Seçim sonucu üzerinden kurulan yeni tezgahı görmek gerek
Bizler yerel seçim sonuçları üzerine kafa yormakla meşgulken…
Başkaları kurguladıkları yeni senaryoyla Türkiye’yi bambaşka bir iklime sokmak istiyormuş fark ettiniz mi?
***
31 Mart yerel seçimlerini tartışırken, sonucun tek bir nedene bağlanamayacağı bir gerçek.
Emekli ve dar gelirli Ak Parti seçmeninin sandığa gitmemesi kadar;
Aday tespitinin, teşkilatların motivasyonunun ve kampanyanın tek elden yönetilememesinin de etkin olduğu tartışılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu aşamada “Kan ve ruh kaybı” diye bir tespitte bulundu.
Ak Parti kendi içinde bir “öz eleştiri” başlattı.
O öz eleştiri devam ederken peşpeşe tuhaf olaylar yaşandı.
“JAKUZİ” İFTİRASI, VAN HADİSESİ, TAKSİM VAK’ASI… NE TEZGAHLANIYOR?
2019 yerel seçimlerinde ve 31 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun kampanyasını yöneten Necati Özkan, 1990’larda Fatih’teki cemaat ve derneklerde aylarca fink attıktan sonra “Ayet ve Slogan” kitabını yazan Ruşen Çakır’ın karşısına geçti. Sancaktepe Belediye Binası’nın başkanlık katının 6 bin metre kare olduğunu, “jakuzilerin”, 200 metre karelik mutfakların olduğunu, söyledi. Yalanlandı yalanlanmasına ama yalan çoktan dünyayıcı birkaç tur attı!
Hemen akabinde, Taksim’de, “Gazze’ye destek, İsrail’e telin” gösterisinde, “Katil Erdoğan, işbirlikçi AKP” sloganları atıldı.
Aynı gösteride, kadın polis amiri, başörtülü bir kızı tokatladı. Başörtülü kızlar ters kelepçe ile gözaltına alındı.
Taksim’deki nereden baksanız çok tuhaf hadisenin arkasından “dindar-muhafazakar” kesim sosyal medya üzerinden birbirine girdi. Fırsattan istifade, “hesap görmek isteyen” kerliferli kalemşorlar, ağır ithamlarda bulundu.
Bütün bu hadiseler yaşanmadan az önceyse, Van’da mahkeme kararı maharetiyle başlayan absürtlüklerin ardından mazbata krizi üzerinden en kırılgan fay hattımızda dinamit patlatıldı.
Van ve neredeyse tüm Türkiye geneline yayılma eğilimi gösteren hadiseler, Yüksek Seçim Kurulu’nun verdiği son kararla durdu durmasına ama PKK terör örgütü uzun zaman sonra ilk kez Türkiye içerisinde kitlesel eylem yapabilme potansiyeli buldu.
Aynı günlerde DEM’in sözcülerinden biri “Gezi’de hazırlıksızdık, şimdi hazırlıklıyız” diye çok tartışmalı bir çıkış yaptı.
***
Gezi’nin bileşenlerinin içinde PKK terör örgütü doğrudan yoktu. Bu nedenle o zaman kurulan Birleşik Haziran Hareketi’nin yegane amacı, Gezi’ye PKK’yı ve siyasi uzantısını da eklemlemekti. Bugünlerde onun bir çabasının sonucunu görüyor olabiliriz!
***
Başa dönelim.
Bizler 31 Mart seçim sonuçlarını tartışa dururken, kimileri ikinci faza geçmiş görünüyor.
İmamoğlu’nun kampanyacısı Necati Özkan, ağır bir yalan üzerinden Ak Partili hem de kadın bir belediye başkanını hedefe koyarak “muhafazakar demokratlara” bel altı vurdu.
Taksim’de “Gazze’ye destek, İsrail’e telin” gösterisinde polis ve göstericiler arasında yaşananlar neticesinde, hükümet ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok büyük bir haksızlık yapıldı.
Bu haksızlıkla birlikte, Filistin davasının neredeyse dünya ölçeğinde en güçlü savunucusu Erdoğan ve onun temsil ettiği siyasal düşünce yerden yere vuruldu.
Bütün bunlarla birlikte Van’daki apsürtlük üzerine Ak Parti ve Külliye içinde başlayan tartışma “zaafiyet” görüntüsü verdi.
***
Bir seçim kaybedilmiş olabilir.
Ama hem dayandığınız sosyolojiyle “kavgalıymış” gibi bir pozisyona düşerseniz…
Hem size atılan iftira ve yalanlarla ilgili gök kubbeyi yıkamazsanız…
Üstüne üstlük bir de yıllardır verdiğiniz mücadeleyi iki densiz polis memurunun tokatıyla heba ederseniz...
Durup düşünme vaktindesiniz.
Öyle bir tezgaha hızla ilerliyoruz ki; vah!
Hız, aynı zamanda bilinci yok eder. Görüyoruz!
O yüzden önce sakince olup biteni tahlil etmek gerek.
***
PKK’yı Gezi’ye eklemlemek isteyenlerin kurgusunu görmek gerek.
Dayandığınız sosyolojinin bir kısmını, Gazze meselesi yüzünden kaybetmiş olabilme ihtimalini görmek gerek.
Yanınızda, yörenizde “sizin için” size rağmen inisiyatif alıp, “kriz”i derinleştirenlerin varlığını görmek gerek!
Atılan iftira ile yalanlara karşı çok daha yüksek perdeden bir duruş göstermenin zorunlu olduğunu bilmek gerek.
Özgüven yoksunlarını aranızdan uzaklaştırmanın vaktinin geldiğini görmek gerek.
Yakın gelecekte, “toplumsal muhalefet” diyerek başlatılacak sokak hadiselerinin önüne geçmek için ödenecek bedelin büyüklüğünü fark etmek gerek.
***
Allah aşkına ne olup bittiğinin farkında mısınız?
Güya İsmalcı kalemlerin, karşınıza geçip parmak salladığını görmüyor musunuz?
Güya, muhafazakar Kürtlerin, “Kürt siyasal hareketi” olarak kodlanan yapıya eklemlenme çabasını görmüyor musunuz?
Küçük dar, menfaat kliklerinin rol çalmak ve “buradayım” sinyali vermek için sosyal medya üzerinden birbirine ateş ettiğini görmüyor musunuz?
İftira ve yalanlar üzerinden size gönül verenlerin “aklını çelen”ler olduğunu görmüyor musunuz?
Görüyorsanız, gereğini yapın!
Bütün yükü yüklemekten imtina etmediğiniz Erdoğan’a bir de siz yük olduğunuzu artık bilin.
İnin sırtından, biraz da siz yük alın.
Biraz da siz terleyin.
Biraz da siz “heh” diyecek haliniz kalmayıncaya kadar çalışın.
Ya da yeter artık yükünüzü tuttuğunuz…
Çekilin..!
Hasan Öztürk / Haber7
-
Selami kaya 7 ay önce Şikayet EtAbicim 40 yıldır önemsenmeyen göze bile gelmeyen sadece fırından alınan ekmek bile şuanda masraf kalemi diye yazılıyorsa sorun o bu şu değil..kimse boşyere havanda su dövmesin..millet 30 sene onceki yaşamına dönmek zorunda kalıyorsa sebebi babasının oğlu olsa tanımaz!!! Yanlış;yapılabilir eyvallah ama yanlışı doğruya çevirmek içinde aynı agresiflik yoksa geçmiş ola..Beğen Toplam 4 beğeni
-
Kompataro 7 ay önce Şikayet EtHalk tezgahı gördü,oyunu verdiBeğen Toplam 3 beğeni
-
Hasan Kandemir 7 ay önce Şikayet EtAllah razı olsun senden güzel Bi yazıyı kaleme döktünüz agiziniza sağlık olsunBeğen Toplam 3 beğeni
-
Dadaş 7 ay önce Şikayet EtŞuan halk sadece geçim derdinde! Gerisi teferruat!Beğen Toplam 4 beğeni
-
Fatma 7 ay önce Şikayet EtAllah vatanımızı,milletimizi muhafaza etsin.Milletimize feraset versin .İçinizde ki ne olduğu belirsiz olan hainlere fırsat vermesin inşallah.İcimizdeki çürükleri ayıklama da Allah yardımcıları olsun .Durmak yok yola devam inşallah .Beğen Toplam 8 beğeni