“Ak Parti’den oy çalmak üzere kurulan partiler”, (Tabir gazeteci Gürkan Hacır’a aittir) bugünlerde CHP’li seçmenin oylarıyla Meclis’e girme derdinde farkında mısınız?

Ak Parti’den yüzde 25/30 oyu koparacağı varsayılan “küçükler”, bırakın onu, kendi başlarına vekil bile çıkartamayacaklarını görünce CHP’nin sırtına binmeyi uygun buldular!

***

Aslında bugün size TCG ANADOLU amiral gemimizin Donanma’ya teslim edilmesi üzerinden “Büyük Türkiye” idealinden söz edecektim.

Ama, Davutoğlu medyasının amiral gemisinde, eski Ak Parti milletvekilinin yazdığı yazıda kurduğu cümleler, bambaşka bir konuyu tartışmamıza neden oldu.

Diyor ki yazar,

“Doğrusu hakkını teslim etmek lazım, Kemal Kılıçdaroğlu ittifakın ilk gününden bu yana doğru bir strateji uyguluyor. Listeler bu stratejinin en önemli göstergesi. CHP listelerinde DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti’ye hatırı sayılır sayıda yer verilmesine CHP’nin içinden itirazlar olabilir, bu da doğaldır. Ama unutmayalım ki bu normal bir seçim değil. Dolayısıyla zaman, üçe-beşe bakma zamanı değil”

Ya ne zamanı?

Devam ediyor, “Millet İttifakı’nın bir tek temel hedefi var, o da sandıkta değişimin sağlanması…“

Yani?

Yani, “6’lı masa ve dışarıdan destekçisi HDP’nin bir tek amacı var Erdoğan’ı göndermek!”

Devam ediyor Davutoğlu’nun yazarı, “İşte Kılıçdaroğlu’nun öncelikli hedefi de bu değişimi hayata geçirmek…”

“ÜÇÜNE-BEŞİNE BAKMAYIN, ERDOĞAN’I DEĞİŞTİRİN” BİLE DEDİLER

Kemal Kılıçdaroğlu koç başı olarak seçilmiş… Yanına, sağına, soluna “Ak Parti’den oy çalmak üzere kurulan” partilerin genel başkanları oturtulmuş; dışarıdan HDP ve müzahirlerinin desteği alınmış… Ve tek bir amaçları varmış “Sandıkta değişimi sağlamak!”

Asıl şu cümleyi bir okuyun. Bakın ne diyor eski Ak Parti Milletvekili yazısında, “Meseleye bu açıdan bakıldığında, Millet İttifakı’nın listesinin adeta iktidara hazırlık niteliği taşıdığı daha rahat anlaşılacaktır.”

Bu söze, “Ağam bizimle eyleniyor” diyesi geliyor insanın!

Çünkü, Pazar gününden bu yana özellikle CHP medyası ve CHP iç kamuoyundaki çalkantıdan, kargaşadan hiç söz etmeyen yazar, CHP ve İyi Parti’nin listelerini “iktidara hazırlık listesi” olarak sunuyor!
Tabii yerseniz!

Dar kapsamlı, konforlu mahallelerinde ya da sırça köşklerinde purolarını tüttürenler gerçekleri görme konusunda  Yılmaz Özdil kadar olamıyor. Bazı CHP medyasını kast eden Özdil bile “(onları) İzlerseniz, Kılıçdaroğlu yüzde 65’le seçiliyor” ifadesindeki kullanmıştı.  

Yukarıdaki satırların yazarı sanırım sadece o medyayı takip ettiği için “Millet ittifakının listesi iktidara hazırlık niteliği taşıyor” yargı cümlesini kuruyor!

Yok yok… Sadullah Ergin’in CHP’nin kalesi Çankaya’dan milletvekili adayı yapılması üzerinden başlayan tartışmayı kast etmiyoruz. Ya da İdris Naim Şahin ile, İdris Şahin isimleri üzerinden yürüyen tartışmaları da buraya taşıyacak değiliz.

Veya “İktidara hazırlık yaptığı” söylenen Millet İttifakı’nın önemli taşıyıcı kolonu İyi Parti’nin kurucu ağır topu Aytun Çıray’ın, “Ve krizden sonra baraj altında kalan oylarımız…” diye attığı tiviti de konu etmeyeceğiz.

Sadece şunu söyleyeceğiz:

“Ak Parti’den oy çalmak üzere kurulan” ve Ak Parti’den en az yüzde 25’lik bir oyu, 6’lı masaya getireceği beklentisi oluşturan küçük partiler, kendi başlarına seçime giremeyecek kadar küçülmüşken…

“Biz birinci parti olacağız ve ben başbakan olacağım” diyen Akşener’in kurucu elemanı, “Partimiz baraj altında kaldı” açıklaması yapmışken…

6 Mart öncesine kadar Kılıçdaroğlu için “Seçilemeyecek aday” diyen Akşener’in, o tarihten sonra Kılıçdaroğlu’nun arkasında duruyormuş gibi yapması ortadayken…

Genel Başkanı Akşener’in aksine Ankara İl Başkanı’nın “Tabanımızın en az yüzde 40’ı Kılıçdaroğlu’na oy vermez” açıklamasında bulunmuşken…

Listeler ortaya çıkınca, “Seçimden sonra Meclis’te iki Ak Parti olacak” diyen gazeteci, bir gün sonra tası tarafı toplayıp Halktv’den ayrılmışken…

6 Mart günü “CHP zihniyetiyle mücadele” için ömrünü adamış rahmetli Erbakan’ın partisi Saadet’in önünde CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganları eşliğinde Temel Karamollaoğlu tarafından aday ilan edilmişken.

Saadet’ten derin kopuşlar yaşanmışken…

Kandil’deki PKK teröristlerinin üst üste “Kılıçdaroğlu’na destek” açıklamasına, “Hadi oradan” bile diyemeyen Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının tutumuna CHP tabanı isyan etmişken…

CHP’deki son Atatürkçü ve ulusalcılar Memleket Partisi’ne doğru dolu dizgin koşmuşken…

“100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’ni değiştireceğiz” diyen HDP’liler gündem belirlemişken…

Davutoğlu’nun gazetecisi, CHP listelerini “İktidara hazırlık listesi” olarak sunması…

Komedyadır, sokaktan kopuştur, dar-mamur-konforlu mahallede puro eşliğinde kalem oynatmaktır!

Sadece, köşe komşusu Hakan Albayrak’ın 27 Mart’ta yazdığı son yazısını bile okusaydı bu arkadaş, CHP’nin sırtına binerek Meclis’e girmeye çalışan küçük partilerin “CHP’ye oy vermeye eli gitmeyen seçmen” için “umut” olamadığı gerçeğini görürdü. Ve o listeyi yorumlayabilirdi.

Yoksa bu şekilde kalem oynatmasının sebebi birkaç puro parası için mi merak etmiyor da değiliz hani!

Ama ne yapalım, o arkadaş ve avanesi, sözüm ona “objektif” yorumlar yapıyor… Bizim gibilerse “subjektif” yorum ve gözlemlerle “gerçeği” çarpıtıyor!

Güldürmeyin Allah aşkına!