İki gündür, İyi Parti lideri Akşener’in, “Masadan kalksam, kurban kesecekler var” sözü üzerinde tartışmalar yaşanıyor.

Oysa Akşener o cümleyi kurduğu konuşmasında “Muhalefeti dizayn etmeye çalışan” bir takım çevrelerden de söz ediyor.

“Muhalefeti bir şeylere razı etmek isteyenler” diyerek muğlak ifadeler de kullanıyor Akşener.

Nihayetinde bir de meydan okuma cümlesi var. “… çalışmadım henüz. Bak çalışmaya başlarsam yanar herkes!”

Akşener’in bu bağlamdaki cümlelerinin toplamı şu şekilde: Muhalefeti tanzim etmeye çalışan insanlardan bahsediyorum. Yani bir şeylere razı edilmeye yönelik midir? Onları bilemiyorum, çalışmadım henüz. Bak çalışmaya başlarsam yanar herkes.

İYİ PARTİ HDP’YE MECBUR MU BIRAKILIYOR?

Akşener’in kimleri kast ettiği konusunda kafa yoranlardanım. Ve kısa bir araştırmanın sonucunda bir takım sonuçlar da elde ettim.

Siz bakmayın Sayın Akşener’in, o açıklamasında Tayyip Erdoğan’a göndermelerde bulunmasına ya da iktidara yönelik salvolarına asıl muhataplarının muhalefet ve muhalefete akıl verenler olduğu muhakkak.

Hatırlarsanız, 2021 yılında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde isminin yanına HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ı da sıkıştırıp sosyal medya hesabından kutlama mesajı yayınlayan İstanbul’un Belediye Başkanı kendince bir “sosyolojik taban” oluşturma hesabı yapmıştı.

Tam da o günlerde Akşener değil ama İyi Partililer belediye başkanını ağır bir eleştiriye tutmuştu.

Buna mukabil Edirne’de tutuklu eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş “İyi Parti içinde faşistler var” dedikten sonra, “Hala potansiyel olarak cumhurbaşkanlığı adaylığım söz konusu. Sadece bir siyasetçi lehine çekilebilirim. O da İstanbul Belediye Başkanı. Anadolu’da karşılığı var” diye bir açıklama yapmıştı.

O günleri hatırlarsanız, HDP’liler yerel seçim sonrası “Halkımız bizden açık, şeffaf ittifak istiyor. Öyle gizli kapaklı değil” diye açıklamaları da sık sık yapıyorlardı.

Israrla HDP’nin muhalefet bloğunun önemli bir aktörü olarak aleni ittifak içinde olmasını istiyorlardı.

HDP açısından tutarlı olduğunu söylemek isterim. Çünkü kapatma davası devam eden ve PKK terör örgütü ile arasına mesafe koymadığı için demokratik siyasette bir alana kısılıp kalan HDP, CHP’nin, İyi Parti’nin, DEVA’nın, Gelecek’in, Saddet’in ve Demokrat Parti’nin olduğu ittifakta boy göstermesi “meşruiyeti”ni pekiştirecekti.

Tam da o günlerde Milliyet’e bir açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcılarından birisi, HDP’lilere seslenerek, “Sizinle açıktan ittifakı kimse yapmaz. Şu anki ilişki biçimine razı olun” diyerek gayri meşru ilişkiyi hem ikrar etmiş hem devamını istemişti.

Xxx

Akşener’in bir süre önce CHP lideri Kılıçdaroğlu’na, “Biz noter değiliz. Seçilecek aday ortak aday olmalı. Biz borcumuzu ödedik, hatta alacaklıyız” diye cevap yetiştirdiği Haber Türk yayınında şöyle bir cümle daha kurduğunu hatırlıyorum, “Birileri HDP’yi masaya oturtmak istiyor. Biz onların olduğu masada olmayız. Biz kalkalım onlar otursun.”

Xxx

Bu hamlesi ile Akşener, HDP’nin masaya müdahil olmasının önüne geçebilmiş midir bilmiyoruz.

Bildiğimiz bir gerçek var ki 6’lı masaya ve muhalefete istikamet verenler her gün yeni bir söylemle HDP’yi dayatıyor.

Bunlardan önemli bir isim T24’ten Murat Sabuncu’ya konuşmuş.

Bekir Ağırdır, Sabuncu’ya, seçimlere ilişkin analizler yaparken, 6’lı masaya nasıl istikamet çizmiş.

Hani, Akşener’in, “Muhalefeti tanzim etmeye çalışan insanlardan bahsediyorum. Yani bir şeylere razı edilmeye yönelik midir? Onları bilemiyorum, çalışmadım henüz” dediği konu, Ağırdır’ın dilinde ete kemiğe bürünmüş.

xxx

Murat Sabuncu’nun, “Türkiye'nin en önemli siyasi analistlerinden” diyerek takdim ettiğin Ağırdır, diyor ki, “(…) bu 6 partinin bir arada oluşu anlamlı ama eksik yani bakarsan 3 Türkiye analizine geri dönersek üçünü de temsil etmiyor. Kürtler (HDP) yok orada. Problem orada.”

Yani, “HDP, 6’lı masada olmalı” diyor.

Devam ediyor Ağırdır, “6'lı Masa'da bir sosyal demokrat parti var. İslamcı gelenekten gelen ama daha sonra dünyevileşmiş kesimleri temsil eden Deva, Gelecek gibiler var. Dindarları temsil eden ama dinin bu kadar siyasete araç edilmesine ya da yolsuzluğa itirazı olan Saadet Partisi gibi birisi var. İyi Parti gibi daha geleneksel, daha milliyetçi ya da Atatürkçü değerlere yaslandığını iddia eden sol fikriyatla mesafeli olan ama kentli, metropollü başka bir sosyolojik kümenin partisi var. Dolayısıyla bir bakıma bu 6 partinin bir arada oluşu anlamlı ama eksik yani bakarsan 3 Türkiye analizine geri dönersek üçünü de temsil etmiyor. Kürtler yok orada. Problem orada. Dolayısıyla da bu itirazlardan ve gerçek hayatın sorunlarından iktidarın yorgunluklarından, hatalarından sonuç olarak 6'lı Masa'da işte 42-45 bandında(…) 6'lı Masa'nın eğer HDP ile ya da Kürtlerle bir uzlaşma dili yakalayabilirse, HDP ile konuşarak, uzlaşarak, ittifak yaparak, Kürtlerin ihtiyaç ve talepleri üzerinden yeni bir siyaset inşa ederek 55-60'a kadar çıkabilecek de bir potansiyeli var.”

Demek ki neymiş, İyi Parti’nin tüm rezervlerine rağmen HDP’nin 6’lı masada olması lazımmış ki Ak Parti iktidarını devirebilsinler.

Ağırdır’ın bu açıklamalarının adresi neresi acaba?

Sayın Akşener, Ağırdır’ın bu açıklamalarını “çalışırsa” neler olur acaba?

Ya da aslında 6’lı masanın İyi Parti dahil tüm aktörlerine çoktan birileri istikamet çizdi de biz sadece “Ağam bizimle eyleniyor” formunda bir tiyatroyu mu izliyoruz?

Takdir sizlerin.

Ne dersiniz?