Kılıçdaroğlu “ifsat” etmeye devam ediyor
Erdoğan’a rakip olmak bile “kabul etmek” anlamı taşırken…
Meclis Genel Kurulu’na geldiğinde locada ayağa kalmayarak “kabul etmiyorum” demeye çalışmak size bir şey katar mı Sayın Kılıçdaroğlu?
Size bir şey katmaz ama, kurduğunuz denklem üzerinden kafası karışan ve Erdoğan karşıtlığını yaşam biçimine dönüştürmüş bir çok insana bir şey katmış olabilir: Nefretlerine, nefret..!
***
Devlet bürokrasisinden geliyorsunuz. 20 yıldır siyasetin içindesiniz. Ve fakat, ne devlet adabına uyuyorsunuz, ne siyasetin teamüllerinin gereğini yerine getiriyorsunuz.
Sonra da “devleti bilmek”ten söz ediyorsunuz.
Meclis locasında “ıssızca” oturup kaldığınız yerden verdiğiniz mesaj, ne devlet adamlığına ne CHP’nin genel başkanlığına yakışıkalmadı.
Siz bu tarzı uzun zamandır yapıyorsunuz. Yaptığınızın karşılık bulacağını sanıyorsunuz.
Ama, millet sizin bir milim bile ileri gitmenize müsaade etmiyor.
Neden acaba?
Acaba, Meclis Genel Kurul Locası’nda “ıssızca” oturduğunuz yerde, herkesin “devletin başı”na hürmeten ayağa kalktığı anda çakılı kalmanızdan olabilir mi?
Ya da devlet kurumlarını ifsat ettiğiniz için olabilir mi?
Ve ya siyasete getirdiğiniz yeni ve fakat ifsat edici dil yüzünden olabilir mi?
Hatırlayın lütfen, TÜİK önüne gittiğinizde, o kurumu ifsat ettiniz ve sonrasında kamuoyuyla paylaşılan verilerine olan inancı yerle bir ettiniz.
Yine hatırlayınız lütfen, “Ak Parti’ye oy veren öğretmen, öğretmen olamaz” diye başlayan, “Yalakadan sanatçı olmaz” diye devam eden, muhtarlara, esnafa, sanayciye… Hasılı toplumun neredeyse her kesimine “ötekileştirici” ağır ithamlarda bulunduğunuzdan olabilir mi?
Hadi ikinci tur sırasında çıktığınız son televizyon yayınlarından birinde kurduğunuz cümleyle soralım… “Erdoğan’a oy vererek günaha girmeyin. Ahlaklı, erdemli olun” diyerek, Erdoğan’a oy verenleri ahlaksız ve günahkar ilan ettiğinizden olabilir mi?
***
Seçim bitti. Cumhur İttifakı Meclis’te çoğunluğu elde etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha cumhurbaşkanı seçildi.
6’lı masanın hiçbir genel başkanı milletvekili olamadı.
Millet İttifakı bitti.
84 maddelik geçiş süreci mutabakat metni çöp oldu.
Parlamenter sisteme geçme hayali tükendi.
Cumhurbaşkanlığı hükümet modeli yerleşik hale geldi. Tahkim edildi.
Haberiniz var mı?
Yokmuş gibi davranıyorsunuz farkında mısınız?
KILIÇDAROĞLU, YENİLGİYE DOYMADAN, YOLUNA DEVAM EDİYOR
Şimdi başta 6’lı masa paydaşları olmak üzere muhalefetette “hesaplaşma” zamanı ama…
Kılıçdaroğlu, hiçbir şey olmamış gibi CHP’nin genel başkanlığını tartışmaya bile açmaya yanaşmıyor.
Baba-oğul ilişkimiz var dediği ve seçimde “yalan” söyleyerek bile “baba”dan yana tavır alan “oğul”u Millet İttifakı’nın toplantısına bile almıyor.
Parti yönetiminin tamamının istifasını istiyor. Fakat kendisi istifayı aklının ucundan bile geçirmiyor.
Ve sanki hiçbir şey olmamışcasına, “istifasını aldığı” parti sözcüsüne, “Yerel seçimlerin startını veriyoruz” cümlesini kurduruyor!
***
Dün 28’nci dönem milletvekilleri bazı istisnalar dışında yeminlerini etti, göreve başladı.
Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Geçici Meclis Bakanı Sayın Bahçeli’den mazbatasını alıp, Genel Kurul’da yemin edecek. Ve Külliye’deki törenin ardından Çankaya Köşkü’nde aralarında Aliyev, Paşinya ve Maduro’nun da olduğu devlet ve hükümet başkanlarını ağırlayacak. Sonrasında da çok merak edilen yeni kabinesini açıklayacak.
***
Kazanmış bir ittifakın muzaffer lideri Erdoğan, vakarlı duruşunu korurken…
Kaybetmiş bir ittifakın mağlup lideri Kılıçdaroğlu rakibini tebrik bile edemedi tamam da…
Türkiye Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Genel Kurul Salonu’na girdiğinde “devlet”e olan “sadakat” gereği bile olsa “ayağa” kalkması gerekmez mi?
***
Sayın Kılıçdaroğlu, sizin oluşturduğunuz sosyoloji öyle bir hal aldı ki korkarım “değerler erezyonu” yaşıyor!
Çünkü, sizin o ıssızlık içinde oturup kaldığınız yerdeki halinizi görüp alkışlayanlar da vardı.
Kabul edin ki kaybettiniz.
Kabul edin ki koltuğunuz sallanıyor.
Kabul edin ki kapınızı ilk çalan “oğlu”nuz oldu.
Kabul edin ki, etrafınızda sizi koltuğunuzdan indirmek isteyenlerin sayısı daha da arttı!
Bütün bu durumda bile vakarınızı koruyup, bir devlet adamı duruşu gösterebilirdiniz.
Göstermediniz.
Bir klas duruş ile saygınlık kazanabilirdiniz.
Yapmadınız!
Cumhuriyetin 100’ncü yılında Meclis’in açıldığı ilk günde, ıssızlaşmış locada oturduğunuz yerde kalakaldınız.
Değer miydi?
-
Mustafa 1 yıl önce Şikayet EtBu şahıs devleti İfsat ediyor. Devlet geleneklerini teamüllerini yok ediyor. Halkın bir kısmının gözünde devlete saygı göstermemeyi inşa ve teşvik ediyor. Bilmelidir ki Türk töresinde devlet esastır. Bu tipler devletten uzak olsun.Beğen Toplam 1 beğeni
-
Fahri Özcan 1 yıl önce Şikayet EtEvet Hasan Öztürk,kün yazısı çok güzel olmuş ama vakarlı,klas, saygınlık bu kelimeler kk.ye çok uzak şeyler bence adam yalanı çok iyi beceriyor hani bir laf varya kork Allah'tan kormayandan kk,de tam buna denk biriBeğen Toplam 6 beğeni
-
Hayrettin 1 yıl önce Şikayet EtAdam olmayandan adamlık bekliyorsunuz.Adam neden kazanıyor sanıyorsunuz,adamda ondan.Beğen Toplam 5 beğeni
-
Kartal 1 yıl önce Şikayet EtYüklenmeyin garibe... Erdoğan'ı görünce dizlerinin bağı çözülmüştür de ondan kalkamamıştır.Beğen Toplam 7 beğeni
-
AliT 1 yıl önce Şikayet EtBu adam siyasetçi değil gösteriş için oturuyor o koltukta başka bir siyasetçi bu kadar yenilgiyle haya eder o koltukta oturamayaBeğen Toplam 8 beğeni