Yavuz Ağıralioğlu bağırıyor, “Terörün gölgesinin düştüğü  yerde olmam!”

Sırrı Sakık karşılık veriyor, “Haddini bil!”

Kandil’den bir terör baronu araya giriyor, “İktidara karşı en büyük mücadeleyi biz veriyoruz!”

Bir başka PKK ele başı, “İktidara karşı, muhalefet bloğunu desteklemeliyiz!”

Sırrı Sakık yine konuşuyor, “100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’ni değiştireceğiz!”

Kemal Kılıçdaroğlu söze giriyor, “Herkesin mutlu olacağı Türkiye vaat ediyoruz!”

Ahmet Şık açıktan tehdit ediyor, “Ak Parti değil bir suç  örgütü olarak hepsini yargılayacağız!”

Çözüm Süreci sırasında, “Türkiye’den ne aldınız da silah bırakıyorsunuz” diyen Hasan Cemal bugün, “HDP’nin milletvekili teklifini kabul ediyorum!”

Muharrem İnce dış kulvardan atak yapıyor, “Bir ihtimal  daha var!”

İstanbul’un Belediye Başkanı tam da bu arada konuşuyor, “Her şey güzel olacak!”

KILIÇDAROĞLU KAZANIRSA NE  VAAT EDİYORLAR  FARKINDA MISINIZ?

Türkiye seçime gidiyor. Seçim atmosferinde, Kemal Kılıçdaroğlu’nun etrafında “Türkiye’den nefret eden” de var, seçimi kazanmaları halinde herkesi yargılamayı düşünen de.

Terör örgütü PKK’nın açıktan desteği de var, birbirine had bildirenler de.

Ve seçimi kazanmaları halinde, bütün bu tezatların sinerjisinden doğacak iyi bir Türki’ye vaadinde bulunan da…

İnanırsanız!

HER YOL MÜBAH, TEK “KILIÇDAROĞLU’NA KARŞI ÇIKMAYACAKSIN” O KADAR

Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığını destekliyorsanız, geriye ne söylüyorsanız söyleyin “makbul” insansınız.

Yok, Muharrem İnce gibi “Ben  de bir muhalefet lideriyim ve adayım. Bir ihtimal daha  var” derseniz. Başınıza gelmedik kalmaz.

En hafifinden, “Sokağa çıkamazsın. Hain. Satılık. Saray’ın adamı. Bölücü” yaftasını yersin.

Bir nevi cadı avı!

Zaten, iktidar için “Her yol mübah” diyen  Makyavel’den ne  farkları kaldı?

***

Türkiye 14 Mayıs’ta seçime gidiyor. Cumhurbaşkanını ve milletvekillerini seçecek. Kemal Kılıçdaroğlu, önce 6’lı masadaki muhataplarına mavi boncuk dağıttı. Herkesi haklı buldu. Herkesin taleplerine “evet” dedi, yeter ki adaylığına “evet” desinler diye.

6’lı masanın yeterli olmayacağını bildiği için kapısına vardığı HDP’lilere şirin görünmek için “Kürt sorununun çözüm yeri Meclis’tir” dedikten sonra… Meclis’in yıllardır yaptığı bir uygulamayı eleştiriyorum derken bir yalana imza attı! “Türkçe dışındaki tüm dilleri” kapsayan uygulamayı, “Kürtçe için yapıldığı ve “Bilinmeyen dil” ifadesinin tutanaklara  geçirildiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, kendisini yerden yere vuran ve “terörle arasına mesafe koyamamakla” suçlayan, “Terörün gölgesinin düştüğü yerde olmam” diyen İyi Partili Yavuz Ağıralioğlu’nu bile “Haklı” gördü. “Kırılmadım. Kızmadım” dedi.

Dedik ya herkese mavi boncuk dağıtmaya devam etti.

İNCE’Yİ ÖNÜNDE  BİR ENGEL OLARAK GÖREN KILIÇDAROĞLU, ONA  NE VAAT EDECEK?

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce dün itibariyle adaylığı için gerekli 100 bin imzayı buldu “Ne sağ, ne sol Atatürkçü yol” sloganıyla yoluna devam edeceğini ilan etti.

Şimdi düne kadar, “Bir bölen olma. Aday olursan ve Kılıçdaroğlu senin yüzünden kaybederse sokağa  çıkamaz hale gelirsin” diye başlayan tehditlerin neye evrileceğini merak ediyoruz.

Bir  de her geçen gün CHP ve İyi Parti’den oy geçişleri ile tırmanışa geçen İnce’ye, Kılıçdaroğlu’nun adaylıktan vaz geçmesi karşılığında ne vaat edeceğini..!

ERDOĞAN: 14 MAYIS TARİHİ YOL AYIRIMIDIR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bizim yukarıda anlatmak  istediğimiz  tabloyu, “Bunlar terör örgütleriyle dirsek dirseğe” ifadesiyle özetledi.

Akabinde şunları söyledi;

“Elbette her seçim önemlidir. 14 Mayıs seçimleri tam manasıyla tarihi bir yol ayrımına dönüşmüştür. Yeni bir imtihanın eşiğindeyiz. Tüm şer şebekeleri buraya odaklanmış durumda. 14 Mayıs'ta bizler bu zaferi perçinlediğimiz zaman yeni bir dönem başlayacaktır."

“ÖMERLER”İN SAHNE  ALMA VAKTİ GELMİŞTİR!

37 yıllık meslek hayatımda hiç  böyle bir seçim atmosferi görmedim. 6’lı masa ve özelde Kılıçdaroğlu’nun etrafına kümelenmiş, her türden ideolojiye mensup siyasetçi “devri sabık” yaratmak için gemi  azıya almış. “Erdoğan gitsin de sonrasına bakarız” dürtüsüyle 14 Mayıs’a odaklanmış.

Karşısında 21 yıllık iktidarında yaptıklarının yapacaklarının teminatı olduğunu söyleyen bir isim Erdoğan ve ona omuz veren Cumhur İttifakı ortaklarıyla partisinin hasbi kadroları var!

Erdoğan, “Bize Ömerler lazım” demişti. Ömerlerin sahne almasının vakti  gelmiştir.

Her ne olursa olsun 15 Mayıs sabahı Türkiye artık eskisi gibi bir Türkiye olmayacak desek azdır.

Takipteyiz.