30 bin ölüleri var ama “Zirveyi atlattık, bazı kısıtlamaları kaldıracağız” diyorlar.

5 bine yakın ölüleri var ama “Mayıs başında ilkokulları açacağız” diyorlar.

Ölüm vakalarının istatistiğini “hastanede ölenler” ve “bakım evlerinde ölenler” olarak ayrı ayrı tutuyorlar. Bakım evlerindeki yaşlıları hastaneye bile almıyorlar, ölüme terk ediyorlar. Ama en kısa sürede üretime geçmek için hazırlanıyorlar.

AB’DE AYRILIK RÜZGÂRLARI, ABD’DE EYALETLER KAVGASI VARKEN TÜRKİYE TARİH YAZIYOR

Amerika’nın ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin hali ne yazık ki yukarıdaki gibi.

Amerika’da alınan tedbirlerin gevşetilmesi kararını Beyaz Saray mı alacak yoksa eyalet valileri mi tartışması yaşanırken…

AB’de “ayrılık rüzgârları” esiyor.

Koronavirüs ile mücadelede AB ülkeleri bırakın birbirine yardım etmeyi, birbirlerinin neredeyse boğazına çöktü. Bir AB ülkesinin satın aldığı tıbbi malzemeye bir başka AB ülkesi el koydu. Amerika’da eyaletler arasına kara kedi girdi.

***

“Zengin” ve “gelişmiş” ülkelerde hal böyleyken Türkiye’de tarihe geçecek başarılara imza atılıyor. Sağlık Bakanlığı’nın öncülüğünde sağlık personeli, İçişleri Bakanlığı’nın öncülüğünde kolluk güçleri, Maliye ve Ekonomi Bakanlığı öncülüğünde kamu ve özel sektör ekonomi çarkını çeviriyor. Aile ve Çalışma Bakanlığı, dar gelirlilerin elinden tutuyor, Ticaret Bakanlığı “ihracatı artırmak” için uğraş veriyor. Bilim ve Teknoloji Bakanlığı “tıbbi malzeme” üretimi konusunda öncülük ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı uzaktan eğitim ile dikkat çekiyor.

EKİLMEDİK BİR KARIŞ TOPRAK BIRAKMAYACAĞIZ DEMEK ‘KALBİN SESİ’NE KULAK VERMEKTİR

Mustafa Kutlu ağabey “Kalbin Sesi”ni koronavirüsten çok önce yazmıştı. Kitabın ana teması, “Vahşi kapitalizm insana ve doğaya ait ne varsa tüketiyor. Gelin zor olduğunu bilsek de toprağa, tarımsal üretime dönelim” fikridir.

O fikir bugün hayata geçiyor. Cumhurbaşkanımız Erdoğan “üretim”in devam etmesi gerektiğini söylerken “tarım ve hayvancılık” için de “Ekilmedik bir karış toprak kalmayacak” dedi.

Tarım Bakanlığı çiftçilerimize tohum desteği veriyor bugünlerde. Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde dünyayı kapkara bir ortama sokan görünmez düşman “koronavirüs” ile kora kor mücadele ediyor. Ve başarıyor..!

***

Koronavirüs ile mücadelede istatistiksel olarak son bir haftadır yatay bir seyir yakaladık. Uzmanlar bu seyrin devam etmesi halinde pandeminin kontrol edilme sürecinin kısalacağına işaret ediyor. Sağlık alanındaki başarılı mücadeleye, ekonomik ve sosyal alanlardaki başarılı mücadele de eklenince Türkiye’nin bu kara günlerden en az zararla çıkacağı konusunda neredeyse bütün otoriteler hemfikir.

Dünya gıpta ile Türkiye’yi izliyor.

ÖLÜ SAYIMIZ ARTSA, ÇARKLAR DURSA, HÜKÜMET İSTİFA ETSE ZİL TAKIP OYNAYACAKLAR VAR

Ne var ki bir kesim olup biteni takdir etmekten yoksun. Maalesef olan biten başarıyı bırakın görmeyi bilerek perdelemeye çalışıyorlar. Günlük politik hesabı bu meselede de yapıyorlar.

Bırakın takdir edip yardımcı olmayı, bilakis “yalan” ve iftiralarla Türk halkının kafasını bulandırma telâşındalar.

CHP lideri Sayın Kılıçdaroğlu’nun HaberTürk’te Fatih Altaylı’nın programında düştüğü duruma Allah kimseyi düşürmesin.

“Şehir hastanelerine hiç karşı çıkmadım” dedi mesela. Oysa şehir hastaneleri konusunda olur olmadık birçok iddia üzerinden karşı olduğunu defalarca söylemişti.

Yine, “Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız bir haftada 1000 (yazı ile bin) yataklı hastane yaptı. Hükümet yapamıyor” diyerek bir salvo verdi. Gerçek, bir gün sonra anlaşıldı. Adana’da fuar merkezini paravanlarla çevirmişler “hastane” diye göstermişler. İşin ilginci paravanlarla böldükleri alanlarda elektrik fişini takacak priz bile yok. Elektrik zaten yok! Sayın Kılıçdaroğlu, CHP’li belediyelerin evlere su faturası gönderdiğinden de canlı yayında haberdar oldu!

İnsanlarımızın gözünün içine baka baka yalan söylüyorlar, maalesef inananlar da oluyor.

Yine İçişleri Bakanı Soylu’nun istifa edip istifasının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edilmemesi üzerine bazı kesimler “fitne” kazanını kaynatmak istedi. Hükümet içindeki uyumu bozmak istediler. AK Parti içindeki bir takım ekipler arası rekabeti, farklı boyutlara taşımak istediler. (Anlaşılan o ki AK Parti büyük kongresine kadar bu mesele zaman zaman gündeme gelecek.)

***

Dünyanın büyük bir kesimi koronavirüs pandemisinde “havlu atarken”, Türkiye destan yazıyor. Ne var ki bazıları bundan son derece rahatsız oluyor.

Allah aşkına, ne yani günde bir kaç bin insanımız ölse, vaka sayımız milyonları bulsa, ekonomi çarkları dursa, hükümet istifa etse bundan mutlu mu olacaksınız?

Yenişafak