Hasan Öztürk
Hasan Öztürk
HABER7 YAZARI

Şizofrenik darbe planı

GİRİŞ 18.12.2014 GÜNCELLEME 19.12.2014 YAZARLAR

Bu cümleyi çok bilerek kurdum!

Yani ki bir belediyedeki “imar” meselesini…

İran uyruklu bir iş adamının “altın” sevkiyatını…

Bir bankanın genel müdürünün evinde bulunan -sonradan kimlere ait olduğu bilinen- paralara el konulmasını…

Bazı bakan çocuklarının ev ve işyerlerinde kaynağı belli olmayan “paralar” bulunmasını toplayıp bir çırpıda Türkiye gündemine getirivermişlerdi..!

Farklı farklı soruşturma konusunu, aynı torbaya doldurup sadece “parça tesiri yüksek” olmasıyla yetinmeyip bir de üzerine “basınç” ile büyük bir infilak beklentisiyle düğmeye basmışlardı.

17 Aralık sabahı birbiriyle hiç ilgisi olmayan farklı soruşturmaları İstanbul Emniyeti’nin farklı birimleri tarafından aynı torba içinde infilak ettirme teşebbüsünün “Türkiye ve siyaset için ne anlama geldiği”ni, bir hafta sonra 25 Aralık’ta bu kez, “Türkiye’nin vizyon projelerini yapmak için harekete geçen işadamlarına” ve dahası bir cemaatin “finans kaynaklarına” yönelinmesiyle…

Daha da ötesi “Dönemin Başbakanı’nın aile efradına yönelinmesiyle öğrendik!

Diyeceğim o ki, bir yıl önce “Türkiye dipsiz bir kuyunun kenarından döndü.”

İfade bana ait değil.

17-25 Aralık sürecini değerlendiren “Dönemin Başbakanlık Müsteşarı” bugünün İçişleri Bakanı Efkan Ala.

DİPSİZ KUYUNUN KENARINDAN DÖNDÜK

Ala bir yıl önce olanı, “Türkiye dipsiz bir kuyunun kenarından döndü” diyerek tarif ediyor.

Peki, AK Parti iktidarına yönelik ya da daha bir noktasal atışla, “Recep Tayyip Erdoğan’ı ‘alaşağı etmek’ üzere harekete geçen yapı kimdi, ya da neydi?” sorusunun cevabını da 1 yıl içinde tüm çıplaklığıyla görmüş olduk..!

İnsanların özel hayatlarını hiçe sayan dinlemeler…

Devletin mahrem bilgilerini sanal ortamda paylaşmalar…

TİB gibi TÜBİTAK gibi kurumlarda çöreklenerek “Dönemin Dışişleri Bakanı” bu günün Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun deyimiyle “Kulağımızdan bile kıskandığımız mahrem bilgileri” üçüncü ülkelere servis etmelere

Olmadı, MİT Tırlarına operasyon yapıp Türkiye’yi uluslararası arenada “teröre destek veren ülke” pozisyonuna düşürmeye çalışmalar…

Hasılı; gibi gibi…!

BÜTÜN TERTİPLER AYNI KAVŞAĞA ÇIKIYOR

Birçok akla hayale gelmedik tertip, düzen ve tezvirat ile bel altı, faullü her türlü “nane”yi işleyenlerin neredeyse tamamının yolu hep aynı kavşakta kesişiyor!

Bunca olup bitenin “nasıl olup da aynı kavşakta kesiştiği” sorusuna cevap ararken teşhisi koyan yine “Dönemin Başbakanlık Müsteşarı”, bugünün İçişleri Bakanı Efkan Ala oluyor.

“Şizofrenik darbe planı..!”

Doğrusu gerçekten de “devlete meydan okuma” cüretini gösteren malum yapının, bu cüreti nereden aldığı sorusunun cevabı;

Ancak halüsinasyon görmek ile izah edilebilir.

Efkan Ala’nın tespiti bu açıdan yeterince önemli:

Şizofrenik darbe planı!

Hele ki Hüseyin Yayman’ın 16 Aralık’ta Vatan’da yazdığı ve “1999 ne oldu?” sorusuna cevap ararken Öcalan’ı verdiler, Gülen’i aldılar, Erdoğan’ı hapsettiler” diye özetlenebilecek yazısını da hatırlayınca…

“Şizofrenik darbe planı”nın yapılmasına ya da halüsinasyon görülmesine zemin hazırlayan “üst aklın” Türkiye’ye ön gördüğü gelecek de tüm çıplaklığıyla ortaya çıkıyor..!

İçişleri Bakanı Efkan Ala bir seferinde “Bazı insanların aklı başına fazla gelir” demişti.

Demek ki, aklı başına fazla gelen bazı insanların üst aklın ya da kurmay zekanın etkisiyle “halüsinasyon” görenin etkisiyle harekete geçmesi üzerine 17-25 Aralık süreci yaşanmıştır.

Bir yılın sonunda, Recep Tayyip Erdoğan’ı tasfiye edip, Türkiye’yi Irak, Suriye gibi bir Ortadoğu ülkesine çevirmek isteyenlerin bugün hangi noktada olduğu malum!

Yine bir yılın sonunda devlet en üst güvenlik kurumunda yani ki “MGK”da “paralel yapı ile mücadele” konusunda kararlı bir tutum izleyeceğini ilan etmiştir.

Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk halk tarafından seçilmiş cumhurbaşkanı olarak 1000 odadan daha fazla bir odaya sahip Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda görevini icra etmeye başlamıştır…

Dinlemeler yolu ile Suriye’deki kaotik ortamın Türkiye’ye yansımaları bahanesiyle tasfiye edilmesi düşünülen “kurmay zeka” Ahmet Davutoğlu Başbakan olarak Türkiye’yi karış karış gezer olmuş…

Dönemin Müsteşarı Efkan Ala, İçişleri Bakanı olarak “Paralel yapı ile mücadele”de şövalyelik yapmıştır!

Sonuç şu: 17 Aralık 2013’te meşru hükümeti, bir kumpas ile alaşağı etmek isteyenler bir yıl sonra yine meşru hükümetin “idari”, yargının “adli” tedbirleriyle tasfiye edilmeye başlanmıştır.

Lakin asıl tasfiye milletin gönlünde yaşanmaktadır!

Kalın sağlıcakla.

YORUMLAR 1
  • ismail 9 yıl önce Şikayet Et
    Ağızınıza sağlık Hasan bey.. yanlız bunlardan her şey beklenir. Köşeye sıkışmış kedi gibiler.. her türlü terör eylemine bile girişebilirler. Allah muhafaza eylesin..
    Cevapla