Ke’nin halleri: Durduğumuz yerin iz düşümü!

Başlık mutlaka dikkatinizi çekmiştir...!

Yıllardır takip ettiğim gazeteci Cengiz Çandar’ın telaffuzuyla yazdım PKK’yı “Pe Ka Ke” diye.

Malumunuz Türkçe’de Ka harfi yoktur Ke’dir aslı.

Lakin terör örgütünün kısaltılmış ismi söz konusu olduğunda, herkes durduğu yer itibariyle telaffuz eder Ke harfini!

Örgütün, cani bir örgüt, can yakıcı bir terör örgütü olduğunu kabul etmişseniz, Pe Ka Ka dersiniz örneğin benim gibi.

Yok, örgüte biraz sempatiniz varsa bu kez ismi Pe Ke Ke olur..!

Cengiz Çandar gibi yıllardır “ortada” durduğunu söyleyenlerin telaffuzu ise başlıktaki gibidir Pe Ka Ke..!

İlginç..!

Geçtim…

Şimdi konumuz bu değil.

***

‘Biz hâlâ tek devlet haline gelemedik’

Konumuz Cengiz Çandar’ın TESEV için hazırladığı ve gazetelerin önemli köşe yazarlarının dikkatlice lanse ettiği, “Dağdan İniş- PKK Nasıl Silah Bırakır?: Kürt Sorununun Şiddetten Arındırılması” başlıklı çalışmasının içindeki bir ayrıntı.

“Şu sözleri ilginç Çandır’ın” diyor Hasan Cemal ve Çandar’ın ağzından devam ediyor:

“Devletin yüksek bir şahsiyetiyle bu rapor için konuşurken dedi ki: ‘Devlet 1999’dan beri görüşüyor Öcalan’la. Çok zeki, çok tecrübeli bir adam… Apo’da sorun yok, sorun bizde… Biz hâlâ tek devlet haline gelemedik.” (H.Cemal Milliyet 25 Haziran 2001)

Devletin yüksek bir şahsiyetinin Çandar’a söylediği bu sözleri nasıl okumalıyız?

Devlet yekpare değil ve fakat PKK yekparedir mi diye anlamalıyız!

Yoksa, Apo’nun kafası net, ne istediğini biliyor, ancak devlet ne yapacağını bilmiyor diye mi düşünmeliyiz.

Veya, Kürt sorununda karşımızdaki tek muhatap PKK ve lideri Apo’dur. Ancak bu tarafta muhatap ile muhataplık kuracak ter bir yapı yoktur diye mi anlayacağız!

Aslında siz bu sözün neden söylendiğini anladınız!

Ben sadece şunu söyleyerek durduğum yeri göstereyim:

Ne devlet, ne de PKK terör örgütü yekpare değil… Kim ne kadar ele geçirmişse bu iki yapıyı, onun borusu ötmüştür yıllarca.

Şimdi öyle bir şey olmuştur ki (bu iyi bir şey) hem devlet hem PKK, 30 yıllık terörün bitmesi ve Kürt sorununun çözümü için adım atmıştır.

Gelinen bu noktada çözüm için çaba harcayanların iyi niyetine itibar etmekten başka yapacak ne var ki?

Kolay mı çözülür?

Hayır..!

Çabuk mu biter?

Hayır..!

Ancak mühim olan, sağlıklı bir zemin bulunmasıdır.

Bence o zemini günlük siyasi hamlelerle kaybetmemek gerekmektedir. 

***

Kürt mahallesi olaya yine el koydu!

Son bir yıl içerisinde daha önce iki kez Kürt Mahallesi olaya el koymuştu. En kritik dönemde en kritik halde yapmıştı bunu.

İlki Diyarbakır, Batman, Mardin’deki STK’ların ortak sesi ile “Şiddet dursun” çağırısıydı.

İkincisi Başbakan Erdoğan’ın seçim programı çerçevesinde Diyarbakır’a gitmesi ve parti mitingini dolduran Diyarbakırlılar ile mitinge katılmayanlar arasında hiçbir sorun yaşanmamasıydı.

Ve şimdi Kürt Mahallesi bir kez daha olaya el koymuştur.

Diyarbakır’daki 32 sivil toplum kuruluşunun ortak çağırısında “YSK’nın tavrı da Meclis’i boykot kararı da yanlış” denmiştir.

Kürt Mahallesi meseleye el koyduğunda mesele mecrasından uzaklaşmadan, doğru zeminde kalıyor.

İyi ki Kürt Mahallemiz var!

***

Artık toparlıyorum.

Başlıktaki “Pe Ka Ke dağdan nasıl iner?” Sorusunun cevabına gelince:

Tek bir devlet haline gelmiş Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün deyimiyle, “Sorun fırsatımız olsun. Meclis gerekli yasal düzenlemeleri yapsın.”

Veya tek bir devlet olmuş Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın deyimiyle, “Sıfır kilometre bir anayasa yapalım”

Çözümün adresi de şekli de belli:

Türkiye Büyük Millet Meclisi ve sıfır kilometre bir anayasa!

Kalın sağlıcakla.

Hasan Öztürk - Haber 7
hasan.ozturk@ulketv.com.tr