Durdu durdu neredeyse bir hafta sonra konuştu. Ve “28 Mayıs’ta seçim değil bir referandum yapacağız” dedi.

“İstanbul’dan başka bir yerde seçim çalışması yapmayacağı”nı ilan etti. İlginçtir bunların hepsini de elindeki kağıttan okudu.

Akşener’den bahsediyorum... Hani şu, “Ben başbakan olacağım partim de birinci parti olacak” diyen ama 14 Mayıs’ta yüzde 10 oy alamayan, MHP’nin altında milletvekili çıkartan partinin genel başkanı Akşener’den.

AKŞENER’İN KAĞITTAN OKUDUĞU CÜMLEYİ, KILIÇDAROĞLU VİDEODA KULLANDI

Akşener’in dün öğle saatlerinde yaptığı açıklamadan kopya mı çekti, yoksa Akşener’in elindeki metni hazırlayan danışman ekibi aynı metine benzer bir metni kendisine mi verdi bilinmez ama dün gece geç saatlerde Kılıçdaroğlu da bir paylaşım yaptı. Özetle diyor ki, “Bu bir seçim değil referandumdur. Bir önceki referandumdaki sonuçlar ortadadır!”

***

Kılıçdaroğlu da Akşener gibi, 28 Mayıs’ı bir referandum görüyor. Peki tamam! Şayet 28 Mayıs’ı referandum olarak görmek istiyorsanız, çekilin cumhurbaşkanlığı adaylığından. Erdoğan tek başına kalsın ve millet “evet” ya da “hayır” desin ona.

Yok! Hem Erdoğan için bir referandum olsun ama aynı zamanda adaylığım sürsün diyorsanız…

İkircikli davranıyorsunuz.

***

Bize göre, Kılıçdaroğlu, kendi sıkletini Erdoğan’ın sıkletiyle yarışamayacağını bildiği için…

Erdoğan’ı Erdoğan ile yarıştırma cihetine gitmek istiyor.

“Bu bir referandumdur” demesinin anlamı budur.

Erdoğan’ın rakibi olamayacağını kabul etmektir.

Sıklet farkını ikrar etmektir!

ERDOĞAN’I ERDOĞAN İLE YARIŞTIRACAKSANIZ MUHALİF SEÇMEN SANDIĞA NEDEN GİTSİN?

Peki Kılıçdaroğlu’nun bir önceki referandumdan kastı nedir?

Tabii ki 2017’nin Nisanı’ndaki “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modeli’ne geçiş için” yapılan anayasa değişiklik referandumudur.

Sonucu şudur: Seçmenin yüzde 51.4’ü “evet” demiştir ve hükümet sistemi o gün değişmiştir.

Bir de o değişikliğin uygulandığı 2018 seçimi vardır. O seçimi de Erdoğan yüzde 53 ile kazanmıştır.

Şimdi soru şu: 6’lı masanın kurulma sebebi olan “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” önerisi 14 Mayıs’ta millet tarafından reddedilmemiş midir?

Birkaç soru daha…

6’lı masanın varlık sebebi 14 Mayıs’ta seçmenin oylarıyla ortadan kaldırılmamış mıdır?

Seçimin ilk turunda seçmenin verdiği mesaj Cumhur Başkanlığı Hükümet Modeli’nin devam etmesi yönünde değil midir?

Böyle bir tabloda, Kılıçdaroğlu’nun kendisini değil de Erdoğan’ı Erdoğan ile yarıştırma çabası adına “Bu bir referandumdur” demesi minderden kaçmak değil midir?

Sahi, CHP ve bir kısım muhalif seçmen Kılıçdaroğlu ve dostlarının bu söyleminden sonra 28 Mayıs’ta sandığa neden gitsin?

Haksı mıyım?