Çok güzel olacak; fıstık gibi olacak
Size resepsiyonun gayri resmi arka planında olup bitenlerden söz etmek istiyorum.
Lakin öncelikle Türkiye'nin 100 yıllık bir parantezi kapatmak için yaptığı o tarihi hamleden birkaç cümle de bahsetmem gerek.
Başbakan Erdoğan 1915 olaylarının yıl dönümünden bir gün önce Ermenilere 9 dilde "Tehcir" taziyesinde bulundu.
Metindeki şu ifadelerin altını çizmek isterim:
"Tehcir gibi gayri insani sonuçlar doğuran hadiselerin yaşanmış olması, Türkler ve Ermeniler arasında duygudaşlık kurulmasına engel olmamalı. Adil bir insani ve vicdani duruş, din ve etnik köken gözetmeden bu dönemde yaşanmış acıları anlamayı gerekli kılar. "Yaşamını yitiren, etnik ve dini kökeni ne olursa olsun tüm Osmanlı vatandaşlarını da rahmet ve saygıyla anıyoruz."
Konumuza dönecek olursak 23 Nisan Resepsiyonu'na katılan birçok dostum ve siyasetçiden çok önemli bilgi ve duyumlarını bir kısmını size anlatmak istiyorum.
KARARLI KARARNAMELER YOLDA MI?
23 Nisan Resepsiyonu'nda öğrendim ki,
Bir kez daha Türkiye Cumhuriyeti bir muz cumhuriyeti değilmiş...
Devlet içinde yuvalanmış "gayri milli" yapılarla mücadele konusunda devlet aklı yeterince hazırlık yapmış...
Önümüzdeki birkaç gün içinde gözle görülür, elle tutulur bir hareketliliğin olacağı kesinmiş...
Devam ede gelen soruşturmaların ilk neticeleri Haziran sonunda alınmaya başlanacakmış...
Özellik Türk Silahlı Kuvvetleri'nde ciddi bir çalışma yürütülüyormuş...
Yargı ve emniyetin DNA'ları çözülmüş..!
Yukarıda bahsettiğim konuların tamamı "paralel yapı" olarak tanımlanan devlet içindeki gayri milli unsurlara yönelik çalışmalara ilişkin.
Elbette gecede muhataplarımla başka konuları da konuşma imkanım oldu.
TÜRK - KÜRT İTTİFAKININ SONUCU NE OLUR?
Bir de dış politika alanındaki gelişmelere ilişkin duyumlarım oldu 23 Nisan resepsiyonunda.
Dış politika denince elbette Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile de ayak üstü sohbet ettim.
Bakan Davutoğlu'nu Balkan ülkelerinin misyon şefleriyle yaptığı sohbet esnasında gördüm.
Karşılaştığımızda, "Hafta sonu Sarayova'daydım, hala ziyaretinizin yankıları konuşuluyor" dedim.
"Bosna'ya her fırsatta gidiyoruz. Mayıs'ta yine gideceğiz. Oraları özlüyoruz" dedi Sayın Davutoğlu.
Gerçekten insan Bosna'yı, Üsküp'ü, Prizren'i dahası Balkanları özlüyor...
Tıpkı, Musul'u, Kerkük'ü, Erbil'i, Şam'ı, Halep'i özlediği gibi..!
Tam da bu noktada...
Musul-Kerkük demişken...
Resepsiyonda çok güvendiğim bir kaynaktan aldığım bilgiye göre...
Türkler ve Kürtlerin kurduğu derin ittifakın çok yakın gelecekte büyük yankı uyandıracak sonuçları olacakmış!
Kaynağım teyit olarak da "Bugün (önceki gün) Süleyman Şah Türbesi'ne giden askeri konvoyun önünde hangi güçler yürüdü bir araştırın bakalım ne göreceksiniz?" dedi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlama gerekçemiz, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmış olması.
O ilk Meclis'teki mebusların nerelerden geldiğine bakmak...
O ilk Meclis'e gelen mebusların Osmanlı Mebusan Meclisi'nin hangi son kararını uygulamaya ahdettiğini bilmemiz...
Misak-ı Milli'nin "ne olduğunu anlamamız" bize birçok ipucu verecek sanırım.
Bu seneki 23 Nisan resepsiyonu kendi adıma söyleyeyim yeterince verimliydi.
İNSANDA AR DUYGUSU KALMAMIŞSA
Hamiş:
Bu arada, resepsiyon boyunca ortalıkta dolaşan bazı "tipler" "Erdoğan nasıl olurda 24 Nisan öncesi Ermeni meselesine böyle tarihi bir yaklaşımla müdahale eder" telaşındaydı.
Bir diğer telaşlarıysa "Bakarsınız yine ters köşe olursunuz" cümlesiyle cumhurbaşkanlığı tartışmasında Başbakan Erdoğan'ın bütün inisiyatifi yeniden ele almasıydı.
Ellerinden şekeri alınmış şımarık çocuklar gibi mızıkçılık çıkartmak istercesine Şeref Salonu'nda bir oyana bir buyana gezinenlerin haliyse bir başkaydı..!
Sanki 17 Aralık'ta hiçbir şey olmamış gibi...
Sanki Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğan'a, yakın çevresine, ailesine onca hakaret ve iftirayı atmamışlar gibi...
Sızdırılan tapeler ve onca tezviratı şehvetle köşelerine taşımamışlar gibi...
"El sıkmak" ve "selamlaşmak" için Erdoğan'ın peşinden koşanların haliyse ibretlikti..!
Kalın sağlıcakla.
-
İbrahim Dursun 10 yıl önce Şikayet EtMecliste arif ol!............. Dokunulmaz zannedilen, nicelerine dokunuldu.Hemde bal gibi.''Dokunan, yanar!''diyenlere de.....VesSelamBeğen Toplam 2 beğeni