Hasan Öztürk
Hasan Öztürk
HABER7 YAZARI

Terör örgütünün Ayhan Çarkın'ı kim olacak?

GİRİŞ 06.06.2011 GÜNCELLEME 06.06.2011 YAZARLAR

Brüksel’de aylak aylak sokaklarda gezmeyip, bir kilisedeki ayin izlediğim için “Gizli Hıristiyan” olmakla suçlanıp “tövbeye” davet edilen ben, memlekete döner dönmez gündemde ne var diye baktığımda bakın neler neler gördüm:

Nuray Mert için Başbakan Erdoğan, Mert değil namert demiş.

CHP lideri Kılıçdaroğlu yine hızını alamamış.

“O’nun dişlerini sökeceğim” demiş.

Ardından ilave etmiş, “O hep küfrediyor” diye devam etmiş.

Sanki “Ana a…” kırık sözü ondan sadır olmamış gibi.

 

Başbakan Erdoğan, “En büyük projemiz sivil anayasa” demiş.

4-b kapsamındaki sözleşmeliler seçim öncesi kadroya alınmış…

Ak Parti ile CHP arasında İzmir ve İstanbul mitingleri kıyaslaması yapılmış.

Ak Parti fark atmış…falan..!

 

Ancak benim sizlerle paylaşmak istediğim bunların hiçbiri değil.

Bu hengâmede unutulup gitmesini istemediğim bir mesele var:

Ayhan Çarkın’ın itirafları ve tutuklanması..!

***

Hatırlayın Susurluk hükümlüsü Özel Harekatçı Ayhan Çarkın, önce Nevruz’da “Vicdanım rahat değil” diyerek gündeme kafa uzatmıştı.

Ardından, “Çok cinayet işledik. Meclis’te komisyon kurulursa her şeyi anlatırım” diye devam etti.

Nevruz kutlamalarında Kürtlerle birlikte halay çekti..!

Söyledikleri nedeniyle İstanbul’da sorgulandı, serbest bırakıldı.

Ve hafta sonunda Ankara’da 1994’te işlenen 4 faili meçhul cinayet kapsamında tutuklandı.

Zira itiraf etti.

“Cinayetlerde ben de vardım.”

Buraya kadar yazdıklarımı sizler de biliyorsunuz.

***

Benim kayıtlara geçirmek istediğim mesele,Devletin çirkin yüzü” olarak Ayhan Çarkın’ın çıkıp itiraf etmiş olmasıdır..!

Bir an için şöyle düşünün:

Devletin çirkin ve kirli yüzü Ayhan Çarkın’da ete kemiğe bürünmüştür.

Ve itiraflarda bulunan bir insan olarak Çarkın değildir.

Bir çirkin yüz, bir kirli organizasyon olarak devletin bir unsurudur..!

Devlet, kendi çirkin yüzünü, kendi kirli yüzünü, Ayhan Çarkın’ın diliyle çözmüştür..!

Ve şimdi soru zamanı:

Peki ya terör örgütü PKK’nın kirli, kip kirli; çirkin yüzü hangi dil, hangi suret ile çözülecektir?

Soru budur!

Sakın bana “İtirafçılar var onlar çıkıp konuştular ya” falan demeyin..!

O itirafçılar meselesi bu yazının konusu değil..!

*** 

Bu yazının konusu, birey olarak değil, devletin kirli yüzü olarak Ayhan Çarkın’ın çıkıp “Çok cinayet işledik. Vicdanım rahat değil” demesidir.

Ve kapkara bir dönemin aydınlatılması için yüzünü yıkamayı göze almasıdır.

Bu yazının konusu, bu çirkin yüzün, bu karanlık yüzün iz düşümü olan karşı taraftakilerin ne zaman bu yüzleşmeyi becerebileceğidir.

Zira iki kirli yüz nedeniyle, suyun bu yakasında ve öbür yakada analar ağlıyor..!

Çocuklar yetim kalıyor.

Pranga ayağımızı bağlıyor.

Ayrılık türküsü gelip de içimizde yankılanıyor..!

***

İmdi!

PKK terör örgütünün kirli, çirkin, çip çirkin yüzünü faş etmek için…

Kim çıkacak ve şöyle diyecek:

Sabah namazına giden imamı ben öldürdüm.

Öğrenci yurduna attığım Molotof ile o çocuğu ben yaktım.

Madımak otelini ben yaktım.

Başbağlar katliamını ben yaptım.

Tam da silahlar susmuşken izine giden 33 er’i ben öldürdüm.

Eruh baskınını ben yaptım.

Güngören’deki canlı bomba bendim.

Anafartalar’da gözü dönen bendim.

Karakolları ben bastım.

Kuşadası’ndaki minibüsü ben havaya uçurdum.

Masumların kanına ben girdim.

Şehitlerin kanını ben döktüm.

Halkım dediğim Kürtleri de, düşmanım bellediğim Türkleri de ben vurdum!

İstanbul’daki onlarca aracı ben kundakladım.

Kepenkleri ben kapattırdım.

Mayını ben döşedim.

Ben ben ben..! Bu topraklarda devletin kirli yüzüyle iş tutan bendim..!

Şimdi yaptıklarım nedeniyle hesaba çekilmesi gereken benim..!

*** 

Devlet kirli yüzüyle hesaplaşıyor..!

Devlet Kürt sorununu doğuran, büyüten, geliştiren nedenler konusunda kendiyle hesaplaşıyor.

Ayhan Çarkın bu yüzden itiraf ediyor.

Bu yüzden konuşuyor...!

“Bir çok karanlık nokta ben yargılanırsam aydınlanır” diyor.

Siz bakmayın, “uyuşturucu müptelasıdır, üç kuruş için bunları söylüyor” denmesine..!

O, çirkin, karanlık yüzün ete kemiğe bürünmüş halidir!

Aynaya bakmaktan bile utanır vaziyettedir..!

Ancak “vicdanım sızlıyor” diyen de O’dur.

Sıra, bu kirli işleri peydahlayanların iz düşümündedir.

PKK terör örgütünün Ayhan Çarkın’ı ya da Çarkınları kimlerdir?

Ve onların itiraf etme vakti hala gelmemiş midir?

Bence vakit tamamdır!

Yüzleşme mutlaktır!

Kürt sorununun tüm tarafları en kirli haliyle, en çirkin yüzüyle hesaplaşmak durumundadır.

Yoksa…

Hasan Öztürk - Haber 7
hasan.ozturk@ulketv.com.tr

YORUMLAR 7 TÜMÜ
  • ali şenyurt 13 yıl önce Şikayet Et
    Çıkmalı. İnşalah çıkar, çıkmalı da. Birkaç tane vicdanlı, vicdanının sesini dinleyen çıkacaktır diye düşnüyorum.
    Cevapla
  • hasan şahin 13 yıl önce Şikayet Et
    çocukmu kandırıyorsun sn.yazar. Sn.yazar yüzleşme ve gerçekler tek tek insanların itirafı ile olmaz.bu tür sorunlar hakikat komisyonu ile çözülür.bdp ve chp meclise önerge verdiler hakaikat komisyonunun kurulması için.hakikat komisyonu ile herşey ortaya çıkar belgeli ve resmi olur.ayrıca tek tek itiraflar spekülasyon yaratır.sizi anlayamıyorum hep kıvırmak hep kıvırmak ve kulağınızı tersten göstemek.önce ak partiye çağrı yapta haikakt komisyonu kurulsun.o zaman kimin ne yatığı ne olduğu ortaya çıkar.
    Cevapla
  • NEZİR YALÇIN 13 yıl önce Şikayet Et
    mesele pkklı veya örgütçü vs değil. önemli olan o örgütçüyü üreten o pkk yı var edip bu işlerde çalıştıran derin ve kirli yüzdür.
    Cevapla
  • tuncay tezel 13 yıl önce Şikayet Et
    AYHAN ÇARKIN VE CHPNİN ERGENEKON ADAYLARI. Chp işte budur. Bu kadar itiraf ve faili meçhul arasında, pişkin pişkin sırıtarak derin karanlıkların avukatıyız diye ortalıkta dolaşırlar. EY TÜRK MİLLETİ, AYHAN ÇARKININ İTİRAFLARINI OKUYUN VE CHPYE OY VERMEYİ BİR KERE DAHA DÜŞÜNÜN. Bu iş oyun değil artık.
    Cevapla
  • lf84 13 yıl önce Şikayet Et
    pkk itiraf etmez. bunlar devlet adına, devletin geleceği adına birşeyler yaptığıını sananlar. gerçek amaç ortaya çıkınca vicdan azabı duyanlar. terör örgütündekiler kandırılmış insanlarmıdır? Kandırılmış olanlar zaten öne sürülür ve ölmeleri arkadan seyredilir. asıl adamlar ise bu işin -devletin geleceği- benzeri bir bahaneyle bu işleri yapmadıklarını bilirler. yaptıklarının kalleşlik ve terör olduğunu çok iyi bilirler. bile bile bu tür şeyleri yapanlarda vicdan da bulunmaz ki. YANİ İTİRAF ETMELERİNE SEBEBİYET VERECEK BİR DURUMLARI YOK. Kaçıp teslim olan itirafçılar da zaten ön saflardaki kandırılmış insanalrdır. Bunların da zaten örgütün hiçbirşeyinden haberleri yoktur.
    Cevapla