Geçici koruma altındaki Suriyeliler meselesinde “geri kabul”den, geri dönüşe değişen politika ve bir öneri
Farkında mısınız Türkiye düzensiz göçmenler ve geçici koruma altındaki sığınmacılar konusunda yeni bir politika geliştiriyor. Geliştirdiği yeni politikanın özü, düzensiz göçmenler ve sığınmacıların ülkelerine “güvenli bir şekilde” dönmelerine yönelik hızlı adımlar. Tabii ki bu adımların atılmasında son dönemdeki “mülteci tartışmaları”nın katkısı da yadsınamaz.
Ayrıca “kalacak” olan misafirlerimizin entegrasyonu konusunda da “milli projelere” daha çok önem verileceği konusunda da son dönemde önemli emareler görüyorum.
***
Yeni politikaya destek kırıntılarıysa bugüne kadar neredeyse kılını kıpırdatmayan Batı’dan geliyor. Özellikle Avrupa Birliği (AB) yıllardır sadece “para verelim siz bakın” dedikleri sığınmacılar için bugünlerde “topraklarına dönmeleri konusu”nda çok ufak da olsa destek olabileceklerinin sinyallerini veriyor.
FİLİSTİNLİLERİ ÜRDÜN’E SÜRMESELERDİ İSRAİL BU HALİYLE KURULAMAZDI
Bugüne kadar sürekli tekrarladık. Türkiye’ye sürülen Suriyelilerin çoğu Suriye’nin kuzeyinden geldi. O bölge birileri için boşaltıldı. Nasıl Ürdün kurulup Filistin topraklarından Filistinliler sürüldüyse… Ve Filistin’de İsrail kurulduysa, Amerika da Suriye’nin kuzeyinde bir PKK terör devleti kurmak istiyor. Suriyelileri Türkiye’ye sürerek o alanı PKK’ya açtılar. Bize de vicdan yaptırıp Suriyelilerin Türkiye’de kalmalarının en iyi seçenek olduğu fikrini telkin ettiler!
Ayrıca, sığınmacıların “uyumu” konusunda AB üzerinden sorunlu projeler hayata geçirildi.
“AB fonlarıyla entegrasyon olmaz. Olsa olsa ileriye dönük ayrılıkçı düşünceler olur” dedik. Ama o fonlarla zenginleşen, hatta Suriyeli geçici sığınmacılar üzerinden statü ve gelir elde edenler sosyolojik ve demografik sorunları perdeledi.
Sığınmacılar konusunu “kardeşlerimiz” diye başlayan hamaset ile “gitsinler hiç birini istemiyoruz” diyen ırkçı söylemler arasına sıkıştırma niyetinde değiliz. Zira bu iki perspektifin de ne memlekete ne de misafirlere bir faydası olmadı, olamaz da..!
Geç de olsa devlet düzensiz göç ve sığınmacılar konusunda şimdi yeni bir süreç yönetiyor ve bu yeni süreç millette de karşılık buluyor.
TÜRKİYE GÜVENLİĞİ SAĞLADI 462 BİN KİŞİ GERİ DÖNDÜ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Aralık 2019’da Cenevre’de Birleşmiş Milletler (BM) Yerleşkesi’nde Küresel Mülteci Formu’nda muhataplarına uzun uzun mülteci sorunu ve Suriyelilerin geri dönüşü için önerilerini sıralamıştı ama hiç bir destek alamamıştı.
Hatırlıyorum, o gün bizlere yaptığı açıklamada, “Briket evler” projesinden bahsettiğini ama Batılı muhataplarının oralı olmadığını anlatmıştı.
Biliyorsunuz, Türkiye o tarihten sonra Suriye’de oluşturulan güvenli bölgelere ve özellikle İdlib Çatışmasızlık Bölgesi’ne binlerce briket ev yaptı.
Hem Suriye sınırı içinde evini toprağını terk etmiş olanlar, çadırlardan kurtulmuş oldu… Hem Türkiye’deki bazı sığınmacılar memleketlerine dönmüş oldu…
Hem de Türkiye, Hatay hattı boyunca çekilen beton duvarların hemen dibine -kimin hangi saikle kurduğu belli ol(a)mayan- çadır kentler yüzünden oluşacak güvenlik zafiyetini en aza indirdi.
Önceki gün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamasına göre 2016’dan bu yana 462 bin Suriyeli, Türkiye’nin kontrolündeki güvenli bölgelere geri döndü.
GERİ DÖNECEKLER İÇİN TÜRKİYE İLE SURİYE “GARANTÖR ANLAŞMASI” YAPABİLİR Mİ?
Son bir kaç aydır, “ne kadar güvenebiliriz” bilemiyoruz ama Suriye rejimi de ülkeyi terk edenlere “dönün” çağrısı yapıyor.
İşte bu noktada temkinli bir yaklaşım gerekiyor. Esad rejiminin, Suriye iç savaşında yaptıklarını biliyoruz. Onun en büyük destekçisinin Rusya ve İran’ın da..!
Halep’in nasıl yerle bir edildiğini unutmamız mümkün değil… Ama 2016’dan sonra Türkiye’nin Astana süreci ile birlikte Suriye politikasındaki paydaşları da bu iki ülke.
Hatta, rejim ile ilişkiler gündeme geldiğinde “Rusya üzerinden rejim ile görüşüyoruz” cümlesini bile duyduk.
Kırılgan bir ortamda kurulan bu yeni yapı, Türkiye’nin terörle mücadelesinde çok önemli.
Çünkü, DEAŞ’ından PKK’sına ve İdlib içindeki bir çok terör unsuruna karşı Türkiye, Astana mutabakatından aldığı meşruiyet ile mücadele ediyor.
O halde, bugünlerde Suriye rejiminin “eve dönün” çağrısını teenni ile karşılayıp, “bazı şartlar” ile destekleyebiliriz!
Biliyorum çok eleştirileceğim. Ama önermek istiyorum.
Çünkü, Suriye’nin yekpare bir şekilde kalması, Suriyelilerin dönebildiği kadar çoğun un ülkesine geri dönmesi, Amerika’nın ve onun gönüllü kara gücü (uşağı) PKK’nın stratejisini yerle bir edecek.
Önerim Türkiye içinde kalacaklar için 2019’dan bu yana söylediğimiz “Göç Bakanlığı”dır. Gidecekler için önerimiz ise, “Garantörlük”tür.
YENİ ŞAFAK GAZETESİ - HASAN ÖZTÜRK
-
Bereketi 3 yıl önce Şikayet EtBir insalık hareketi yaptık insanlıktan çıktık, Arife gün ay verip bayram gün başlarına kaktık, Suriyeliler de kendi vatanını dönme telaşında, Türkiye'de pahalılık arttı,. Suriye hala ucuz. Yeniden saldırı olursa korkusuyla gidemiyorlar, güvenlik sağlanırsa durmazlar, bari bunca iyilik yaptık, inciterek göndermeyelim, o bölgede dostlarımız ve Türkiye sevdalıları olsun. Bereketini kaçırmayalımBeğen
-
eeeee 3 yıl önce Şikayet Etbakın suriyeliler ıraklılar pkk ve türevlerine alan açmak için Ülkemize zorla gönderildi.AB VE ABD Politikası bu şekilde.Onları kimse hamaset yapmasın.gitsinler memleketlerini pkk ya vermesinlerBeğen Toplam 1 beğeni
-
Doğrucu Davud 3 yıl önce Şikayet EtBiz ırkçı ayrımcı vs. değiliz bizim devletimiz milletimiz yeteri kadar fedakarlık yapmıştır, fakat yol geçen hanı gibi de olmaz ki, her gelenin adı soyadı fotoğrafı kan grubu parmak izi tesbiti ile kimlik sahibi yapılmalıydık ki herhangi bir olayda sarı çizmeli mehmed ağa ara ki bulasın böyle tedbirsizlik ciddi devlet anlayışıyla bağdaşmaz, bu sözümü teyit eden bir de değişik ülkelerden kaçak işçiler var o da ayrı garabet, yabancı işçiler gitse Gaziantep vs. şehirlerde sanayii çöker gibi sözler de şuyuu vukuundan beter veya özrü kabahatinden büyük sözlerini hatırlattı !..Beğen Toplam 1 beğeni
-
erdem değer 3 yıl önce Şikayet Ethala yazar diyor türkiyede kalacak olanlar için entegrasyon... ya hu deli olmayın, tamamını gönderin gitsinler. hiç yılanla bir çuvala girilir mi? ne demek göç bakanlığı.. ne demek kalmak isteyenler... eğer ölüyü kendi keyfine bırakırsan kefeni yırtar. burada ekmek elden su gölden yaşıyorlar, hiç giderler mi devlet zoru olmasa...Beğen Toplam 3 beğeni
-
bülent duman 3 yıl önce Şikayet Etevet dönsünler mücadele etsinler burda kalsalar kendileri içinde sorunBeğen Toplam 1 beğeni