir gece vakti Kanal 7 Haber Merkezi'nde Mustafa Güngör ve Cemalettin Tül tarafından bir Arap televizyonundan tesadüfen bulunan görüntünün Kanal 7'de Sabah'ta yayınlanmasıyla Türkiye o kız çocuğunu tanımıştı.

Ve biz onu çok sevmiştik..!

xxx

Yine hatırlayın!

İsrailli yerleşimcilere Filistin topraklarında yeni yerleşim yeri açmak için harekete geçmişti.

Buldozerlerin önüne atlayıp, İngilizce "Buna hakkınız yok burası Filistin toprağıdır" diyen bir genç kız vardı.

Haykırdı ve buldozer ile bedeni parçalandı Rachel Corrie'nin.

Fakat biz Rachel'i hiç unutmadık.

Ve biz onu çok sevmiştik..!

xxx

Yıllar önceydi... 2000 yılının 9'ncu ayı.

Filistinli bir baba, oğlu Muhammed'i korumak için kendini siper etmişti.

Muhammed babasının kucağında İsrail askerleri tarafından vurularak katledilmişti. O mazlum duruş Süleyman Çobanoğlu'nun sesiyle Kanal 7'de günlerce yayınlanan kliple yankı bulmuştu da biz Muhammed ve babası için göz yaşı döküp onları kendimizden bilmiştik..!

xxx

Son iki örnek daha yakın geçmişten.

Bunlardan bir tanesi yine Filistin'ten.

Hatırlayın, bir sarışın kız çocuğu Ahed Tamimi, İsrail askerlerine kafa tutmuştu.

Ülke tv'de uzun uzun görüntüleri yayınlanmıştı.

Sonra Başakşehir Belediye Başkanı Mevlut Uysal, Ahed Tamimi ve ailesini bulup Türkiye'ye getirmişti. Başbakan Tayyip Erdoğan ve eşi Emine hanım ile tanıştırmıştı da biz o kız çocuğunu kendimizden bilmiştik.

Ve çok sevmiştik..!

Xxx

Ve bugün!

Aslında çarşamba sabahı demeliydim..!

Firavun demek hafif kaçacak.

Lakin demekte behis yok!

Darbeci çağdaş Firavun Sisi'nin "Onurunu yitirmiş" askerleri, 17 yaşındaki Esma'yı göğsünden ve sırtından kurşunlayarak şehit etti Adeviye Meydanı'nında; binlerce sivil Mısırlı gibi..!

Müslüman Kardeşler yöneticilerinden Muhammed Beltaci'nin 17 yaşındaki kızı Esma'yı Rabiatul Adeviyye Meydanı'nda göğsünden ve sırtından vurdular vurmasına da onun ölmeden önce cep telefonuyla paylaştığı şiiri Haber7.com'da yayınlandığında biz onu da diğerleri gibi çok sevdik..!

Şiirin Türkçesi şöyle:

Onlar bizi Vetir'de

namaz kılarken buldular

Kimimizi rükuda, kimimizi secdede vurdular

Onlar hem güçsüzdü hem az sayıca

Allah'ın kullarını çağır da gelsinler yardıma

Köpüklü deniz dalgalarını andıran ordularla

Xxx

Bitiriyorum.

Biz, Habibe Osmanoğlu'nu da...

Muhammed'i, Rachel'i, Ahed'i, Esma'yı da kendimizden bildik, biliriz!

Çünkü bizim medeniyet perspektifimizde bu isimlerin temsil ettiği tüm değerler vardır..!

Çünkü biz biliriz yeryüzü kurulduğu günden bugüne iyiler ve kötülerin mücadelesi vardır..!

Ve biz iyilerden yana olmayı kendimize görev bilmişizdir..!

Mısır'da darbeciler, sokaklara dökülen masum sivillerin tümünü öldürse de...

Bu savaşı elinde silah olanlar kazansa da mesele değil..!

Zira bizim kazanmak gibi bir zorunluluğumuz yok..!

Haklı olmak gibi bir zorunluluğumuz var..!

Esma'nın ruhaniyetinde Mısır meydanlarında can vermiş tüm masumların ruhlarını selamlıyorum..!

Kalın sağlıcakla.

Hasan Öztürk - Haber 7

hasan.ozturk@ulketv.com.tr