Önce “Çekilin önümden” diye seslendi. Ardından “Benimle misiniz, değil misiniz” diyerek “biat” istedi. Sonra da ortaklarına, “Yüzde 1, yüzde 50 diye bir şey yok, birlikte yöneteceğiz” diye taahhütte bulundu.

Arkadaşlarının önünden çekilenler oldu. “Seninleyiz” diye açıktan seslenenler, suskunca olup biteni izleyenler oldu.

Nihayetinde, oturduğu masada kendi adaylığını dikte edeceği alt yapıyı kurdu. Hem partisinde hem küçük ortaklarında artık “çatlak ses” çıkmaz oldu.

İSTEDİKÇE İSTEYENE SÖZ SÖYLENİNCE “MASADAN KALKARIM” RESTİ ÇEKTİ

”İki belediye başkanını Tayyip Bey, buldozer gibi ezip geçer” diyen bir ortağı “Ama” dedi, “O olursa rahat kazanır!”

Masanın en uzun boylusu ve fakat en küçüğü, “Aday masadan çıkmalı, bir genel başkan olmalı” diye onu tarif etti.

“Devlet tecrübesi” olan, hükümet yönetmiş, hükümet başkanlığı yapmışı da “fırsat bu fırsat” diyerek, istedikçe istedi.

“Grup kuracak kadar milletvekili isterim, bu bir” diye başladı. “Bir cumhurbaşkanlığı yardımcısı, bir bakanlık garantisi isterim” diye devam etti. Hızını alamadı, “Senin imzan ile benim imzam aynı olacak” dedi. “O da yetmez” diyerek, devam etti, “Bana uymazsan, kriz çıkar, parlamentoda azınlığa düşersin, erken seçime götürürüm” dedi.

“Kriz çıkartırım” sözünün karşılığı olarak, “Yüzde 1 olduğunu bilerek konuş” diyenlere dönüp, “O zaman masadan kalkarım, seçimi kazanabiliyor musunuz görün” diye rest çekti!

Siyasi geleceğini, 2023’e değil de daha sonrasına planlayansa, “kapatılma” ile karşı karşıya olan partiye ve seçmenine göz kırparak kendine alan açmayı tercih etti.

“Türk Silahlı Kuvvetleri PKK’lılara kimyaysa silah kullanmıştır” diyenin cezaevinde çıktığını öğrenir öğrenmek eşiyle birlikte koşa koşa kapısına gitti. “Geçmiş olsun” dedi.

Döndü, “Ben hem seçilirim, hem iyi yönetirim” diyerek masadaki paydaşlarını “varlığı”ndan haberdar etti!

MASANIN ABLASI, İLE BABASININ REKABETİ ÇETİN GEÇİYOR

“Bizi masaya siz çağırdınız. Geldik. İsterseniz biz kalkalım. Masada görmek istedikleriniz gelip o koltuğa otursun” diye söze başlayan, “Seçilecek aday” diyerek kurduğu oyunda tek bir hedefe kilitlendi. “Benimle misiniz” diyenin önünü tıkamak!

“Noter değiliz” dedi, “İki isimden birini masaya getirirseniz ‘hayır’ demeyiz” dedi. “Seçtirdiğimiz belediye başkanına desteğe gitmek için kimseden izin almayız. Çok kötü çarparım” dedi.

“Her liderin imzası eşit olacak” diyene, sözcüsü aracılığıyla, “Böyle bir sistem mi olur. Doğru bulmuyoruz” dedi.

Kurduğu oyunda, masada tek kaldığını gördükçe gerildi. Gerildikçe kalbini yordu. Sonrasında bir gece ansızın hastaneye vardı. (Geçmiş olsun. Acil şifa dilerim)

PAYLAŞIM KAVGASINI ULU ORTA YAPIYORLAR

Kıymetli okuyucular. Yukarıda hiç birinin ismini yazmadığımız halde, kimin ne dediğini anlamış olmalısınız.

6’lı masanın son 3 yıldır Türkiye’nin ve sizlere dayattığı gündem bu dur!

Dünyada tedarik zinciri kırılmış, kimin umurunda?

Ukrayna-Rusya savaşı sonucu enerji sorunun varmış, kimin umurunda?

Kovid pandemisi ve savaş nedeniyle dünyaya enflasyonist ortamın etkileri nedeniyle Türkiye’de garip guraba sıkıntı çekmiş, kimin umurunda?

PKK-PYD Suriye’de Amerikan şemsiyesi altında devletleşmenin adımlarını atmış, kimin umurunda?

Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin hakları gasp edilmek istenmiş, kimin umurunda?

Bize sadece, “Erdoğan gitsin her şey güzel olacak” diyorlar!

“Peki nasıl” dediğimizdeyse ağızlarındaki baklayı çıkartıyorlar! “Batılılar ona güvenmiyor. O gidince güven sorunu çözülecek. Ekonomi rayına girecek. Para gelecek. Sorunlar bitecek” diyorlar!

Bu söyleminin merkezinin “Batı” olduğunu bilmediğimizi sanıyor olamazlar. Ama yine de bu söylemi güçlü bir üslupla dillendiriyorlar.

Kazanırlarsa, 6 lider olarak millet tarafından yüzde 50+1 ile seçilecek cumhurbaşkanını yöneteceklerini, şayet sözünü dinlemezse de “kriz” çıkartacaklarını bugünden ilan ediyorlar.

Kulaklarına sufle verdikleri de, “9 bin kişili liste hazır” seçildikleri gün bütün kadroları değiştireceğiz diye ilan ediyorlar!

Sonra da sizden oy istiyorlar!

Tercih sizin.

Ne dersiniz?