Çare, demokratik cephe
Ve Türkiye'nin 2050 yılına kadar Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer alacağına işaret etmiş.
Bu bilgiyi sizinle şunun için paylaştım.
Bugün toz-duman arasında kendimizi bir tarafta bulup da “aman battık” çığlıkları arasında ufuksuzluk yaşama endişesine kapıldığımız bir gerçek.
Lakin Jim O'Neill gibi soğukkanlı ekonomistlerin baktığı yerden yani ki biraz dışarıdan bakabilirsek olup bitene, uzun vadede memleketin kazançlı çıkacağına işaret etmek istedim.
MİT Mİ CİA MI; AVPURA GLADYOSU MU?
Türkiye'de her gün yeni bir kaset savaşı, yeni bir güç mücadelesi yaşanıyor. Fethullah Gülen Hocaefendi'ye ait olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil tarafından da kabul edilen son ses kayıtlarını kim kaydetti? Kim servis etti?
Bu sorulara bulunacak cevap bence Türkiye'deki tarafların yeni partner ya da paydaşlarına da işaret edecektir.
Eğer Paris cinayetlerini MİT ile irtibatlandıran belgeyi sızdıranın Kıta Avrupası olduğunu düşünürsek; (ki Sakine Cansız ve 2 kadın PKK'lının öldürülmesine PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın ilk yorumu Avrupa Gladyosu olmuştu HÖ)
Bu durumda Fethullah Gülen Hocaefendi'nin ses kayıtlarını sızdıran yapının CİA ya da Merkezi Amerikan yönetimi olduğunu düşünebiliriz.
CİA'nın son ses kayıtlarını sızdırmış olma ihtimali, siyasal iktidarın Amerikan yönetimiyle yeni bir “uyumu”na işaret edebilir.
Zira aynı şekilde, derin Avrupa'nın Sakine Cansız ve diğer PKK'lı kadınların öldürülmesindeki sessizliği de bilinmektedir.
Bir hatırlatma daha yapmakta yarar görüyorum.
Başbakan Erdoğan, Japonya'da, “Türkiye'nin küresel ve bölgesel güç olmak gibi bir niyetinin olmadığını” söyledi.
Bu net bir cümle olmasına rağmen, Zaman gazetesi yazarı Şahin Alpay, “Türkiye'nin amacı nükleer silah” diyerek “goygoyculuk”ta sınır tanımadı!
Başbakan'ın sözü Türkiye'nin yeni perspektifidir!
Şahin Alpay'ın goygoyculuğu ise, MİT'in Suriye Türkmenleri'ne giden TIR'ını ifşa eden güç ile, İHH depolarına “El Kaide operasyonu” yapmayı akleden iradenin iz düşümüdür!
Türkiye'yi uluslararası alanda “nükleer silah sahibi olma arzusunda, El Kaide destekçisi” bir devlet algısı hangi güçlerin işine geliyor bir düşünün..!
Türkiye Cumhuriyeti siyasal iktidarı, kendisine yönelik darbe girişimini kendi enstrümanları ve kurduğu yeni ittifaklarla püskürtüyor.
Darbe girişiminde bulunan yapının da kurduğu ittifaklar maharetiyle bu işte öyle çok kola vaz geçmeyeceği aşikar..!
O zaman, bu memleketin yararına olan bir önerim var:
Demokratik bir cephe kurmak!
Türkiye'yi seven...
Türkiye'nin menfaatlerini önemseyen…
Yerli unsurların mümkün olanca kapsadığı bir demokratik cephe, memleketin kurtuluşudur.
Başbakan Erdoğan bu cephe için Japonya yolculuğuna çıkmadan önce ilk adımları atmıştır.
Lakin Truva Atları bu cepheyi çökertmek için yakın mesafeden yaylım ateşine devam etmektedir.
Kalın sağlıcakla.
hasan.ozturk@ulketv.com.tr
