Afrika ölüyor.

Afrika’nın ölümünden kim sorumlu?

Birincil dereceden biz değiliz biliyorum…

“Doğulular olarak” biz değiliz…

Çünkü biz tarihsel serüvenimizde Afrika’yı, Afrika’nın yer altı ve yerüstü zenginliklerini tüketmedik.

“Kara derilileri” biz köle yapmadık.

Biz onları ana yurtlarından koparmadık…

Ana yurtlarında parya yapmadık!

Afrika’nın ne insanını, ne toprağını istismar etmedik; biz!

“Kara derilileri” bilakis kendimizden bildik.

Hele ki “aydınlanmacı”, “pozitivist”, “seküler”, “kapitalist” ve “pragmatist” Batı karşısında, kader birliği yaptık çoklukla..!

Biz ve o “kara derililer” aynı kaderi paylaştık çok uzunca bir süre…

Afrika ölüyor.

Sorumlusu biz değiliz!

Sorumlusu o “beyaz adam!”

Kabilelerin kanına girip, kandan beslenen de o.

Köyünden kopardığı “kara derili”yi köleleştiren de o.

Afrika’nın madenlerinde çalıştıran da o.

Avrupa’nın herhangi bir kentindeki malikanenin bir tuğlasında da..

Otobanda hareket eden otomobilin tekerinde de “kara derilinin” emeği, kanı, canı var!

Düşün bir kere, Batı’nın zenginliğinin kaynağı Kara Afrika, değil mi?

Hal böyleyken;

Afrika ölüyor!

Suçun çoğu Batı’nın tamam da, yine de Afrika ölürken bize düşenler yok mu?

Olmaz mı?

Günlerdir yapılan kampanyalara bakıyorum…

Ve “bizim dayanışma, paylaşma, yardımlaşma duygumuza” yine gıpta ediyorum.

Hamdolsun..!

Yeryüzü Doktorları bir yandan, Kimse Yok Mu öbür yandan, Kızılay, İHH, Deniz Feneri, Can Suyu, Diyanet dört bir yandan Doğu Afrika’daki kıtlık ve yoklukla mücadele için seferber oldu.

Hamdolsun!

Her 5 dakikada bir çocuğun öldüğü; ekmek için evinden ayrılan her 8 kişiden7’sinin yollarda hayatını kaybettiği bir felaketten söz ediyorsak, o zaman bu felakete “necip” bir millet olarak kol kanat germemiz kadar doğal bir şey yok elbet.

Deniz Feneri’nin boynundaki ilmek!

Ancak bütün bu olup bitenler yaşanırken bir mesele dikkatimden kaçmadı, sizinle de paylaşmak istiyorum.

En cılız ses, neredeyse 3 yıldır boğazına geçirilmiş bir ilmek yüzünden nefes almakta zorluk çeken Deniz Feneri Derneği’nden geldi.

Oysa biz biliyoruz ki geçmişte bu tür organizasyonların önünde hep Deniz Feneri yürürdü.

Açe’deki büyük tusunami felaketinde bölgeye ulaşan ilk ekip Deniz Feneri’ydi. Pakistan’daki depremde de ha keza yine Deniz Feneri neferleri bölgeye ulaşan ilk yardım ekipleriydi.

Beni bağışlasın Kızılay Başkanı Tekin Küçükali, Deniz Feneri Açe’deki okulları yeniden inşa edip, evleri yerle bir olanlara kalıcı konutlarını teslim ettiğinde, Kızılay henüz daha tespit çalışmalarını tamamlamıştı bile!

Diyeceğim o ki, Almanya’daki Deniz Feneri e.v davası ile birlikte Türkiye’deki Deniz Feneri de büyük bir imaj erozyonuna uğratıldı.

Oysa Türkiye Deniz Feneri’nin Almanya’daki dava ile uzaktan yakından bir ilişkisinin olmadığı her fırsatta ortaya çıktı. Ancak Alman istihbaratının yoğun çabası ve Türkiye’deki malum medya ile birlikte CHP, “yardımlaşma duygumuza” ve özelde Deniz Feneri’ne ağır bir darbe vurmak için yoğun çaba sarf etti, 3 yılda!

Ben demiyorum ki Deniz Feneri e.v  soruşturması sekteye uğrasın; ya da suçlu varsa cezasız kalsın.

Benim derdim, değerler erozyonuna uğramamak.

Bugün “Kara derililerin”  ölümünden sorumlu olan beyaz adam, bizim “yardımlaşma” duygumuzu da vurmak istedi Deniz Feneri e.v meselesiyle.

Ama hamdolsun,  bizim yardımlaşma duygumuz Doğu Afrika sorunuyla bir kez daha baskın bir şekilde ortaya çıktı.

Afrika ölüyor…

Biz bize düşen değil, bize yakışanın en iyisini yapmakla mükellefiz…

Soframızdaki bir tabağı eksiltmesini de biliriz,

Cebimizdekini bölüşmesini de,

Zira biz “kara dereli”nin yaşadıklarını biliriz!

Bilmeyenler bilsin ki bizdeki o damar sizin yok etmeye çalışmanız ile yitip gitmez!

Afrika ölüyor…

Ölümden önce bir yudum su için, Somalili bir yavrunun kursağına bir lokma için,

Deniz Feneri’ne,

Kimse Yok Mu’ya,

IHH’ya,

Kızılay’a,

Can Suyu’na,

Diyanet’e,

Ve ismini sayamadığım tüm “onur abideleri”ne katkı vermeye.

Haydi!

Kalın sağlıcakla.

Hasan Öztürk - Haber 7
hasan.ozturk@ulketv.com.tr