“Milliyetçi dalga” üstünde sörf yapmayı hesaplayanlar “iç dalga” ile dağılmadan az önce

İyi Parti’de işler çığırından çıkmış görünüyor!

Serince olaylara bakma çabamızı her geçen gün kaybediyoruz.

Oysa, seçimin mağlubu olmakla birlikte “müstakilleşme” adına attığı adımlar sayesinde siyasi arenada tartışılabilir olmuştu İyi Parti!

***

İşin içine “para”, “kadın” ve “mevki” girince son iki haftada İyi Parti’de olup bitenleri, “kadın programı” kıvamında izler olduk!

***

Akşener’in seçim sonrası biraz da “ben demiştim” rahatlığıyla CHP ve 6’lı masa ortaklarından adım adım uzaklaşma çabası…

İyi Parti’yi “merkezden” alıp daha “milliyetçi” hale getirme gayreti…

Dünyada ve Türkiye’de yükselişte olan milliyetçi dalgada sörf yapma isteği…

Ve nihayetinde “ittifaksız” seçime girme iradesi…

Parti içi dengeleri alt üst etmiş görünüyor!

CHP’LİLER, İYİ PARTİ’NİN YEDEKLERİNDEN ÇIKMA İHTİMALİNDEN RAHATSIZ

CHP’nin medyası dahil, tüm aktörleri İyi Parti’nin bağımsız hareket etme çabasını boşa çıkartmak için and içmiş görünüyor.

İyi Parti’nin CHP’nin yedeğinden çıkma ihtimali onları son derece rahatsız ediyor.

Hem siyasi aktörler, hem medya kalemşorları, “Tek başına kazanamayacaksın. CHP’ye de kaybettireceksin. O zaman amacın AKP’ye seçim kazandırmak” diyerek Akşener ve partisini töhmet altında bırakma eğiliminde.

***

CHP’li aktörlerin “Aman ha…” dediği günden bu yana İyi Parti içinde olmadık şeyler yaşanıyor!

Nebi Hatipoğlu’nun “Eskişehir’de CHP’ye mecbur muyuz” diye başlayan, “Sağda Ak Parti ve MHP ile işbirliği yaparak seçimi kazanırız” dediği cümleler de…

Adnan Beker’in, “Şayet CHP iyi niyetliyse Ankara’yı bize bıraksın. Mansur Başkan İyi Parti’den aday olsun” dediği cümleler de…

Partide “Ak Parti ile ittifak arayanlar var” şeklinde tartışıldı. CHP’de sinirler gerildi. İki isimle ilgili tezviradlar yapıldı!

***

Akşener’i 3 Mart’ta kalktığı masaya 6 martta tekrar oturtan isim olarak kulislerde ismi geçen Bahadır Erdem ise, “İmamoğlu’na yekten destek vermek” adına çoktan “İttifakın CHP ile yapılması”ndan yana tavır koymuştu!

***

Akşener ve yakın kurmaylarının “ittifaksız seçime girme” arzusu, iyi farklı ittifak hesabı yapanlar tarafından püskürtülemeyince “istifalar” yaşandı!

***

Buraya kadar olup biteni “parti içi siyasi mücadele” ya da “ekiplerin siyasi rekabeti” olarak görmek normal!

Lakin iş başka bir noktaya gitti!

“Kayıt dışı para”, “poşet poşet dağıtılan ulufe” ve dahası “tecavüz”, “taciz” iddialarıyla birlikte İyi Parti, “İyi bir yol bulma çabası” tartışmalarından çıkıp, “kötülük” ve “entrikalar” ile anılır oldu!

***

Artık iş karakolluk oldu. İşin mahkeme safahatını izlemek de var.

AKŞENER NEYE RAZI DEĞİL Kİ PARTİSİ DARMADAĞIN EDİLİYOR?

Bu noktaya gelinirken İyi Parti’nin “kendisine dayatılan yoldan çıkma” ve yeni bir “yol bulma” çabasının akamete uğramak üzere olduğunu görüyoruz!

Mansur Yavaş’ın, “Genel Başkanımın selamını getirdim” dediği görüşmeye bir de İmamoğlu’nun başbaşa görüşmesini ekleyince “Akşener bu kez ne ile sınanıyor” diye düşünüyor insan!

***

İyi Parti toplama bir partiydi ve yüzde 10’luk bir oy oranı ile Türk siyasetinde yeni bir başlangıç yapabilme ihtimali vardı. Şimdi akamete uğramak üzere!

Bir de…

Kanun Hükmündeki Kararname ile Meclis’teki görevinden FETÖ iltisaklı olduğu için atılan bir eleman Meral Akşener’in makam odasının “3 metre” önüne oturuyormuş ya..!

Bakalım, daha neler göreceğiz.

Yükselişte olan milliyetçilik dalgasında sörf yapma isteyen İyi Parti, bir “iç dalga” ile param parça olmak üzere!

Ya da CHP’nin elini yeniden tenhalarda tutmak üzere!

Yanılıyor muyum?