Ayna ve suret
Tanrı-alem ilişkisinden…
Ya da Allah-varlık meselesinden de söz etmeyeceğim..!
Size bir masal anlatmakla iktifa edeceğim..!
Zira bizi “Tanrı ile aldatmakta” mahir olanlara karşı, sadece “sığınabiliriz”; başkaca yapacak neyimiz var ki!
Masalın kahramanlarını hatırlayalım önce:
Bir kraliçe, bir genç kız, birkaç cüce, bir beyaz atlı prens…
Bir ayna ve elbet bir elma!
Elma metaforu bir şekliyle bizim ne hikmetse cennetten çıkarıldığımız günden bu yana hep imtihanımız!
AYNA AYNA SÖYLE BANA BENDEN DAHASI VAR MI YERYÜZÜNDE
Bir uzak ya da belki de çok yakın bir ülkenin birinde; sarayın birinde, bir kraliçe yaşarmış…
Aynı uzak ya da belki de çok yakın bir ülkenin aynı sarayının bodrum katlarında bir de küçük bir kız yaşarmış…
Kraliçenin günlük mutat yaşamından biri sırça aynasıyla hasbihal etmekmiş..!
Aynanın karşısına geçen kraliçe,
“Ayna ayna söyle bana, benden dahası var mı yeryüzünde” diyerek aynadan cevap beklermiş.
Her gün mutat olarak aldığı cevap ona yetermiş!
“Kraliçem senden dahası hiç yoktur yeryüzünde!”
Bu cevap yıllarca aynı olmuş.
Lakin sarayın bodrum katlarında yaşamak zorunda bırakılan kız çocuğu, genç kız olduğunda işin rengi değişmiş.
Ayna, bir gün sorulan soruya,
“Kraliçem senden dahası; biri daha var” dediğinde kader başka türlü akmaya başlamış.
Masalın devamını biliyorsunuz ama ben yine de kısa kısa anlatayım.
Kraliçe o genç kızı yani ki Pamukprenses'i öldürmesi için bir katil tutmuş.
Katil ormanda Pamukprenses'i öldürmeye kıyamamış, onu salıvermiş, avladığı ceylanın kanını Pamukprenses'in gömleğine sürüp kraliçeye götürmüş.
Kraliçe “rakibini” alt etmenin mutluluğunu yaşarken, Pamukprenses'e ormanın yedi cüceleri sahip çıkmış.
Gel zaman git zaman, aynanın karşısına geçen Kraliçe'nin mutat sorusuna ayna yine “Senden dahası olan biri var Pamukprenses ve o yaşıyor şurada” demiş.
Kraliçe'nin yaşlı muteber bir nine kılığına girip, Pamukprenses'in ormandaki kapısına ulaşması zaman almamış.
Pamukprenses'i kandırması ise hiç zor olmamış.
Elindeki elmayı uzatıp onu yemesini haz gülüşleriyle izlemiş!
Pamukprenses, ısırdığı zehirli elmanın etkisiyle kendinden geçerken, Kraliçe amacına ulaşmanın keyfiyle sarayın yolunu tutmuş.
Her neyse..!
Pamukprenses günlerce yedi cücelerin onun için hazırladığı cam tabutta yatmış.
Ta ki Beyaz Atlı Prens gelinceye kadar.
Beyaz Atlı Prens'in Pamukprenses'e verdiği o hayat dokunuşu kadere bir kez daha yön vermiş!
***
Bitiriyorum..!
Uzak ülkede ya da yakın ülkede “kendinden başkasına” tahammül edemeyenlerin ayna karşısındaki suretlerinin “tekamülün son veçhesi” vehimlerini yaşıyoruz..!
Aynanın dile gelip, “başkaları da var” demesini hazmedemeyenlerin, nasıl bir “cinayet komplosu” kurduklarını bugünlerde yaşadığımız “karakter suikastları” ile görüyoruz.
Yine, “karakter suikastları”nı bir şekilde atlatanlara karşı, sureti haktan görünüp yanlarına kadar sokulduktan sonra “zehirli elma” ile rakibini bertaraf etmeyi düşündüklerine şahit oluyoruz..!
Milletimiz, yedi cüceler gibi feryat figan arasında ümidini yitirdiği anlardaysa Allah'ın yardımı yetişiyor bir Beyaz Atlı Prens olarak!
Ve yeniden “hayat öpücüğü” ile diriliyor bu millet!
Ayna ve suret!
Aynaya bakıp da suretinizden emin olmaksa maksat!
Aynanın dediğini hazmetmekle başlamak lazım..!
Yoksa Allah'ın kulları arasında seçilmişlerden olduğunuz vehmine kapılmanız, bir sürü haksızlığı yapmanıza ve bir sürü “karakter suikastına” meyletmenize neden oluyor..!
Bu millet sizi affetmez!
Siz de hepimiz gibi “ölümlülerden”sinizi!
-
Halil SİNANOĞLU 10 yıl önce Şikayet EtENFES OLMUŞ !. Müslüman'ın Allah yokmuş gibi düşünmesi haramdır.Bütün işler, O'na döner.O,ne güzel Vekil'dir.Beğen Toplam 1 beğeni