Hasan Öztürk
Hasan Öztürk
HABER7 YAZARI

Irak’ta yaptığını Suriye’de de yapan Amerika’nın stratejisine içimizde “evet” diyenler bilinmiyor mu

GİRİŞ 31.05.2024 GÜNCELLEME 04.06.2024 YAZARLAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her vesile ile hatırlattığı hadisi şerifi bu kez biz de hatırlatalım.

“Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz!”

AMERİKA, “KARA GÜCÜM” DEDİĞİ PKK’YA SURİYE’DE SEÇİM YAPTIRIYOR

Önce konu:

PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG, işgal ettiği Suriye’nin kuzeyinde Amerika’nın desteği ile 11 Haziran’da seçim yapmaya hazırlanıyor. Sonra da uluslararası tanınırlık kozunu oynayacak.

Şimdi de dünün flaş haberi…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Efes-2024 Tatbikatı'nda Suriye'de yasadışı seçim çağrısına sert tepki göstererek "Türkiye, güney sınırlarının hemen ötesinde Suriye'nin ve Irak'ın kuzeyinde bölücü örgütün bir teröristan kurmasına asla izin vermeyecektir" dedi. Erdoğan, harekete geçmekten çekinmeyeceklerinin de altını çizerek "Bölgemizde nasıl bir oyun oynandığını çok iyi biliyoruz. Biz bu hokkabazlıklara kanmayız, prim vermeyiz" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiçbir tehdide boyun eğmeyeceklerini vurguladı.

ERDOĞAN, AMERİKA’YI VE İÇİMİZDEKİ AMERİKANCILARI UYARDI

Cumhurbaşkanımızın sözlerinin bizce iki muhatabı var.

Bunlardan biri Amerika ve müttefikleri… Diğeri Türkiye içinde, hatta devlet içinde “Amerika ile uyumlu olalım, PKK’nın Suriye kolunda yapılacak yönetim değişikliği sonrası oluşacak yapı ile uzlaşalım” diyenler.

***

Sayın Bahçeli’nin son grup toplantısında sözü Suriye’ye getirip, “Şam ile terörle mücadelede bir yol bulunmasına ilişkin” sözlerini de hatırlayarak…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın içeriye ve dışarıya güçlü bir mesaj verdiğini, “Teröristan kurulmasına asla izin vermeyeceğiz” sözü ile anlıyoruz.

Fakat yakın tarihte yaşadıklarımız, bizi tedirgin ediyor.

Yakın tarihte ne olduğunu hatırlarsak, Amerika’nın uzun vadeli Ortadoğu stratejisi ile Türkiye’nin hesaplarının çatıştığını görmüş oluruz.

İŞGAL ETTİ, SADDAM’I YARALI BIRAKTI, KÜRTLERİ KIŞKIRTTI, SİVİLLERİ ÖLDÜRDÜ, SONUÇTA IRAK’I PARAMPARÇA ETTİ

1991 yılındaki 1’nci Körfez Savaşı’nda Amerika, sözüm ona “Diktatör Saddam’ı devirip, Irak’a demokrasi getirmek maksadıyla” saldırdı. İşgal Basra’dan yani en güneyden başladı. Bağdat kapılarına gelen Amerika ve müttefikleri bir anda durdu. Amerika, kuzeydeki Kürtlere, “Saddam düştü düşecek Bağdat’a yürüyün” dedi. Barzani ve Talabani birlikleri zafer sarhoşluğu ile Bağdat’a yürüdü. Saddam Peşmerge’yi yendi. Kuzeye ilerledi. Yüzbinlerce Kürt, sınırı aşarak Türkiye’ye sığındı. Araplarla Kürtler arasındaki husumet büyüdü.

Ve tam o esnada Amerika 36’ncı paralelin üstünü uçuşa yasak bölge ilan etti. Saddam’ın kuzeye çıkışı yasaklandı. Ve Saddam’ı devirmekten vaz geçen Amerika, Irak’taki etkin ve mezheplerin birbirinin boğazına çökmesine zemin hazırlayıp ortalıktan kayboldu.

Ta ki 2003 yılına kadar.

Bu arada, kuzeyde 36’ncı paralelin üstünde Çekiç Güç (Amerika ve koalisyonun oluşturduğu) eliyle, PKK, donatıldı. Tahkim edildi. Beslendi. Hatta Türkiye bile Çekiç Güc’e destek verdi. O gücün beslediği PKK da yüzlerce insanımızı şehit etti.

2003’e gelindiğinde, Irak’ın kuzeyinde Bölgesel Kürt Yönetimi artık “devletçik” oldu. PKK, Kandil ve civarında pozisyon aldı. Amerika bu kez “Kimyasal silah” iddiası ile Irak’ı işgal etti.

Saddam’ı bir kurban bayramı sabahı Şiilere astırttı. Irak’ta milyonlarca sivilin öldüğü, etnik grupların birbirinin boğazına çöktüğü bir dönem yaşandı.

Eski Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi’in bize söylediği şu cümle ile Irak paramparça oldu. Haşimi, “Irak artık eskisi gibi olmayacak. Bölünmüş bir Irak var artık.”

O günden sonra Basra merkezli Şii bir yapı güneyde, Erbil-Süleymaniye merkezli Kürt bir yapı kuzeyde, Bağdat merkezli orta Irak’ta Sünni Arap bir yapı oluştu.

IRAK’TA YAPTIĞINI BU KEZ SURİYE’DE YAPIYOR. PKK’YA DEVLETÇİK KURMAK İÇİN ACELE EDİYOR

Irak’ın 1991’de başlayan süreci 2003 yılı sonunda bambaşka bir yapı ile neticelendi. Şimdi bunun bir benzeri Suriye’de yaşanıyor.

Suriye’de Şam rejiminin düşeceğini… Esad’ın devrileceğini kulaklara fısıldayan Amerika ve müttefikleri, 2011 yılında “muhaliflerin” yönetimden talepleriyle başlayan gerginlik sonrası çatışmalar yaşandı. Ateşe körükle giden Amerika bir yandan Esad’ın devrileceğini söylerken, diğer yandan Irak’ta inşa ettiği DEAŞ belasını Suriye’ye saldı.

Bir anda iç savaşta taraflar birbirine girdi. Derken, DEAŞ’ın öncü birlik olarak işgal ettiği yerlere daha sonra Suriye PKK’sı PYD/YPG yerleşmeye başladı. Böylece Suriye’nin kuzeyinde sözüm ona “Rojova devrimi” yaşandı. Kantonlar oluşturulmaya başlandı. PKK, Suriye’nin kuzeyinde doğudan batıya doğru yürüdü. Hatta tam da o günlerde, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’na yönelik Selahattin Demirtaş’ın şu cümleleri duyuldu. “YPG, Fırat’ın batısına geçecek sen de mal mal bakacaksın!”

Kısa sürede, Türkiye sınırının hemen güneyinde, doğudan batıya Suriye’nin kuzeyine Amerika’nın “Kara gücüm” dediği, eğitip donattığı PYD/YPG-PKK yerleştirildi.

Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın doğusunda hava sahası Amerika’nın kontrolüne geçti.

Tıpta Irak’ta inşa edilen durum Suriye’de de gerçekleştirildi.

Esad, Suriye’nin kuzeyini kaybetti.

Türkiye’nin, Fırat Kalkanı (DEAŞ’a yönelik), Afrin Zeytin Dalı, Barış Pınarı gibi harekatları ile terör koridoruna yaptığı müdahaleler “güvenlik” için elzemdir ve sonuç aldı.

Ne var ki Amerika’nın PYD/YPG’yi hala bırakmayıp devletleştirmek için giriştiği seçim süreci öncesi Türkiye’yi masaya oturttuğu da bir gerçek.

AMERİKA İLE TÜRKİYE “TERÖRLE MÜCADELE” İÇİN YENİDEN MASAYA OTURMUŞSA… BURAYA BİR MİM KOYMAK GEREK!

İlginçtir, Amerika Suriye’nin kuzeyini işgal eden PKK’ya “Seçim” yaptırırken, Türkiye ile de “Terörle ortak mücadele” için heyetler arası görüşmelere başladı.

Irak’ın kuzeyindeki PKK’nın temizlenmesine destek verirken, Suriye’nin kuzeyindeki PKK’ya razı olmamızı bekliyor.

İşte bu yüzden, “Müslüman aynı delikten iki kez ısırılmaz” hadisini yazının başında hatırlattık.

1991 ila 2003 yılında Amerika, Irak’ta yaptıklarının bir benzerini 2011’den bu yana Suriye’de yapıyor.

Sonuçta Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi adıyla artık bir oluşum var. Bunun bir benzeri şayet “zokayı yutarsak” Suriye’nin kuzeyinde de gerçekleşecek. Bunu bize dayatıyorlar.

Sayın Erdoğan da bu dayatmaya karşı hançeresi yırtılıncaya kadar haykırıyor, “Teröristan kurulmasına müsaade etmeyeceğiz” diyor.

Ama ya içimizden birileri, “Teröristan değil, tıpkı Kuzey Irak’taki gibi bir yapı kurulması için bize söz verildi” diye  ikna yolunu seçmişse ne yapacağız!

Zor günler…

Takipteyiz!

YORUMLAR 55 TÜMÜ
  • Misafir 5 ay önce Şikayet Et
    Milletin umru değil bunlar. Herkes gündelik çıkarlarına odaklanmış durumda. Enflasyon,hayat pahalılığı yanında YPG Suriye filan kahir ekseriyet için anlamsız. Sen patates soğan dan haber ver...
    Cevapla
  • Memo 5 ay önce Şikayet Et
    Zaten bizim batılı ekonomi sistemiz zayıf olunca, Batı zamanla herşeyi elde eder. Zaten 2028 de bütün başarıları da yıkmaya hazır CHP ve DEM var. 2026 senesine kadar gereken yapılması lazım Suriye ve Irakta.
    Cevapla
  • Türkiye 5 ay önce Şikayet Et
    Siz yazarlar şu söyleyeceklerimi neden dillendirmiyor gündeme getirip tartışılmıyorsunuz. Filistin devlet ise ben Filistin'in isteği üzerine Gazze'ye elimi kolumu sallayarak niye gidemiyorum, yardım edemiyorum. Eğer Gazze bağımsız ise kimseye danışmadan ben oraya neden gidemiyorum. O topraklar kimin hegemonyasında bizleri tarihî hukukî olarak anlatın.
    Cevapla
  • Levent 15 5 ay önce Şikayet Et
    Şu ünlü "endişelenme" halimizden vazgeçip, biraz da ABD 'nin endişelenmesini sağlasak iyi olacak! Her türlü "tereddütümüz" karşı tarafı cesaretlendiriyor!
    Cevapla
  • Türk Müslümanlar 5 ay önce Şikayet Et
    Hiç bir fikri işe yaramayan ,,artık iktidari sallanan muhakkak sorunları olan hükümetin güvendiği bir yazar olmak hasan Öztürk,,, memleketi senin gibi çapsızlar bitirdi,
    Cevapla