Seçim ayarlı ateşkes için Netanyahu’yu ikna eden Amerika, Hamas’a istediğini vermek zorunda kalırsa…

İsrail sadece İsrail’den ibaret olmadığına göre…

Amerika’nın ya da topyekun Batı’nın İsrail’i bir “kolonisi” olarak bölgemize yerleştirdiği gerçeğini bildiğimize göre…

Gazze’deki soykırımın durması için İsrail ile değil, onun tasmasını elinde bulunduranlarla başetmesini bilmek gerek!

KUKLALARLA DEĞİL KUKLACILARLA

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Kuklalarla değil kuklacılarla mücadele ediyoruz” cümlesi ile, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, “İsrail’in tasmasını elinde tutanlar devreye girmeli” minvalindeki cümleleri aynı kapıya çıkar.

***

O halde, Amerikan seçimleri öncesinde bölgeye yeniden gelen Bilinken’in, “ateşkes” için bastırmasının asıl nedeninin seçimlere dönük olduğunu bilerek…

Hamas’ın “Mervan Barguti” ve diğer tutsakları almadan ateşkese yanaşmamasını anlamak gerek.

***

Müzakereciyi ve dahası konuşabilmeyi, tartışabilmeyi ve masada kalmayı bilen İsmail Haniye’yi, Tahran’da öldürme cüretini gösteren Netenyahu’nun durmaya niyetinin olmadığını görerek…

Hamas’ın yeni Siyasi Büro Şefi Sinvar’ın “dolaylı yoldan” haberleşerek müzakere yürüttüğünü bilerek…

Ateşkesin ve Gazze’deki kanın durmasının Netenyahu’nun tasmasını elinde tutanların “geriletilmesiyle” mümkün olacağının altını çizmek gerek.

***

Filistin meselesine “Arapların sorunu” diye bakanların, Batı’nın bir nevi sözcülüğünü yaptığını görerek…

Meselenin bir Arap-İsrail çatışmasının çok ötesine taşındığını bilerek…

Netanyahu ve İsrail hükümetinin  “barbarlar” olarak tanımladığı Filistinlileri topyekun coğrafyadan silmek istemesine destek veren Batı’nın bizi de aynı kategoriye koyduğunu görerek…

Oturulan müzakere masalarında güçlü olmak için aramızdaki ihtilafları bertaraf etmek gerek..!

BLİNKEN ATEŞKESE ZORLUYOR ÇÜNKÜ DEMOKRATLAR AMERİKAN SEÇİMLERİNİ GARANTİLEMEK İSTİYORLAR

Geçtiğimiz hafta, Haniye suikastından sonra yeniden aracılar vasıtasıyla başlayan “ateşkes görüşmeleri” Amerika Dışişleri Bakanı Bilinken’in bölgeye gelmesiyle yeni bir boyut kazandı. Bilinken’e göre Netanyahu ve İsrail hükümeti yeni ateşkese “evet” diyor. Sıranın Hamas’ta olduğunun altı çiziliyor.

Bundan bir hafta önceyse tam tersiydi. Hamas “evet” demiş, İsrail yanaşmamıştı.

Şimdi İsrail Philadelphiya Koridoru denen aslında Mısır’a ait Refah Kapısı’nın olduğu bölgeden askeri gücünü çekmeden… Gazze’den çekilmeden… Hamas’ın istediği tutsakları vermeden, bir ateşkes yapma niyetinde.

Hamas’ın en son Tel Aviv’deki bombalı eylemini de hatırlayınca… Ateşkes meselesinin aciliyeti anlaşılıyor.

Hamas, İslami Cihad ile birlikte Tel Aviv’de bombalı eylem yaptı.

Bu bize, Hamas’ın ve Gazze’de sıkışınca, yapabilecekleri konusunda ipucu verirken… İsrail açısından Tel Aviv dahil şehirlerin güvenliğinin kalmayacağı anlamı taşıyor.
O halde iki taraf açısından da “ateşkes” elzem.

Ama Netanyahu biliyor ki “durduğu anda düşecek” yani iktidarı sona erecek.

O nedenle durmak istemiyor.

Böyle bir durumda Kamala Haris ile Trump arasında devam eden Amerikan seçimleri belirleyici oluyor.

***

Haris, Arapların oylarına talip olup, İsrail konusunda temkinli kalıyor. Trump ise, doğrudan Yahudilerin topluca oyuna talip görünüyor.

Bu nedenle seçime kadar kamuoyu yoklamalarından Trump önde çıkarsa Netanyahu’yu kimse durduramaz.

Haris öne geçerse, “ateşkes” için bir umut doğa bilir. Seçim sonrasında kimin kazandığının bir anlamı kalmayacak ama Kasım’a kadar böyle bir denklem var.

Blinken’in Tel Aviv ve Kahire ziyaretini biraz da böyle böyle okumak gerekmez mi?

Ya da Blinken, “seçim ayarlı” bir ateşkes ile bölge turuna çıkmış değil mi?

HAMAS ÖNEMLİ AKTÖRLERİ TUTKAKLIKTAN KURTARIRSA…

Hamas’ın direnci devam ediyor. Şayet Barguti ve 30 yıl üzeri hapis cezası almış Filistinlilerden önemli isimleri bu direnci ile kurtarırsa…

Netanyahu, Amerikan seçimleri sonrası Gazze ve Filistin’in diğer bölgelerine çullansa bile… Hamas ile El Fetih’i hatta İslami Cihad’ı birleştirecek aktörlerin sahada olması denklemi bozar.

En karanlık gecede, en aydınlık güne olan umudumuzu koruyoruz.

Allah var gam yok!