Kafamızı karıştırmak isteyenlere inat, “yakıcı” meselemize odaklanma vaktidir
BAHÇELİ, “DURDUĞUM YERDE DURUYORUM” DEDİ
MHP lideri Devlet Bahçeli “durduğum yerde duruyorum” diyen bir açıklama ile gündemi belirlemeye devam ediyor.
Bahçeli, terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan’ın, DEM grubuna gelip “örgütü lav ettim” demesi halinde “umut hakkı”ndan yararlanabileceğine ilişkin düşüncesini bir kez daha dile getirdi.
Böylece son bir haftadır “kayyum tartışması” ile Bahçeli’nin açtığı “Umut Kapısı”nın kapatıldığı iddiaları çöp oldu. Sürecin devam ettiğine ilişkin “umutlar” bir kez daha tazelendi.
Sayın Bahçeli, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’e de ayrı bir başlık açarak, “Kürt beyi” dedi. “Yaşını başını almış” dedi. Ekledi, “Görevden alınan belediye başkanları mahkeme sürecini beklemeli” dedi.
Bahçeli’nin hedefinde iki siyasi aktör vardı. Bunlardan biri CHP lideri Özgür Özel, diğer İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu.
Özgür Özel’in ismini bizzat anarak, “kayyum” meseleni “istismar” ettiğini söyledi. Özel’in, “Sözün bittiği yerdeyiz” cümlesini ağır bir şekilde eleştirdi.
Dervişoğlu’nun ismini ise hiç anmadı. Ama, “Cesedimizi çiğnemeden, giremez” diyen yüksek perdeden cümlelerle Sayın Bahçeli’nin sözlerini eleştirmesine tepki koydu.
Devlet Bahçeli’nin, “terör meselesi” ile “Kürt meselesi”ni derin çizgilerle ayırdığını biliyoruz. Dahası “Kürt sorunu yoktur. Terör sorunu vardır” cümlesini kuran da Bahçeli.
Hal böyleyken, TUSAŞ’a yönelik terör saldırısı sonrasındaki “Kayyum atamaları”na rağmen…
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) sınır dışındaki güçlü vuruşlarına rağmen…
Açtığı kapıyı kapatmayan da yine Bahçeli oldu.
TUSAŞ saldırısına doğal olarak çok büyük tepki koydu. TSK ve MİT operasyonları için memnuniyetini dile getirdi.
Bahçeli’nin bu tutumu bize, “konuşulabilirlik” ve “siyaset üretilebilirliğin” hala mümkün olduğunu göstermesi açısından önemli.
BAHÇELİ BİR KEZ DAHA ERDOĞAN’IN ADAYLIĞINI GÜNDEME GETİRDİ
Ancak, Bahçeli’nin, aynı bağlamda konuşurken konuyu “Anayasa değişikliği”ne getirmesi… Ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “bir kez daha seçilmesi” fikrini üst perdeden dile getirmesi siyasi istismar alanı açısında bazıları için malzeme oluşturdu.
Esasen, Sayın Bahçeli, Erdoğan’ın bir kez daha aday olmasına yönelik teklifini, çok daha önce, “Bizi bırakamazsın” diyerek zaten yapmıştı!
Hemen ardından CHP lideri Özel, grup konuşmasında konuyu getirip bu bağlama sıkıştırdı.
Oysa Sayın Bahçeli’nin yaptığı konuşmanın toplamına bakmak gerekirdi.
Bu burada bir dursun.
AK PARTİ NEDEN “YAKIN MESELE” KONUSUNDA YEKPARE DURUŞ SERGİLEYEMİYOR
İşin bir de Ak Parti cenahı var ki biraz tuhaf, biraz netameli, biraz tartışmalı!
Çünkü Cumhur İttifakı’nın iki paydaşından biri olan MHP ve liderliğinin tutumu ile Ak Parti’nin meseleye bakış şekli arasında farklılıkların olduğu apaçık.
Yok yok, burada kastım, eski milletvekillerinin ve bakanların yaptığı yorumlar değil.
Doğrudan Ak Parti’nin içindeki yapıların, “Terör meselesi”ne, ya da “Kürt meselesi”ne bakışı… Yeni anayasa tartışmasında tutumları… Dahası, PKK ele başı Öcalan’ın bir “aktör” olarak inisiyatif alıp alamayacağına ilişkin ikircikli tutumları.
Sayın Erdoğan’ın, geçtiğimiz hafta grup toplantısında Bahçeli’nin aldığı inisiyatife doğrudan destek çıkan ve sahiplenen açıklamaları Ak Parti ve çevrelerince yeterince anlaşılmışa benzemiyor.
Bahçeli’nin konuşmasına destek veren,
“Bu meseleyi kökten çözmek istiyoruz” diyerek daha da sahiplenen,
Bahçeli’ye, “Cesur çıkışı ve tarihe not düşmesi” nedeniyle teşekkür eden Erdoğan, “Asli muhatap Kürt kardeşlerimizdir” de dedi.
Bu cümleler ve yaklaşım, Ak Parti çevrelerince doğru tartışılmadı.
Bir grup uzun zamandır, “MHP yükünden kurtulmaktan” söz ediyordu. O düşüncelerinde hala ısrarlı.
Bir grup, Bahçeli ile Erdoğan’ın eş güdümden daha çok “kapalı mesajlar” yolu ile konu bağlamında “ayrıştıkları”nı düşünüyor.
Kimileri, Bahçeli’nin Erdoğan’ı bir kez daha aday yapmak için bastırdığını öne sürüyor.
Bazılarıysa, seçimin zamandı yapılacağını ve Erdoğan’ın seçim yaklaşırken Ak Parti’nin adaylarından birini “işaret edeceği”ni düşünüyor.
Bir grupta, Erdoğan’ın tekrar aday olması için çalışıyor.
Fikir çevrelerindeyse, liberallerin Amerika’nın “YPG-PYD”ile PKK’nın ayrıştırma hamlesine desteğini görüyoruz.
YPG-PYD’nin başındaki ele başının, “Uluslararası arabulucular Türkiye ile aramızı bulmak için çabalıyor” açıklaması, Ak Parti’nin bazı kesimlerince “dikkatlice” takip ediliyor.
Bir başka çevreyse, Kürtlerin “uluslaşma” aşamasına vurgu yaparak, Kemalizm ile “Apoculuğu” karşıtlık üzerinden birbirine eklemlendiriyor.
ZAMAN UZADIKÇA, İSTİSMAR ALANLARI KAŞINIYOR
Bütün bu farklı farklı eğilimler ve tartışmalar şöyle bir sonuç doğuruyor: DEM’in ve CHP’nin iç içe geçmişliği ortaya çıkmışken…
Terörle mücadelede büyük başarı elde edilmişken…
Bir güçlü hamle ile “silah bırakma” ve “tasfiye” sürecine girilme ihtimali doğmuşken…
Vakit kaybediliyor. Sürüncemeye bırakılan netameli alanlar istismar ediliyor.
ERDOĞAN, “BU MESELEYİ ÜLKE GÜNDEMİNDEN ÇIKARTACAĞIZ” DEMEDİ Mİ?
Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan, son grup toplantısında Bahçeli’nin açtığı kapının değerini anlattıktan sonra yakın bir gelecekte terörle mücadele konusunda bir “müjde”yi de vereceklerini ilan etmişti, öyle değil mi?
Bu müjdenin ne olacağı konusunda da ipucu vermişti. “Bu meseleyi ülke gündeminden çıkararak, 40 yıllık siyasi hayatımızı taçlandırmak niyetindeyiz" dedikten sonra,
"İnşallah önümüzdeki dönemde milletimize, hem boydan boya tüm güney sınırlarımızın güvenliğini, hem insanımızın can ve mal emniyetini garanti altına alacak yeni müjdelerimiz olacak" dedi.
Sayın Erdoğan’ın “müjdesi”ne yönelik en iyi tahmin ve analizi ise bize göre Yeni Şafak’tan Yahya Bostan yaptı.
Bostan yazısında, Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın batısındaki iki noktaya işaret etti. Mümbiç ve Tel Rıfat.
Ve bir ipucu verdi, Rusların ve İranlı milislerin olduğu Tel Rıfat’tan yakın bir geçmişte İranlıların çekildiği bilgisiydi bu ipucu.
Bu kadarını söyleyip bitirelim.
***
Tarih Türkiye’yi çağırıyor. Coğrafya Türkiye’yi çağırıyor. Türkiye, iç çephesini güçlendirmeyi bir an önce tamamlamalı ki bu çağrılara kulak versin.
Yoksa, tarih akıp gider… Coğrafyayı başkaları dizayn eder.
Demedi demeyin!
Erdoğan’ı “devirmeyi” planlayan Biden seçime bile giremeden tarih oldu Muhatabına Not: Amerika, dünyayı altını üstüne getirerek bir seçim süreci yaşadı. Ve yeni başkanını seçmek için sandık başına gitti. Yazıyı yazdığımız geçe, 02.45’de henüz Trump mı Haris mi kazandı belli değildi. Ama… Kim kazanırsa kazansın tek bir kaybeden var; Biden! İkinci kez aday bile olamayan ve saray darbesi ile alaşağı edilen Biden, artık yok! 2019 5 Kasım’ına gidilirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik, “Bu kez darbeyle değil, darbe ile değil seçimle indireceğiz” diyen Biden, bugün yakın çalışma arkadaşları tarafından seçime bile sokulmadan alaşağı edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan 2023 seçimlerinde aldığı yüzde 52’lik oy ile normal şartlarda 2028’e kadar görevinin başında. Biden ise, evinde sallanan sandalyede… Onca mazlumun ahını almış olarak… Onca ölümün sorumlusu olarak..! Tarihe not düşmek için hatırlatmak istedik. Anlayana..! |
Hasan Öztürk / Haber7
-
Nuh Yılmaz 2 hafta önce Şikayet EtEVET ÜMİTVAR OLUNUZ ŞU İSTİKBAL İNKILABÂTI İÇİNDE EN YÜKSEK GÜR SADA İSLAMIN SADASI OLACAKTIR HAKİM HAKAİKİ İMANİYE VE KURANİYE OLACAKTIR İNŞALLAH. Risale-i Nur Külliyatı Üstad Bediüzzaman Said NursiBeğen Toplam 13 beğeni
-
MaKuS 2 hafta önce Şikayet Etİhtiyar delikanlımızda ki cesaret pek çok gencimizde YOK , hassaten muhafazakarlığıyla övünenler de . . .Beğen Toplam 3 beğeni
-
Ali 2 hafta önce Şikayet EtTürkiye bölgede bir çok oyuncuya rağmen usta dış siyaset yürütmekte. Helalolsun bu hükumete.Beğen Toplam 21 beğeni
-
Aşağımirahmetli 2 hafta önce Şikayet EtAllah Bidenin belasını versin, katil ve yalancı. Şüphesiz Yolu cehenneme gidecekBeğen Toplam 25 beğeni
-
Ummet 2 hafta önce Şikayet EtAbd İsrail pyd devletini tanıyın dedi.bizimkilerde pyd yi değil Öcalanı tanırız diyor konu buBeğen Toplam 5 beğeni