HDP toplandı, “İkinci turda da Kemal Kılıçdaroğlu’na destek vereceğiz” dedi. PKK’lı Remzi Kaltal firar ettiği batı ülkesinde çıktığı canlı yayında, “28 Mayıs’ta Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğiz” dedi.

14 Mayıs öncesi, Kandil’de Kılıçdaroğlu’na destek açıklaması yapmayan neredeyse hiçbir PKK ele başı kalmadı. 14 Mayıs sonrası “hayal kırıklığı” açıklaması yapan da bir PKK ele başıydı.

HDP’NİN DESTEĞİNİ ALMAK İÇİN SÖYLEDİKLERİNİ UNUTALIM MI

HDP’nin başta eş başkanları olmak üzere neredeyse tüm sözcüleri, “Erdoğan’ı devirmek için Kılıçdaroğlu’na destek vereceklerini” açıkladı. HDP, kurumsal olarak Kılıçdaroğlu’na desteğini ilan etti.

Ahmet Türk, “Seçildikten sonra, verdiği sözleri yerine getirmezse gereğini yaparız” bile dedi.

“Kılıçdaroğlu kapalı kapılar arkasında verdiği sözleri açıklamalı. 100 yıllık cumhuriyeti değiştireceğiz. 15 Mayıs’ta İmralı’nın demir kapılarını kırıp Öcalan’ı özgürleştireceğiz. Bu seçim tüm tutsakların özgürlüğe kavuştu bir seçim olacak” türlü  ifadeleri hiç saymıyoruz.

Kılıçdaroğlu’nun, “Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını istiyorsanız… Selahattin Demirtaş’ın salıverilmesini istiyorsanız bizimle beraber olacaksınız” minvalindeki sözlerini de hatırlatmamamıza gerek yok.

Sadece bilinmeli ki Kemal Kılıçdaroğlu ve ortakları HDP’nin ve terör örgütü PKK’nın “yekten” desteğine 15 Mayıs sabahına kadar hiç ses çıkartmadı! Seçimde yaşadıkları büyük hezimet öncesine kadar “gıklarını çıkartmayanlar” bugün “söylem” değiştiriyor.  Ama 14 Mayıs öncesinde PKK’lıları ve HDP’lileri daha da cesaretlendirecek çıkışlar yaptılar.

Mesela, Ali Babacan, “Anayasa’daki Türk ifadesini çıkartmaktan” söz etti. Mesela, Kılıçdaroğlu, “Avrupa Birliği yerel yönetimler özerlik şartını mutlaka getireceğiz” dedi.

Tabii yüz bulan HDP’liler en son, “15 Mayıs sabahı Afrin’i geri alacağız” bile dedi!

TAM U DÖNÜŞÜ YAPTI, ÜMİT ÖZDAĞ GİBİ KONUŞTU

Bütün bu süreçler yaşanmamış gibi, Kılıçdaroğlu bugün cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turuna gidilirken bir den “Ergenekon, kumpas davaları” diye başladı, “Terör örgütüyle masaya oturmayacağım” diye devam etti. “10 milyon göçmen” dedi. Sonunda da Erdoğan’ın çözüm sürecinde aldığı inisiyatifi “terör örgütleriyle masaya oturmak” şeklinde zikredip sözüm ona “milliyetçi” bir profil çizdi!

Tabii yerseniz!

SAHİCİLİK İLE RİYAKARLIK ARASINDA KALAN SEÇMEN İÇİN TERCİH ZAMANI

Sahicilik diye bir kavram var biliyorsunuz. Karşılığı da riyakarlık.

Sahicilik, “mış gibi” yapmamaktır. Gerçekliktir. İnandığın gibi yaşamaktır. Düşündüğün gibi yapmaktır. Erdoğan sahicidir. İnandığı gibi yaşar. Düşündüğü gibi yapar.

Türkiye’nin 40 yıllık kanayan yarasını nihayete erdirmek için “Kan kusup kızılcık şerbeti içtim” demiş bir liderdir. Ve bunu memleket için yaptığını da her vesile ile söylemiştir.

Süreci sabote eden Selahattin Demirtaş ile Osman Kavala’dır. (Ayrıntısına lüzum yok. İmralı zabıtlarına bakın, “Seni başkan yaptırmayacağız” cümlesini hatırlayın yeter.)

Kılıçdaroğlu, “iktidar için” her kılığa girmeyi kabul etmiştir. Yani riyakardır. Bir bakarsınız, ultra liberal olmuştur. Bir bakarsınız “Seyyit” olmuş, dindarlaşmıştır. Bir bakarsınız “Ben Aleviyim” diyerek klip çekip, kimlik siyasetine soyunmuştur.

Mustafa Kemal’in koltuğuna otururken iç sesinden yükselenleri bastırıp Kemalist bile olmuştur.

Hiçbiri iş yapmazsa bir bakarsınız milliyetçi olmuştur.

Sahi CHP lideri Kılıçdaroğlu nedir, kimdir, neyi temsil eder, ne düşünür, ne yapar, nasıl yaşar, anlayabildiniz mi?

***

Sahicilik ile riyakarlık 28 Mayıs’ta milletin önüne gelecek. Millet olup biteni çıplak gözle görüp, kulaklarıyla dinleyecek ve sonra sandıkta gereğini yapacak!

***

Sinan Oğan’ın seçmenine göz kırpmak için Ümit Özdağ’ın söylemlerini peş peşe sıralayan ve arkasına da Mustafa Kemal’in kalpaklı resmini koyan Kılıçdaroğlu’na HDP kurumsal olarak destek verdiğini unutmuş olamaz.

Firari PKK’lı Remzi Kartal destek açıklaması yapacağını düşünmüyor olamaz.

Ama dedik ya riyakarlık almış başını gidiyor. Dün başka bir şey bugün başka bir şey oluyor Kılıçdaroğlu.

Dün PKK’lıların hoşuna gidecek cümleler kurdu Kılıçdaroğlu, bugün milliyetçilerin hoşuna gidecek cümleler kuruyor!

Peki ya Erdoğan mı dediniz?

Erdoğan’sa 15 Mayıs sabahı talimat verdiği tüm kadrolarıyla 28 Mayıs’a hazırlanıyor. MHP lideri Bahçeli, BBP lideri Destici, Yenide Refah lideri Erbakan, Hüda-Par lideri Yapıcı, DSP lideri Aksakal ile birlikte.

Dün ne diyorsa bugün de aynısını söylüyor. Sahici bir lider olarak milletin karşısına çıkıyor.

***

Millet “mış gibi” yapanla, inandığı gibi yaşayan ve düşündüğü gibi yapan arasında elbette farkı görecek.

Yanılıyor muyum?