2019’un Mayıs ayında  Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de “Türk dünyasının geleceğinde Kerkük ve Karabağ`ın yeri” başlıklı bir sempozyuma katılmıştım.

“BİR YERİ BOŞALTIRSANIZ O YERİ DOLDURURLAR”

O dönem Irak Türkmen Cephesi Başkanı olan Erşat Salihi yaptığı konuşmada, Kerkük’ü ve Türkmeneli’ni neden terk etmediklerini anlatırken şöyle bir cümle kurdu, “Bir yeri boşaltırsanız, o yeri mutlaka doldururlar.”

Salihi, nüfus hareketleriyle sınırların nasıl değiştirildiğinde de söz etmişti.

Salihi Kerkük’ü anlatırken biz Suriye’de olup biteni düşünüyorduk.

Neredeyse olup bitenler bire bir aynıydı.

Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’ye ve Kuzey Irak’a sürülenlerin yerini dolduran bir PKK/YPG-PYD terör örgütü vardı.

Ve o tarihlerde “Neden boşaltılıyor” sorusunun peşine düştüğümüzde içimizdeki biriler tarafından “faşist” yaftasıyla yaftalanıyorduk.

Suriyelileri topraklarından sürenler onların evlerine barklarına çöreklendi. Suriye’nin kuzeyindeki, Arap, Türkmen, Kürt, Ezidi, Süryani, Keldani hangi etnik gruptan olursa olsun insanlar topraklarından sürüldü. Yerine PKK/YPG-PYD terör örgütü militanları dolduruldu.

Ve böylece demokrafiyi değiştirerek coğrafyanın sınırlarıyla oynadılar.

KARABAĞ’IN ‘KAÇKINLARI’ İLE SURİYE’NİN MÜLTECİLERİ

Sempozyum’un bir diğer konusuysa Karabağ’ydı. Karabağ meselesinin özünde de yine sürgün ve nüfus hareketleri vardı.

2019’da yapılan sempozyumda elbette Ermeniler tarafından işgal edilen Karabağ’ın 2020 yılında 44 günlük Vatan Savaşı sonrası azat edileceğini tahmin edemezdik.

Ama o günkü tespitler bize ışık tutmuştu.

Ermenilerin öz be öz Azerbaycan toprağı olan Karabağ’ı ve civarını işgali ettiği 1993 yılında 1 milyon Azerbaycanlı “kaçkın” (kaçanlar/ sürgün edilenler) konumuna düşmüştü. Çoğu Bakü civarında olmak üzere Azerbaycan’ın değişik bölgelerinde “kaçkın” olarak yaşıyorlardı.

Vatan Şavaşı’ndan sonra ilk olarak, azat edilen topraklarda imar çalışması başladı. Ardından bölge iskana açılacak.

Kaçkınların topraklarına yeniden geri dönecek. Azerbaycan devletinin stratejisi de bu yönde.

Karabağ’daki Ermeni işgalinin sona ermesi 1 milyon kaçkının topraklarına dönmesinin önünü açtı. Kaçkınlar yıllarca evlerine dönme hayali kurmuştu.

Tıpkı Suriye’deki topraklarından Esad, DEAŞ ve PKK/YPG-PYD terör örgütleri tarafından sürülen Suriyelilerin evlerine dönme hayali gibi.

SURİYELİLERİN DÖNME İHTİMALİ İŞGALCİ PKK’NIN KORKULU RÜYASI

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Vakti zamanı geldiğinde Esad’la da görüşülebileceğini” söylemesinin ardından süreç hızlandı.

Bakanlar düzeyindeki görüşmeler yakında liderler düzeyine çıkabilir. Gelen haberlerde, Suriye tarafının, Suriyelilerin geri dönmesini istediği yönünde.

Bir önceki yazıda, Esad kontrolündeki bölgelere dönecekler için Türkiye’nin “garantörlüğü”nün  sağlanması yönündeki daha önce  kayıtlara geçirdiğimi önerimizi yinelemiştik.

Bir de PKK/YPG-PYD terör örgütünün kontrol ettiği alanlar var. Buraların hem temizliği hem kontrolü hem de demografin eskisi gibi olması konusunda da Türkiye’ye büyük işler  düşüyor.

Çoğu Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’ye sürülen yaklaşık 4 milyon Suriyelinin geri dönme ihtimali o bölgelerde kurulmak istenen “terör devleti”nin yegane korkusu!

Çünkü, sürdükleri Suriyelilerin evlerine, barklarına çöreklenenler oraların demografik yapısını değiştirdiler. Nüfus hareketleriyle coğrafyanın sınırlarıyla oynadılar. O yüzden Suriyelilerin geri dönmesinden korkuyorlar.

Türkiye’deki Suriyelilere sadece “vicdan” ve “insani duyarlılık” perspektifiyle bakıldı. Ya da bize böyle dayatıldı.

Böylece, PYD/YPG-PKK koridorunun kurulmasına en hafifinden göz yummuş olduk.

Ne diyordu Erşat Salihi, “Bir yeri boşaltırsanız, o yeri mutlaka doldururlar.”

Karabağ, işgalden kurtuldu  ve şimdi imar ediliyor. Ardından, Azerbaycan vatandaşı, 1 milyon kaçkın yurtlarına dönecek.

Suriye’nin kuzeyindeki PKK/YPG-PYD terör örgütü işgali de sona erecek.

Ve oralardan Türkiye’ye sürülen mazlum Suriyeliler de topraklarına dönecek.

Selahattin Demirtaş da Edirne’deki Cezaevi’nden “mal mal*” bakacak!

Karabağ gibi, bir gün Suriye’nin kuzeyi de azat olacak!

* 28.10.2015 dönemin HDP eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Ahmet Davutoğlu’na seslenerek, “(…) Fırat’ın diğer yakasına geçemezmiş. Geçecek, Davutoğlu, bak YPG Fırat’ın ötesine geçecek ve sen de suyun bu tarafından mal mal bakacaksın” demişti.