Tamah ediyorlar. Parayı cebe indiriyorlar. Kuralları bildikleri halde, işi son gün yokuşa sürüyorlar. Sonra da çıkıp geliyorlar.

Tüm olup bitenlerden “siyaset devşirenler”e de bir çift söz söyleyemiyorlar, söylemiyorlar.

***

Suskunlar kulübü!

Ne Fenerbahçe ne Galatasaray başkanları bir cümle söyleyip de, “Aslında biz bilerek kural hatası yaptık. Suudiler de bize tolerans göstermediler” diyemiyor. Sessizliği bürünüyorlar. Fitne kazanının ateşine odun atıyorlar.

Kısa federasyon başkanlığı döneminde zaten “imaj” ve marka değeri açısından yerlerde sürünen Türk Futbolu’nu daha da kötü hale sokan federasyon başkanı da ortak bildiri dışında çıkıp da “O gün şunlar oldu” diyemiyor, demiyor.

Suskunlar kulübünün bir üyesi olarak lal olmuşlar..!

***

Ne Arapların Atatürk düşmanlığı kaldı, ne Atatürk’ün maç kazanmadığı..!

Ne, Suudi Arabistan’ın, Türk Bayrağı ve Atatürk alerjisi kaldı…

Ne Fenerbahçe ve Galatasaray’ın Atatürk hassasiyeti!

Ne hızını alamayan azgın azınlığın “serseri mayınları”nın İslam’ın kutsallarına hakareti!

Suskunlar kulübünün suskunluğu, iç siyasette bir tarafın hanesine siyasi kazanç olarak yazılır oldu.

Dini değerlerin karşısına Atatürk konur oldu!

Kabe’nin üzerine Atatürk’ü oturtmak nedir Allah aşkına?

Suudi Arabistan Futbol Federasyonu ile Türkiye Futbol Federasyonu’nun koordinasyonsuzluğu…

Ne zamandan beri, din-laiklik tartışmasına…

Atatürk ile Kabe karşıtlığına evrildi?

BECERİKSİZLİĞİN ADI “KIRMIZI ÇİZGİ” OLMUŞSA…

Oysa, olup bitenin tek bir izahı var: Beceriksizlik.

Toplam 4 milyon dolar için sözüm ona “kırmızı çizgileri”ni bir kenara bırakanların… Camia baskısı nedeniyle “mızıkçılık” yoluyla tornistan yaptığı bir süreçtir olup biten.

Çıkan fatura, hiç de hak etmediği halde birilerine ödetilmek istendi.

***

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç için Fatih Altaylı ne dedi, “Süper Kupa’nın Suudi Arabistan’ın Başkenti Riyad’da yapılmasını Ali Koç istedi. İyi para kazanırız gerekçesiyle…”

Peki, Galatasaray yönetimi de aynı gerekçe ile ikna edilmedi mi? Evet!

Federasyon da kasasını dolduracaktı böylece öyle değil mi?

Ama küçük bir ayrıntı var. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’ncü yılında yapılacak bir maçtı. Ve Türkiye’nin her hangi bir ilinde yapılması daha anlaşılır, daha şık olacaktı.

Bu gerçeği sadece ve sadece “para” için es geçtiler. Sonra da dünya aleme rezil olup geri geldiler. Rezilliklerini izah edebilecek bir gerekçeleri olmadığı için de günlerdir suskunluğu büründüler.

NE CUMHURİYET, NE MUSTAFA KEMAL SİZİN TEKELİNİZDE DEĞİL HALA ANLAMADINIZ MI?

Cumhurbaşkanı Erdoğan da söyledi, MHP lideri Bahçeli de, “Cumhuriyet 85 milyonun yani hepimizin ortak değeri ve kazanımıdır.”

Yine, Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin banisidir, kurucusudur. Sırf bu nedenle bile saygıyı hak etmiştir.

Ne var ki Mustafa Kemal’i tekellerine alanlar, siyasetten istismar edenler, Suudi Arabistan’ın tolerans göstermeden kuralları uygulamasını iç kamuoyunda büyük bir siyasi malzeme olarak kullanmaya kalkıştı.

***

Kuralları, gerekçeleri, olup biteni tekrara lüzum yok.

Ama, suskunlar kulübü olarak tarihe geçecekler. Fenerbahçe ve Galatasaray yönetimi de federasyon da suskunluğunu bozmadığı sürece…

Siyasi faturayı Erdoğan’a ve hükümete kesmek isteyenler, buldukları malzemenin tükendiğini fark  edecek ama  suskunlar vicdanlarda mahkum olacak.

***

Bir avuç paraya tamah edenler, toplumsal faturanın o paranın üzerinde olduğunu fark ettiklerinde “kurnazca” yaptıkları hamle ile bu işten yırtacaklarını sanıyorlar ama nafile..!

***

Suskunlukları, suçluluklarından…