Milli bayramlar birilerinin tekelinde mi? Ya da milli bayramlar üzerinden hala üstenci bir dil kullananların milliliği slogandan öteye geçebilir mi?

***

Cumhuriyet Bayramı kutlamaları bu yıl da çok güzel, çok anlamlı geçiyor. Bir gün öncesindeyse artık neredeyse Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan için gelenekselleşen bir “mega proje”nin hayata geçtiğine şahitlik ettik. Yerli-milli Altay tankı artık Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde.

Erdoğan her milli bayramda bir yerli-milli mega projeyi hayata geçirmeye devam ediyor.

***

Yıllarca, muhafazakar ve dindar kesimi cumhuriyetin değerleriyle barışık olmamakla suçlayanlar. Her seferinde kılık kıyafetten başlayıp, yaşam biçimine kadar insanları aşağılama eğilimine girişenler cumhuriyeti tekellerine almış görünüyordu.

Fakat, Erdoğan ve arkadaşlarının özellikle 2016 sonrası özenli dil ve uygulamalarıyla bunun siyaseten de toplumsal olarak da karşılıksız olduğunu gösterdi.

Devlet-millet kaynaşması ya da buluşması bu olsa gerek.

***

Türk bayrağının ortak bir paydamız olduğu artık aşikar.

Cumhuriyetin ortak paydamız olduğu artık daha da anlaşılır.

Kurucu irade ile bir kavganın bir savaşın olmadığı bizim tarafımızdan malum.

Ama bazılar için hala “cumhuriyet değerleri” adı altında dayatmacı, üstenci başık devam ediyor.

Ne ki artık sakil bir görüntü veriyorlar.

Örnek mi istiyorsunuz. Genel Yayın Yönetmeni olduğu televizyonda Atatürkçü görünen, cumhuriyetçi olduğunu söyleyen bir isim CHP’deki iç siyasi kavgada bir anda Kemal Kılıçdaroğlu’nu devre dışı bırakmak için “Alevilerin hainleri çok olur” diye korkunç bir cümle kuruyor.

Sonrasındaysa İngiliz, İsrail ve Amerikan ajanlarına “ajanlık yapan” bir isimden para aldığı ortaya çıkıyor!

Şimdilerde tutuklu bu zevat bize “cumhuriyetçi”, “Atatürkçü” olduğunu dikte ediyor, yutturmaya çalışıyor… yersek!

Mesele bu kadar açık!

Bunların sayısı önceleri daha fazlaydı. Bugünlerde azaldılar. Ama bitmediler. Hala, Atatürk üzerinden ceplerini doldurmayı, koltuk işgal etmeyi, üstenci dil kullanmayı sürdürüyorlar.

Dedim ya ama artık sayıları azalıyor. Bir de iplikleri pazara çıkıyor.

***

Cumhuriyet bizim ortak paydamızdır.

Bir İslamcı olarak her seferinde söylüyorum. “Türkiye’de cumhuriyet projesi tutmuştur!”

Dahası, Osmanlı’nın son döneminde “Devleti Aliye’yi nasıl düze çıkartırız” diye başlayan tartışmalarda, Meclis’i Mebusan’ın açılması, partilerin kurulması, modern eğitim kurumlarının hayata geçmesi adım adım mutlak monarşiden “demokratik monarşi”ye geçişti. O geçişin sonucudur cumhuriyet.

***

Toparlayalım.

Osmanlı’nın mutareke ile silah bırakmış ordusunun “vatan sever subayları”nin başlattığı Milli Mücadele’nin nihayetinde Anadolu ve Trakya’da kurulan Türkiye Cumhuriyeti bizim ortak paydamızdır.

Vatanımızdır.

Kimsenin babasının malı değildir. 

Tapusu hiçbir sınıfa ait değildir.

Farklı düşünceler, inançlar ve etnisiteler elbette vardır.

Ret ve inkar artık bitmiştir.

Cumhuriyet, bir avuç köşe başı tutmuş “elitist” sınıfının tekelinde değildir.

Sünnisi, Alevisi, Türk’ü, Kürd’ü, Arab’ı, Türkiye Cumhuriyeti’nin asli unsurudur.

Tekelci elitistlerin, bizden gasp ettiği ne varsa geri alınmalıdır.

Tam Bağımsız Büyük Türkiye idealinin önünde engel kim ve ne ise ortadan kaldırılmalıdır.

Yaşan Cumhuriyet.

Yaşasın Türkiye.

Yaşasın Türk milleti.    

Hasan Öztürk / Haber7