Kriz anlarında, soğuk kanlı olmayı başaranlar ayakta kalır ve krizin atlatılmasında öncü rol oynar.

Kriz anlarında sabırlı olabilmektir maharet!

Sabredenler, selamete erenlerdir!

Xxx

Soma'daki faciada kamu vicdanı yaralanmıştır!

Acılı insanların “feryat” ve “öfke”sini anlayacak; gerektiğinde “sineye çekecek” akil insanlara ihtiyaç vardır..!

Enerji Bakanı Taner Yıldız bu krizin akil insanları arasında öne çıkan isimdir.

Sabırla, gelen tüm eleştirileri anlayışla karşılamıştır.

Olayın vuku bulduğu andan itibaren hiçbir bilgiyi saklamadan kamuoyu ile paylaşmıştır.

Acılı aileleri de teknik bürokrasiyi de devlet erkanını da idare etmeyi bilmiştir.

Sahici bir duruş sergilemiş; vakarını korumuştur!

“İstifayı düşünmüyor musunuz?” diye soranlara, “Bir tek işçi kardeşimin canının yanında makam, masa, sandalye zerre kadar umurumda değil” diyecek kadar samimi…

Eşinden haber alamayan acılı kadına “güçlü olmalısınız, kendinizi salmamalısınız” diyecek kadar babacandı.

Xxx

Lakin Taner Yıldız'ın “içten” sabırlı duruşunu gölgeleyen olayları da gördük Soma'da!

Ateşin düştüğü yerde acılı ve zaman zaman acıyı da aşan öfkeli bir kalabalık var.

Bu kalabalığın, “şucu ya da bucu” olmasının bir önemi yok.

Bu gerçeklik, devleti yönetenler tarafından iyi tahlil edilmeli; o kadar!

Elbette, işi gücü provokatörlük olan Soma faciasını istismar etmek isteyenler olacak.

Dışarıdan gelen marjinaller olacak.

Acılı insanların arasına karışıp suyu bulandırmak isteyecekler olacak.

Bir de acıyı acı gibi yaşayıp, sabrının sonuna geldiğinde “feryat” eden anneler, eşler, babalar, çocuklar, kardeşler, hısım akraba olacak..!

Acı ile karışmış öfkenin kontrolünün zorluğunu bilecek; kamu otoritesi!

Acıyı paylaşmak ve krizi yönetmek konusunda bazılarının “eleştirilere” savunma refleksiyle karşılık vermesi anlaşılır gibi değil..!

Taner Yıldız'ın son iki gündür yüksek sesle dillendirdiği, “Kimsenin gözünün yaşına bakmayız” çıkışının arkasında duracak güçlü bir iradeye ihtiyaç vardır.

“Sorumlular kimse hesap verecektir” demek çok mu zor..?

Maden'in sahibi Alp Gürkan'a sahici bir “sen orada bir dur hele…” demek bu kadar mı zor?

Zor!

Zira, Soma'nın kara kaderini, memleketin kaderini değiştirmek için istismar edecekler ile, o istismarcılara aman vermek istemeyenlerin mücadelesi, “sabırlı olmayı ve sabretmeyi” unutturmuş görünüyor!

Bir an önce sabrı ve aklıselimi temin etmenin yollarını bulmak durumundayız.

Yoksa çok yazık olacak!

Ölenlerimizin acısı yaşarken, başka acıları da yaşamak zorunda kalacağız.

Ne diyor, Kur'an-ı Kerim'de Allah (cc), “Asra yemin olsun ki; insan mutlaka ziyandadır.
Ancak iman edenler, iyi işler işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.”