Birkaç gündür konuşup tartışıyoruz WSJ'deki makaleyi.

Makalenin özeti belli: Hakan Fidan tehlikeli bir adamdır!

Bu fikri açıkça sayfalarına taşıyan WSJ Neo-Con çetesinin yayın organı.

Çete, taptığı tanrılara Fidan'ı kurban vermeyi hesaplamış olmalı.

Makalenin müellifleriyle ilgili ilk deşifreyi Fehmi Koru, Taha Kıvanç müstear ismiyle Star gazetesinde yaptı. (http://haber.stargazete.com/yazar/adlari-defterimde-var/yazi-796893)

Tartışmanın taraflarından biri de elbette Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti..!

Hükümet cenahından en dikkat çekici açıklama Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'dan geldi.

Mehmet Acet'in Kanal7'deki Başkent Kulisi programında konuşan Atalay,

“Amerikalısı, İsraillisi ne diyor? Biz Türkiye istihbaratına veya istihbaratın başındaki kişiye güvenmiyoruz. İşin özü bu. Rahatsızlar!”

Neden Hakan Fidan'a güvenmiyorlar? Sorusunun tek cevabı var.

O cevabı en güzel şekliyle ifade eden yazılardan birini Akşam gazetesindeki köşesinde Turgay Güler yazdı.

Ne diyor Turgay Güler yazısında?

Hakan Fadın'ı kastederek şöyle bir benzetme yapıyor:

“Genetiğiyle oynanmamış. Tamamen yerli üretim. Hibrit yani melez de değil. Etrafında “yabani” otların yetişmesine engel olan bir özelliği var.”

İstihbarat savaşlarının yaşanması elbette şaşırtıcı değil.

Lakin şaşırtıcı olan kavramların, tarafların görüşlerin ortaya bir karmaşa ile sunulup hedefe konan ismin yıpratılmaya çalışılması ve bizim buna inanmamız istenmesi.

Neyi kast ettiğimi daha net söyleyeyim.

Bu MİT Müsteşarı nasıl bir isimdir ki, hem El Kaide ile ilişkilendirilebiliyor, hem İrancı olmakla itham edilebiliyor.

Hakan Fidan ismi nasıl bir isimdir ki, ontolojik olarak hiçbir dönem ve hiçbir ortamda birbiriyle “iyi” ilişki kuramayacak iki uç fraksiyonun da sempatizanı ve hatta bazen “oyun kurucusu” olabiliyor?

Hem bu Hakan Fidan denen adam “puro” da içmiyor!

Pes!

Yıllarca MİT'i şubesi gibi gören, CİA ve Mossad'ın telaşını anlayabiliyoruz.

Hızla “yerlileşen” MİT'in kontrolünü kaybetme korkusu hedefe Hakan Fidan'ı koymaya neden oluyor!

Olabilir!

Bir şey daha oluyor!

12 Eylül 2010 referandumundan sonra Türkiye, “bağımsızlık” konusunda emin adımlar atıyor.

Bu adımların bürokratik ayağında Hakan Fidan var.

“Sır Küpü” denmesinin nedeni bu.

Siyasi karar mekanizmasının başındaki isimse elbette Başbakan Tayyip Erdoğan.

“Bağımsız Türkiye” konusunda inisiyatif alan…

Bu yolda yürüyen…

Ve bu yürüyüşte her gün bir adım daha atanların orkestra şefi Başbakan Tayyip Erdoğan.

WSJ'nin asıl hedefindeki isim de elbette Erdoğan.

“Şah çekemezsek”, “fil”i ve “at”ı yeriz düşüncesi ne kadar geçerli göreceğiz!

Kurban Bayramı'nız mübarek olsun!ü

Hasan Öztürk - Haber7