İçişleri Bakanı Süleyman Soylu isim vererek diyor ki, “İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’ne PKK/KCK iltisaklı elemanlar alındı.”

Cevap olarak, sosyal medya hesabından bir kimlik kartı paylaşılıp, “Şehit yakınını bile terörist ilan ediyorlar. Kuyruklu yalan söylüyorlar” diyorlar.

Konunun aslı ortaya çıktığında bile utanmadan yaptıklarını örtmek için yalana devam ediyorlar.

Tıpkı, pandemi sırasında, Fazilet Durağı’nda “AKP’li trollerin sabahın köründe otobüsü  tıklım tıklım doldurduğu” yalanını söyledikleri gibi.

Hatırlarsanız, İstanbul’un Belediye Başkanı, Fox Tv’de İsmail Küçükkaya’nın sabah programına katılıp, “Görüntüleri gördüm. Kanım dondu. Lanet olsun böyle siyasete” demişti.

Ne o görüntü vardı. Ne o otobüse o durakta bir anda hücum eden “AKP’li” vardı. Yani yalandı. Hem de kuyruklu yalandı!

Fakat o yalanı söylediler. Yalanlarını sürdürdüler.

GÖRÜNTÜ ÇIKINCAYA KADAR BALIKÇIDA İNGİLİZ BÜYÜKELÇİ İLE YENEN YEMEĞİ BİLE İNKAR ETTİLER

Geçen yıl kış kıyamet günlerinde İstanbullular evlerine ulaşamadı. Yollarda kaldı. Belediyenin bir memuru İsviçre’deki tatil beldesinden tivit attı. “Ekiplerimiz çalışıyor. Sahadayız” dedi. Bir süre sonra beyefendinin yurt dışında olduğu ortaya çıkınca, hiç de utanmadı!

Dahası, İstanbul’un Belediye Başkanı’nın, İstanbulluların yollarda kaldığı saatlerde İngiliz Büyükelçi ile balıkçıda yemekte olduğu ortaya çıktı. Önce inkar ettiler. “İftira” dediler. “AKP’nin kuyruklu yalanı” dediler. Sonra balıkçının içinden “CHP’liler” tarafından paylaşılan görüntünün peşine düşmeyip, MOBESA görüntüsü öne sürülen sokak güvenlik kamera görüntüsüne takılıp “Bu işin peşini bırakmayacağım” naraları attılar!

İçerideki görüntü için bir tek cümle bile kuramadılar!

***

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bir yıldır belediyede devam eden teftişler neticesinde elde edilen dosyanın savcılığa verildiğini açıkladığı toplantıdan önce alel acele kameraların karşısına geçen belediye başkanı, terör ile iltisaklı elemanların büyük şehir belediyesine alınıp alınmadığından çok, “Güvenlik soruşturmasını yapması gerekenler” diye başlayan cümleler kurdu!

Yani?

Yanisi,  tıpkı olmayan görüntüleri izlediğini söyleyip “Kanım dondu. Lanet olsun böyle siyasete” dediği günlerdeki gibi davrandı! Olanı perdeleyip, olmayanı bir “illüzyon” maharetiyle millete yutturmaya çalıştı.

BELEDİYE BAŞKANI, SOYLU’NUN “TELEFONLA ARADI” SÖZLERİ ÜZERİNE ONA TUZAK KURDU

Dahası, Sayın Soylu, “İmamoğlu, bizatihi saygılarını sunarak beni aramıştır. Bana belli bir konuda 'CHP Genel Merkezi zaten beni sevmiyor, ne olursunuz bana bu konuda yardımcı olur musun’ diye bir ricası da olmuştur. Ama 'Kanun ne gerekiyorsa onu yaparız' dedik ve yaptık. İşine geldiğinde alttan almasını bileceksin, diğer taraftan dönüp hakaret edeceksin.

Bu iki yüzlülüktür” diyerek belediye başkanına yüklendi.

Peki ne oldu?

Çok ilginç bir şey oldu!

Belediye başkanı sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımla “Ya tutarsa” diyerek Soylu’ya tuzak kurdu!

Dedi ki, “Bakan Soylu ‘Saygılarımla’ diyerek kendisini aradığımı ve yardım istediğimi söylemiş. Bu kuyruklu bir yalan! İstihbarat sende, telefon takibi sende, tüm bilgilere erişme gücün var. Bunu ispat edersen ben, edemezsen sen istifa etmelisin. Hodri meydan."

***

Bu tivit, kurnazca kurgulanmış bir tuzaktır. Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti’nde “yasadışı telefon dinleme” başlı başına suçtur. Dinlemenin yapılabilmesi için mutlaka “mahkeme kararı” olmalıdır. Bunu bile bile belediye başkanı ima yollu, “Siz bizi dinliyorsunuz. Çıkar o zaman o dinlemeleri” diyerek Soylu’ya hem iftira atmıştır hem tuzak kurmuştur. Ama elinde patlamıştır!

ALEMİ “AHMAK”, KENDİSİNİ KURNAZ SANANIN YAPTIKLARI AYAĞINA DOLANIYOR ARTIK

Toparlayalım.

İstanbul’da bir belediye başkanı var. Belediye başkanlığından başka her türlü işi yapıyor. Ama en büyük  hayali “aday” olmak. Ya da elverişli bir aparat olduğunu bilenler onu bir illüzyon ile “aday” yapmak istiyorlar.

Ne partisi kendisinden memnun, ne İstanbullular. Ama o “yalan” ve kurgu ile işi götürebileceğine inanıyor. Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bile kendisine güvenmediği için hem kamuoyu önünde hem kapalı kapılar ardından “yapma” diyor. Yine de söz dinlemiyor!

***

Fakat, alemi “ahmak” sanarak yaptıkları ayağına dolanıyor artık!

PKK/KCK’lılar, KHK ile görevden uzaklaştırılanlar belediyede görevlendirilirken haberinin olmadığını söyleyen belediye başkanı, bildiğiniz “ölü taklidi” yapıyor.

Ama öyle yok, çok güzel bir deyimimiz var, “Yazın yediğin hurmalar, kışın bir yerlerini tırmalar” diye.

Şimdi kış vakti ve yediğiniz hurmaların sizi tırmaladığı gün vakti.

Bir belediye başkanı ve bir vatandaş olarak, hepimiz gibi yaptıklarınızdan mesulsünüz.

“Olmayan” görüntüyü izleyince “kanınız” donmuştu. Bakalım “olanlar” karşısında ne yapacaksınız?

Takipteyiz!