Erdoğan kendini düşünse keyfine bakardı
Kendini düşünse, mevcut Anayasal haklarını sonuna kadar kullanırdı.
Bazen sorumlu gibi…
Bazen sorumsuz gibi davranırdı.
Kendini düşünse, milletten aldığı yüzde 52 oy ile seçildiği makamda…
Geleni ağırlar…
Gideni yolcu eder…
Gerektiğinde Bakanlar Kurulu’na başkanlık eder…
Yüksek yargıya atamalarını yapar…
Meclis’te istediği vekile “Hükümet kurmak için” görev verir…
Okyanus aşan uçak ile seyahate çıkıp, keyfine bakardı.
Kendini düşünseydi, “Bağımsızlık”tan, “özgürlük”ten söz etmek yerine gününü gün ederdi..!
Oysa o, kendini bırakıp “dava” adamlığına yürüdü…
Kendini bırakıp, milletin ayağındaki prangaları kırmak için yürüdü…
Kendini bırakıp, Birinci Dünya Savaşı’yla başlayan süreçte açılan parantezi mutlaka kapatmak için yola çıktı.
Kendini bırakıp, halkın makus tarihini değiştirmek için yürüdü.
“Uluslararası arenada yalnızlaştırılıyor musunuz” dendiğinde, “Umurumda bile değil. Halk bizi bağrına bastı” diyerek, millete kendini emanet etmesi…
“Allah’tan başka kimse bize başka bir çizgi çizdiremez” diyerek referansına atıf yapması…
Durduğu yerin işaretidir.
Şimdi Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda “keyfini çıkartmak” yerine bize bir şey daha söylüyor:
“Önümüzdeki seçimde 400 vekil çıkaran Yeni Anayasa’yı yapar. Yeni Anayasa ile sistem değişir. Başkanlık Sistemi Türkiye’nin ayağındaki prangaları söker. Türkiye, büyür bağımsızlaşır..!”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu milletin önüne kendi konforu yerine, kendisini daha da yoracak fakat nihayetinde memleketin hayrına olacağına inandığı bir hedef daha koyuyor.
Şimdi Erdoğan’ın koyduğu hedefe yürümek isteyenlerle, onu Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yalnızlaştırmak isteyenler arasında bir satranç başlamış görünüyor..!
Oysa bilmiyorlar mı ki satrancın “körleme usulü”nü en iyi oynayanların başında Erdoğan gelir..!
Cumhurbaşkanı Erdoğan eğer kendini düşünüyor olsaydı, millete istikamet vererek bunca düşman kazanacağına, rahatına bakardı!
Sizce de öyle değil mi?