Hasan Öztürk
Hasan Öztürk
HABER7 YAZARI

Amerika ve işbirlikçilerine rağmen Filistin için Uluslararası Barış Gücü kurulabilme ihtimali üzerine…

GİRİŞ 24.10.2023 GÜNCELLEME 25.10.2023 YAZARLAR

Gazze’deki insanlık dışı İsrail saldırısını kim durdurabilir?

Bu sorunun cevabı çok zor. Çok bilinmeyenli. Aynı zamanda çok can yakıcı. Hele hele Amerika, İngiltere ve Avrupa Birliği’nin İsrail’in yanında bütün güçleriyle yer alması sonrası cevabın zorluğu çok daha büyük.

Ne var ki biz yine de İsrail’in soykırıma varan Gazze saldırısını kimin ya da hangi mekanizmanın durdurabileceğine ilişki bir projeksiyon sunmak istiyoruz.

***

Uluslararası ilişkiler uzmanlarının... Siyasi analistlerin ve askerlerin yorumlarını dinlerken, “Bu işin durması için İsrail’in amaçlarına ulaşması”nı neredeyse şart koşuyorlar.

Amerika’nın ikna edilmesi ya da İngiltere ile birlikte AB’nin İsrail’e yönelik seksiz destekten vaz geçmesinin yegane gerekçesi Hamas’ın tasfiyesi olarak gösteriliyor.

Daha ileri istek ise, Filistinlilerin, Mısır’a sürülmesi, Gazze’nin tamamen boşaltılması!

***

Peki, Gazze’ye kara harekatı yapmayı her gün bir başka gerekçe ile erteleyen…

Filistinlilerin, Gazze’den sürülmesi planına destek bulamayan…

Ve öldürdüğü her bebek ve masum için dünyanın vicdanı ölmemiş insanlarının öfkesini kabartan İsrail’e “dur” demenin yolu yok mudur?

Hamas’ın direnci ya da Gazzelilerin “Toprağımızı terk etmiyoruz” demesi yeterli midir?

İsrail’in soykırıma varan saldırısını durdurmak için Amerika ve müttefiklerine rağmen bir Uluslararası Barış Gücü kurmak mümkün müdür?

AMERİKA VE ORTAKLARI İSTERLERSE BARIŞ İSTERLERSE KAOS GETİRİYORLAR

Biraz yakın geçmiş hatırlatması yapalım:

Hatırlıyor musunuz, 1992’de başlayıp 1995’te sona eren Yugoslavya iç savaşında Bosna’ya barış nasıl geldi?

28 Ağustos 1995'te Saraybosna’daki Markale Pazarı’na Sırplar tarafından atılan bomba sonucu 37 sivil hayatını kaybetti. 2 gün sonra 30 Ağustos 1995'te NATO uçakları Sırbistan’daki bazı hedefleri bombaladı. Sırp birlikleri, Ekim ayında teslim olmak zorunda kaldı.

NATO’nun baskıları sonucu Kasım 1995’te Dayton Anlaşması (ki bize göre aptal bir anlaşma) imzalandı. Savaş sona erdi.

Gördüğünüz gibi, Amerika’nın ve AB’nin öncülük ettiği bir uluslararası koalisyonun ardından NATO, savaşa müdahil oldu. Bosna’da savaş durdu.

***

Yine hatırlıyor musunuz Kosova nasıl bağımsızlığını ilan etti?

Yine bağımsızlık ilan eden Kosava’ya barış NATO’nun Sırbistan’ın Başkenti Belgrad’ı bombalamasıyla geldi. 1999 yılında Amerika’nın öncülük ettiği uluslararası gücün silahlı kanadı olarak NATO görev aldı. Kosova’yı kuşatan Sırplar, kendi topraklarında vuruldu. Kosova böylece bağımsız bir ülke oldu.

(Bu iki örnekte de görüleceği üzere Yugoslavya’nın dağılma sürecinde Bosna ve Kosova savaşlarında Amerika, AB ve NATO doğrudan müdahil oldu. Sonuçları iyi mi kötü mü başka bir tartışma konusu ama bu müdahaleler yapıldığında savaşlar ve büyük kıyım önlendi.)

Yugoslavya tarihe karıştı.

***

Amerika’nın başını çektiği uluslararası koalisyon güçlerinin, Afganistan, Suriye ve Irak’ta olduğu gibi statüyü bozup, o coğrafyalarda kaosun derinleşmesine neden olan müdahaleleri ise çok kötü örnekler olarak karşımızda duruyor!

Başarısız ve hatta, büyük acıların yaşandığı müdahalelerdi bu üç devlete yapılanlar.

Dolayısıyla Amerika’nın başını çektiği uluslararası koalisyonlar, müdahale ettikleri “Krizlere” kendi çıkarları perspektifinden bakıyorlar ve isterlerse kaosu derinleştiriyorlar, isterlerse “barış”ın kapısını açıyorlar!

AMERİKA VE ORTAKLARI FİLİSTİN MESELESİNE HEP İSRAİL PERSPEKTİFİNDEN BAKTI

Peki, Filistin toprakları, İsrail tarafından 1948’den bu yana adım adım işgal edilirken… Filistinliler, topraklarından sürülürken…

Ve “yerleşimci” denen hırsızlar tarafından Filistinlilerin evleri, barkları çalınırken…

Amerika, İngiltere ve AB nasıl bir tavır aldı?

Gördük ki her seferinde İsrail’in işgalini destekleyen, Filistinlilerin haklarını görmezden gelen bir tutum aldılar!

Oysa uzun yıllar süren mücadele sonucunda, Filistin’in bağımsızlığı 15 Kasım 1988'de Cezayir'de ilan edildi. Aralarında Çin, Rusya, Hindistan ve Türkiye'nin de bulunduğu yüzden fazla ülke tarafından resmen tanındı. İsrail tarafından işgal altında tutulan toprakların Batı Şeria kısmında Filistin Kurtuluş Örgütü, Gazze’de Hamas hakimiyetini sürdürüyor.

Başta Amerika olmak üzere bir çok ülke bölgede iki devletli çözümün barış getireceğini söylüyor ama desteği tamamen İsrail’in işgalci siyasetine veriyor!

138 ÜLKENİN TANIDIĞI VE BM’DE BAYRAĞI DALGALANAN FİLİSTİN’İN İŞGALİNİ AMERİKA VE DOSTLARI İSTİYOR

Birleşmiş Milletler, 29 Kasım 2012'de Filistin'in 'gözlemci kuruluş' statüsünü, 'üye olmayan gözlemci devlet' statüsüne yükseltti. Genel Kurul’da yapılan oylamada, 138 ülke, "evet", 9 ülke "hayır" oyu kullandı. İsveç Parlamentosu 30 Ekim 2014 tarihinde Filistin Devletini resmen tanıdı. Böylece Avrupa Birliği üyesi bir devlet ilk kez Filistin’i tanımış oldu. Eylül 2015’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda ilk defa Filistin bayrağı göndere çekildi.

***

BM’de bayrağı dalgalanan, 138 ülke tarafından tanınan Filistin’in bugün Gazze şehri İsrail’in orantısız saldırısına maruz kalıyor. Binlerce ölü var. Bunların çoğu çoçuk ve kadın.

ÇİN VE RUSYA “FİLİSTİN DAVASI”NI ARAÇSALLAŞTIRIYOR MU YOKSA GERÇEKTEN SAHİP Mİ ÇIKIYOR?

Peki BM binasında bayrağı dalgalanan Filistin’in işgaline ve Gazze’deki soykırıma Amerika’ya rağmen kurulabilecek bir uluslararası koalisyon dur diyebilir mi?

Bu soruya, Rusya ve Çin’in “Filistin davasının yanındayız” cümlesini neden kurduklarını anlamaya çalışarak cevap bulabiliriz!

Amerika ve Batı’yı geriletmek maksadıyla “Filistin davasını” araçsallaştıran bir Çin ve Rusya varsa, Amerika’ya rağmen uluslararası barış gücü kurmak mümkün değildir!

Çünkü burada Çin, dolaylı yollardan (İran gibi) Hamas ve diğer direnişçi gruplara destek verir. İsrail üzerinden Amerika’yı uzun vadede siyaseten ve askeri olarak geriletir. Fakat bu arada, Filistinliler “kurban” olarak verilir! (Şu anda olan biraz da o dur.)

Fakat, Çin ve Rusya meseleye bir yönüyle Türkiye’nin perspektifinden bakarlarsa o zaman işler değişebilir!

Türkiye bu anlamda mekik diplomasisi ile olağan üstü gayret sarf ederek “Filistin davası”nı anlatıyor. Uluslararası arenada “hakkaniyet” ölçüsünde meseleyi sahiplenen en önemli aktör.

***

Daha açık ifadeyle, “Adalet ve hakkaniyet” çerçevesinde, 1967 sınırlarının kabul edildiği BM kararlarının uygulanması ve sonucunda Filistin’in müstakil bir ülke olarak Dünya Haritası’ndaki yerini almasını isteyen Türkiye’nin perspektifi Çin ve Rusya’nın gündemine girerse o zaman Amerika’ya rağmen Uluslararası Barış Gücü Kurulabilir ve o güç Filistin’de görev alabilir!

Zor mu?

Evet çok zor.

Peki mümkün mü?

Evet mümkün!

Diplomasiye devam.

Anlatmaya devam.

Konuşmaya devam.

Filistin davasına sahip çıkmaya devam!

***

Bilmem anlatabiliyor muyum?

Yoksa o sabi sübyanın, o garip gurebanın, o mazlumların ahı hepimizi kavuracak!

 

YORUMLAR 23 TÜMÜ
  • Aşağımirahmetli 1 yıl önce Şikayet Et
    Evet, ölümü göze alan mübarek Mücahid ordusu gerekiyor, ölümü öldüren ordu bu şer güçlerini ortadan ancak kaldırabilir, Rabbimiz müslümanlara yardım etsin
    Cevapla
  • Kompakt 1 yıl önce Şikayet Et
    Geç kaldınız
    Cevapla
  • misafir 1 yıl önce Şikayet Et
    her ülke ikiyüzbin asker vermeli vermeyen ülkeler hain kafir ilan edilmeli. türkiye .pakistan .arabistan .iran .ırak.mısır . endenozya .bir buçuk milyon asker eder ve kesin şavaş ilan edilmeli .daha gönüllüler falanda sayılmadı .bir katil kafir bir ülkeye kafa tutar oda belki ama bu kadar ülkeye kafa tutacakda yoktur akdenizde bende varım diyenler itler gibi dagılır .
    Cevapla
  • Deniz 1 yıl önce Şikayet Et
    Antiloplar bir araya geldiğinde nasıl Assan onlara saldıramıyorsa İngiltere ABD ne kadar Aslan olursa olsun İsrail ne kadar vampir ve psikopat katil olursa olsun Sonuçta 100 tane Antilop devlet bir araya geldiğinde Bu insanlık düşmanı kendisinden başka hiçbir şey önemsemeyen sadece kendini değerli gören bu dünyayı sömüren vampirleri durdurabilir
    Cevapla
  • Ahmet ahmet 1 yıl önce Şikayet Et
    Hasan abi kusura bakmayın ama lafı çok dolandırmışsınız yani bunun bir haçlı seferi ve nihai hedefin biz olduğunu anlamamız için illa bombalanmamız mı lazım?? Yahu bu varlık ve yokluk olayımız ya hemen şimdi yada hiç mesele bu kadar basit bırakın artık şu siyasi demeçleri şuan alemi İslam'dan milyonlarca yiğit bir lider bekliyor somut ve sert adımlar atacak bir lider olay bu kadar...
    Cevapla