Yerel seçim: Kıldan ince kılıçtan keskin
Yerel seçimler öncesi Ak Parti’de olağanüstü hareketlilik başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “liyakat” diyor, “halkta karşılığı olan” diyor, “mütevazılık” diyor, “kazanacak aday” diyor.
Peki neden son dönemde dozu her geçen gün artan oranda, “mütevazılık”tan, tevazudan, “kibir abideleri”nden bahsediyor?
Çünkü…
AK PARTİ BİR HAREKETTİR VE O HAREKETİN BAŞARISI HİZMET İLE BİRLİKTE GÖNÜLLERE DOKUNMAKTA GİZLİ
Ak Parti bir hareket. Çok partili siyasi hayata geçişimizi başlangıç kabul etsek bile bu hareketin kökleri 1950’lere kadar uzanır.
Adnan Menderes’in de Necmettin Erbakan’ın da Turgut Özal’ın da mirasına sahip çıkan bir parti var karşımızda.
Hareketin başarısında, disiplinli olması, sürekli kendini yenilemesi ve halkta karşılık bulması olduğu kadar, “değerlere” bağlı kalması da etkili.
Ak Parti hareketini hem merkezi iktidarda hem yerel yönetimlerde başarıya taşıyan unsur, hizmet ile birlikte gönüllere hitap edebilme becerisi.
Haksızlık etmemek gerek. Merkezi iktidarda olduğu gibi yerel yönetimlerde de başarılı oldu Ak Parti.
1994’ten bu yana İstanbul ve Ankara gibi başlıca şehirlerin su sorunu, ısınma sorunu ve hava kirliliği gibi meseleleri tarih oldu.
Bunların tamamına tamam!
LİDERİ TARAFINDAN SİGAYA ÇEKİLEN HAREKET: AK PARTİ
Ama son dönemde yine lideri aracılığıyla hareketin bir özeleştiri, bir sigaya çekilmesi de söz konusu.
Mesela 21 Mayıs 2017’de Ak Parti’nin 3. Olağanüstü Kongresi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan partisine geri döndüğü gün ilk olarak, “Kibirle yürüyüp yolu incitme gönül” dedi.
Mesela, önceki günkü yeni yasama yılının ilk grup toplantısında, “Halkına tepeden bakan, gurur ve kibir abidesi adamları bize getirmeyin” dedi.
Neden acaba?
Çünkü…
İktidar yıpratır. İktidar sadece yıpratmaz. Aynı zamanda teşne olanları da bozar!
Bozdu da..!
Bozulmaya meyli olanlar, zamanla bozulur.
O yüzdendir ki “Yola çıkılanlarla değil yolda bulunanlarla” yol alınmaktadır. Onun içindir ki yola çıkılanların bir kısmı yolda bozulmuştur.
Bir de hala Ak Parti katarında yük olarak duranlar vardır ki onlar da bozulmuştur.
Hareketin gücünü arkasına alan kimi mayası bozuklar, “hizmet” etmekle birlikte “gurur ve kibir abidesi”ne dönüşmüştür. Bir de “nefsine uyanlar” var ki sormayın?
Bozulanların zaman içerisinde elenmesi mukadderattan. Ancak elde edilen güç, makam ve şöhret bir “tehdit” unsuruna dönüşürse, tasfiye süreci gecikebilir!
Gecikti de..!
ÇÜRÜK ELMALAR HALA CÜRETKARSA…
Bazen tahammül edilebilir, bazen görülemeyebilir, bazen o kişiye o alanda ihtiyaç duyulabilir. Bazen “faydası zararından çok” diye düşünülebilir. Karantinaya alınarak beklenebilir. Bunların hepsi siyaseten mümkün!
Mümkün olmayansa, bir hareketin içinde oluşan çürük elmaların hala varlıklarını “cüretkârca” sürdürüyor olabilmeleridir.
Bu yüzdendir ki Cumhurbaşkanı Erdoğan birçok meseleyi suhulet içinde çözmeyi yeğlerken bu konuda çok daha radikal kararlar almıştır.
Alıyor da..!
Geçtiğimiz yıl başlayan belediye başkanlıklarından istifa süreçleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın lider olarak meseleye doğrudan el koymasının göstergesi değil midir?
O günden bugüne alınan kararların doğruluğu ortaya çıkmamış mıdır?
Yeni dönemde o kararlarda daha da titizlenileceği ortaya çıkmamış mıdır?
Ak Parti hareketi çürük elmalardan ne kadar arındırılırsa yerel seçimlerde o kadar başarılı olacaktır.
Önümüzde yeni sistemin ilk yerel seçimleri var.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, her ne kadar yerel yönetim sisteminde bir değişiklik getirmemiş olsa da yereldeki başarı merkezi iktidarı doğrudan etkileyecektir.
Bu yüzdendir ki MHP lideri Devlet Bahçeli, “İstanbul ve Ankara’nın kaybedilmesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin tartışılmaya başlaması”na neden olur demiştir.
Önümüzde yaklaşık 45 gün var. Bu sürede büyükşehirlerin adayları aşağı yukarı belli olacak.
Hatta adayların tamamı belli olacak.
Ak Parti, parti kimliği üzerinden güç devşirenleri tasfiye edebilirse yerelde gücünü koruyabilir.
Yoksa, “kibir abideleri”ne ders vermeye hazırlanan epeyce bir seçmen var haberiniz olsun.
Demedi demeyin!