Hasan Öztürk
Hasan Öztürk
ALINTI YAZAR

Nisyan ile malul değilse hafızan, o vakit nankörsün

GİRİŞ 07.08.2020 GÜNCELLEME 07.08.2020 YAZARLAR

Ne garip değil mi?

 

 

Kürtlerin ileri gelenleri AK Parti iktidarının ilk yıllarında Erdoğan’ın “Bizden ne istiyorsunuz” sorusuna “Olağanüstü Hal’i (OHAL) kaldırın yeter” diyorlardı.

Ne OHAL kaldı ne Kürt kimliğinin inkarı, ne Kürtçe yasağı..! Ama birtakım çevreler istismardan vazgeçmedi.

 

 

AYASOFYA SEVİNCİNİ KURSAKTA BIRAKMAK BUDUR

Bizim öncü kuşağımız, “Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın” sloganını bayraklaştırıp yıllarca her gelen hükümete çağrı yaptı. Erdoğan’a kadar hiçbir iktidar bu mevzuyu doğru düzgün tartışmaya bile açamadı. Nihayet Danıştay kararından sonra Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Ayasofya-i Kebir Camii 86 yıl sonra yeniden ibadete açıldı. Alınlar secdeye düştü. Dünyanın dört bir yanındaki müminler sevinç gözyaşına boğuldu.

Bizim öncü kuşağımız Ayasofya-i Kebir Camii’ne kavuşmanın sevincini yaşayacakken, bambaşka bir tartışmanın içinde buldu kendini.

86 yılın hasretini günlerce, aylarca gündemde tutması gerekenlerin bir kısmı ne hikmetse meseleyi “papatya”dan açıp, AK Partili kadınlara ağıza alınmayacak ifadelerle hakaret etmeye kadar götürmeyi tercih etti!

Bazılarıysa tehdidi “uyarı” diye pazarladı.

DİNİ ÖZGÜRLÜKLERDEKİ KAZANIMLAR NE ÇABUK UNUTULDU

Bizim kuşağımızsa 1987’de başlayan ve 28 Şubat’ta zirve yapan başörtüsü yasağının kaldırılması için mücadele etti.

Dindar muhafazakar kesimin gençleri olarak üniversitelerdeki başörtüsü zulmünün sona ermesi bizim için sanki yeterliydi.

Kamuda başörtüsünü aklımızdan bile geçiremiyorduk. Üniformalı, beyaz önlüklü bir kadının, cübbeli bir kadının başörtülü olabilme ihtimalini aklımızdan bile geçiremiyorduk.

“Üniversitelerde yasak kalksın yeter” diye düşünüyorduk. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümeti sadece üniversitelerde değil askeriye dahil kamuda bütün alanlarda başörtüsü meselesini zamana yayarak çözdü. Şimdi tartışma konusu bile değil.

Ne var ki bu büyük kazanım bile bizim kuşağın bazı kalemşorlarına yeterli gelmemiş olacak ki Erdoğan’ın şahsına, ailesine “dindarlık” adına hakaret etmeyi sürdürüyorlar.

İsminin başında “hoca” ibaresi olan kimileri Erdoğan’ın imanını, ahlakını sorgulamaya kalkarken, “Kesintisiz 8 yıllık eğitim” ile imam-hatiplerin orta kısmını kapatanların zulmünü unutmuş görünüyorlar.

Daha yakın geçmişte üniversite kapılarında kalan gençliğin bir kısmı bugün kişisel ya da kontrol ettikleri küçük çıkar grupları adına manipülasyon yapma derdinde.

ART NİYETLİLERİN MASKESİ DÜŞMÜŞTÜR

Kürtleri istismar edenlerin “OHAL günlerini” unutmuş oldukları muhakkak.

Bir zamanlar “Ayasofya açılsın” diye yazı yazan, tavır alan dindar kesimin içindeki bazılarının Ayasofya’nın açılması ile oluşan muazzam iklimi ifsat etmek için birbiriyle yarıştığı muhakkak!

Hatta Ayasofya-i Kebir Camii levhasının önünde çektirdiği fotoğrafı sosyal medya hesabından paylaşanların bir kısmının 100 yıllık hasretin sona ermesini anlatan yazılar yazmaması manidar.

“Başörtüsü meselesi üniversitelerde çözülsün, başka bir şey istemeyiz” diyen bizim kuşağın bugünlerde başörtüsü meselesinin gündeme gelmemesini bile hatırlamaz hali manidar?

***

Dindar muhafazakar kesimlerin içinde yer alan ve özgürlükler bağlamında elde edilen kazanımları vakayı adiyeden sayan bazılarının, kişisel ikbal ve menfaatlerine “dini kisve geçirmiş” oldukları muhakkak.

Kurban Bayramı boyunca Ayasofya-i Kebir Camii’nin açılmasının mutluluğu yerine “Hayali hilafet” tartışmasını köpürtmek kimin işine geldi dersiniz?

AK Parti döneminde kadınların, çocukların, ailenin hatta her bir bireyin kazanımları konusunda bir çift söz söylemekten imtina edenlerin, bugün dindarlık adına salvolar vermesi hiç de iyi niyetli değil. Bilakis yapılan, siyasi bir noktaya taşınan meseleyi ters manivela ile ifsat etmektir.

Bir şeye hazırlanıyorlar. O şey, “Erdoğan’ın dindar kesimler nezdinde itibarını zedelemektir.”

Peki, Erdoğan’a reva görülen şey üzerine yapışır mı?

Hiç sanmam.

Bugünler de geçer... Geçer ama kimin nerede durduğu unutulmaz.

Özgürlükler bağlamında elde edilen kazanımları unutanlar bir yana nankörlük edenler de...

Sizce de öyle değil mi?

Yenişafak

YORUMLAR 91 TÜMÜ
  • Selman seleş 3 yıl önce Şikayet Et
    Rabbim milletimizin idarecilerimizin ayağını sağlam bastirsin istikametten ayirmasin.Rahatlik rehavete soktu toplumumuzu. Rabbim milletimizin islam aleminin şuurunu artirsin. olmayanlarda nasip etsin.
    Cevapla
  • Mehmet Halim EVİN 3 yıl önce Şikayet Et
    Rabbim bizlere hak ile Batılı ayırt etme yeteneği versin
    Cevapla
  • Aliveli 3 yıl önce Şikayet Et
    Karşılıklı gevşeklikten imam oğlu doğdu saflar sıkılaşmazsa araya şeytanın girdiği gibi ve gevşeklik devam ediyorsa imamoğlu gibileri avucunu ovuşturuyor haberiniz olsun
    Cevapla
  • reco 3 yıl önce Şikayet Et
    tanıdığım saadetliler kadar nankör görmedim ben.
    Cevapla
  • Muhammed38 3 yıl önce Şikayet Et
    Hasan abi Allah razı olsun. Çok güzel ozetlemissiniz gerçekten nankormu bu guruptan insanlar. Yoksa zaten başörtüsü yada kesistis eğitim v.b. bir çok konuda duyarsız olmaları bana artık ozaman bile bu insanların İslam yada özgürlük gibi bir davaları olmadığının göstergesi? Bence bunların davaları İslam değildi. Bugün bile biz Ayasofya için surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes diye düşünürken bunlar olayı siyasi rant için yapilmis gosterebiliyorlar.iyice. Mideyi bulandiriyorlar
    Cevapla