Hasan Öztürk
Hasan Öztürk
HABER7 YAZARI

“Gerek yaya gerek uzak yollardan derin vadilerden yorgun düşmüş bineklerle sana gelsinler”

GİRİŞ 22.05.2024 GÜNCELLEME 22.05.2024 YAZARLAR

Hac günleri yaklaşıyor… Bir yol bulup, kutsal topraklara giden hacı adayları Mekke ve Medine’de ibadet ve ziyaretlerle günlerini geçiriyor. Gitmeyi bekleyenler gün sayıyor. Havaalanlarında Hicaz yolcuları ve yakınlarının heyecanı yaşanıyor.

Bugünlerde havaalanları, hac yolcularıyla dolup taşıyor.

KUTSAL YOLCULUĞUN YOLCULARI YOLCULANIYOR BUGÜNLERDE

Ülke tv’de akşam ana haberlerde arkadaşımız haberin anonsunu yapıyor, “Sevgili seyirciler, İstanbul’dan sonra Mekke Yolu bu kez Ankara Esenboğa’da.”

VTR giriyor. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş ile Suudi Arabistan’ın Ankara Büyükelçisi Abdulkareem Bin Abualnasr, havaalanında hacı adaylarının hac yolculuğunu kolaylaştıran projeyi anlatıyor.

Sonra röportajlar başlıyor. Yaşmaklı bir hanımefendi İç Anadolu şivesiyle konuşuyor. “Allah, gitmek isteyenlerin hepsini oralara kavuştursun.”

Sözleri bitmeden gözlerinden yaşlar akıyor.

Bir beyefendi, “Yıllardır beklediğimiz gün geldi. Hepinize Kabe’de dua edeceğim.”

Koşarcasına pasaport kontrolüne yürüyor.

Bir orta yaşlı beyefendi, “Gazze için dua edeceğim. Ümmet için dua edeceğim. Mazlumlar için dua edeceğim” diye sesleniyor.

Bir yaşlı nine, “Gidemeden ölmekten korkuyordum. Çok şükür Allah’ıma işte şimdi gidiyorum. Allaha ısmarladık.”

Kameraya dönüp el sallıyor.

Aileler orada. Çocuklar, torunlar, gelinler, damatlar, kardeşler orada. El sallayıp, helalleşerek… Kucaklaşıp gözyaşı dökerek…

Yolculuyorlar kutsal yolculuğun yolcularını..!

İhramını giymiş erkekler, tertemiz giysilere bürünmüş hanımefendiler tevekkülle yola çıkıyor. Arafat’ta hacı olacağı güne kadar Medine’de, Mekke’de gün saymak için yürüyor; Mekke Yolu Projesi’nin koridorunda.

Bir tarafta hac vizesini kontrol eden Suudi Arabistanlı görevliler, bir yanda parmak izi kontrolü, bir yanda pasaport işlemleri.

İşlem bitince, biniş kapısından geçince, sonraki duraklarda kolaylık olsun diye hepsi de…

***

Suudi Arabistan, pandemi sonrası hac ve umre organizasyonunda birçok yenilik yaptı. Yeniliklerin ikisi Türkiye’de çok sevildi. Bunlardan ilki, dijital ortamda hac ve umre vizesi için başvurulabilmesi.  Diğeri geçtiğimiz yıl İstanbul Havalimanı’nda bu yıl da Ankara Esenboğa’da devreye sokulan “Mekke Yolu” projesi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurasında ismi çıkan hacı adayları, dijital ortamda vize  başvurusunda bulunuyor basit bir uygulama sayesinde.

Mekke Yolu projesindeyse, hac ibadeti için kutsal topraklara gidenler, İstanbul ve Ankara’daki havalimanlarında Suudi Arabistan ile Türkiye’nin koordinasyonunda oluşturulan bir koridor ile rahatça uçağa geçiyor. Koridor boyunca kurulan stantlarda “vize, aşı, parmak izi ve pasaport” kontrolleri yapılıyor. Bu sayede, daha sonra Cidde ya da Medine Havalimanı’na inildiğinde rahat edilsin diye…

***

Hac günleri yaklaşıyor. Hacı adayları gruplar halinde kutsal topraklara akın ediyor.

Türkiye’den bu yıl 90 bine yakın hacı adayı Mekke ve Medine’ye gidecek. Her ülkenin nüfusunun yüzde 1'i kadar kontenjanı var.

Çünkü belirli günlerde ve belirli saatlerde yapılması gereken hac ibadetine her yıl 3 ile 5 milyon arasında Müslüman katılıyor. Bu yoğunluğun fazlası Harem-i Şeriflerde (Kabe ve Mescidi Nebevi) organizasyon zorluğu yaşatıyor. Bu nedenle hac vizesinde sıkı bir denetim var.

GAZZE’DE İSRAİL SOYKIRIMI VARKEN HAC VE UMRE YAPILMAZ MI?

Bütün bu girizgâhı ve hac yolculuğu ile ilgili hatırlatmaları niye yaptığımıza gelince…

İki hafta kadar oldu, Mısırlı gazeteci olduğu söylenen bir isim sosyal medya hesabından umre yapan, Ramazan’da Harem-i Şerif’de itikafa giren hacca gitmeye hazırlanan Müslümanları hedef alan paylaşımlar yaptı.

Yetinmedi, Gazze’deki İsrail soykırımını hatırlatıp, böyle bir ortamda umre ve hacca gitmek yerine paralarının Gazze’ye gönderilmesini istedi. (İfadesi daha farklı ama böyle yazmayı uygun gördük)

Türkiye’de bazı çevrelerce bu paylaşım kabul gördü.

Hatta, “Fetva alınıp, umre ve hacca gidilmemeli” diyenler bile oldu. Umre yapanlar ve hac yolculuğuna çıkacak olanlar eleştirildi.

TARİH BOYUNCA HİÇ BİR SAVAŞTA UMRE VE HAC KESİNTİYE UĞRAMADI

Tarih boyunca hiçbir savaş sırasında hac ibadeti kesintiye uğramamış. Önce bunu bir hatırlatalım.

Moğollar Bağdat’ı yakıp, Dicle’den aylar boyunca kan akarken de…

İnsanların kafa taşlarından dağlar yaparken de…

İslam coğrafyasında Müslüman devletler birbiriyle savaşırken de…

Büyük seferler sırasında da…

Haçlı Seferleri sırasında da…

Hac ve umre kesintiye uğramadan devam etmiş.

Yakın tarihte…

1973 Arap-İsrail savaşı sırasında da…

İran-Irak savaşı sırasında da…

Amerika’nın birinci ve ikinci Körfez savaşında 1 milyondan fazla Iraklı sivili katlettiği günlerde de…

Afganistan’da yüzbinlerce sivil Afgan’ı önce Ruslar sonra Amerikalılar katlederken de…

Afganlılar birbirinin boğazına çökmüşken de…

Suriye iç savaşı sırasında Müslümanların birbirinin boğazına çöktüğü günlerde

Toplu katliamların yaşandığı günlerde de…

Mezhep eksenli çatışmalarda da…

Hac ve umre ziyaretleri hiç kesilmemiş.

Kabe’nin kapandığı istisna durum, iki kez veba salgını olmuş. Bir de Kabe’nin 1979’da Yeni İhvan denen bir grubun isyanı sırasında yaşanmış.

Bir de 930’lı yıllarda Hicaz’ı ele geçiren bir grubun “Hac ibadeti haramdır” diyerek Müslümanları Kabe’ye sokmadıkları bir 10 yıl var. 

Bunun dışında tarih boyunca, ne Ortadoğu’daki büyük savaşlar sırasında, ne yakın tarihteki büyük savaşlarda “hac ve umre” kesintiye uğramamış.

Hatta, Hazreti Peygamber (as) Mekke müşriklerin elindeyken bile umre yaptı. Müşrikler Kabe’nin etrafındaki tepelerden Müslümanları izlerken, onlara karşı hervele yapılmasını emretti.

Fakat bugün Gazze’deki İsrail soykırımını bahane ederek, hac ve umre ibadetinin yapılmaması gerektiğini söyleyenler var.

Bunu gerçekten Gazze’deki bir avuç şerefli Müslüman’ın direniş ve mücadelesine ümmetin topyekün katkı vermesi için bir vesile olarak mı görüyorlar…

Yoksa yine Müslümanlar arasındaki “ihtilaf”ı körüklemek için mi yapıyorlar bilemiyoruz!

Lakin bildiğimiz bir şey var…

O da, hac ve umre her Müslüman’ın iç yolculuğu olduğu gerçeğidir…

Ve aynı zamanda dünyanın her ülkesinden ve bölgesinden oralara gelen Müslümanlarla hemhal olmadır.

Bir de işin bizim açımızdan bambaşka bir anlamı var ki sormayın..!

İMAM-I AZAM’A FETVA YIRTTIRAN KABE ÖZLEMİ

O da şudur:

Bir gece yarısı, 24 saat kesintisiz Harem-i Şerif’ten yayın yapan Suudi Arabistan televizyonunda Kabe’yi izlerken, bir anda elimizdeki telefonda bir sosyal medya paylaşımını da gördük.

Görüntülerde Kabe ve tavaf alanı (metaf) varken, fonda Fatih Çıtlak hocanın sesi duyuluyor.

Diyor ki Fatih Çıtlak, “Kabe’ye hiç gelmemişken duyulan özlem, gelip, görüp gittikten sonraki gibi hiç değil. Gelip, görüp döndükten sonraki özlem çok daha büyük. Rivayet odur ki İmam-ı Azam Ebu Hanefi, ‘Bir kereden fazla Hacca gitmek israftır’ diye bir fetva vermiş. Hacca gelip döndükten sonra, o fetvayı yırtıp atmış. Mübareğin 30 küsur haccı var!”

Fatih Çıtlak, İmam-ı Azam’dan nakille, haccın ve Kabe’nin Müslümanlar için büyük bir özlem olduğunu anlatıyor.

Bize göre buna bir de Kabe’yi aynı zamanda Müslümanların yeryüzündeki “sılası”, Ravzayı Mutahhara’da medfun Efendimiz’i (as) sevgililer sevgilisi olarak görürsek…

Yol bulan, imkan bulan, fırsat bulan her Müslüman’ın hac yapması, umreye gitmesi kadar doğal ve güzel bir şey olamaz.

Siz bakmayın CHP’li Önder Sav’ın yıllar önce hacca gitme için çırpınan 80 yaşındaki bir beyefendiye, “Araplara para kaptırma. Bakarsın Muhammet seni orada bırakmaz” demesine benzeyen bir tutumla “Fetva verilsin hac ve umreye gidilmesin” diyenlere…

Ne diyor Allah (cc) Kur’an’ı Kerim’de, “(Ey İbrahim) İnsanlar içinde haccı duyur; gerek yaya gerekse uzak yollardan derin vadilerden yorgun düşmüş develer (binekler) üstünde sana (Kabe) gelsinler. (Hacc Suresi 27. ayet)

YORUMLAR 52 TÜMÜ
  • EMS 6 ay önce Şikayet Et
    Güzel bir yazı olmuş kalemine sağlık... burada yorum yapanlardan bir kısmı da hac ve umreye karşı anlaşılan. Çok bilmişlik ve işleri güçleri ihtilaf çıkarmak . Halbuki asıl farz olan ittihadı sağlamak hac ve umre de buna vesile oluyor.
    Cevapla
  • Kadir 6 ay önce Şikayet Et
    Bir anı anlatayım, umrecilerimden bir tanesi umreye gitmeden önce hep şunu söylerdi bana hocam bir defa gitsek yeter Araplara para yedirmeye gerek yok, 2016 yılında beraber umreye gittik daha ülkeye dönmeden şöyle dedi hocam imkanım olsa her yıl gelirim buranın atmosferi bambaşka, bir de şunu söyledi verdiğimiz para ancak burda ki hizmeti karşılar rabbim herkese nasip eylesin aminn
    Cevapla
  • Kadir 6 ay önce Şikayet Et
    Çok güzel bir yazı olmuş kalemine sağlık hasan abim, durumu biraz da ben özetleyeyim, rabbim nasip etti bende bir kaç defa umreye gittim rabbim hac yapmayı da nasip eylesin tez zamanda inşallah, Ne dense şöyle bir durum var umre ve hac ile ilgili, niçin Araplara para yediriyorsunuz, ama kimse şunu söylemiyor, Antalya daki yabancı hotel sahiplerine neden para yediriyorsunuz demiyor.
    Cevapla
  • A.A.A 6 ay önce Şikayet Et
    NAMAZ KILMAZ, ORUÇ TUTMAZ, ZEKAT VERMEZ.. Olan CHP Kafa yapısı, Müslümanların Hac'a gidişine Karışmasın.!!
    Cevapla
  • Gaffar KARAKUŞ 6 ay önce Şikayet Et
    Peki kuranda Mallarınızla canlarınızla cihad edin diye de emretmiyormu. Önce mallarını cihad için harcasınlar. Halen parası kalıyorsa ve zengin ise o zaman hac Farz olur. Ama eğer Filistin bu gönderdiği bir kaç kuruş ile kurtulamıyorsa o adamın zaten müslümanlığı sorgulandığından o sadece turistik bir ziyaret yapmış olur. İyi gezmeler dilerim.
    Cevapla