Uzaklardayım..!

Çok uzaklarda…

Dünyanın en batısında… Los Angeles’tayım..!

Türkçesi Melekler Şehri..!

Anadolu Kültürleri ve Yemek Festivali için buradayım.

İlk kez geliyorum Los Angeles’e ve hemen havaalanından kalacağımız otele kadar yol boyunca edindiğim izlenimleri sizlerle paylaşmak istedim.

En azından yaşı benimle olanlar bilirler ki Western filmlerinde John Wayne’nin geçtiği Büyük Kanyon da, dağın tepesinde Hollywood yazan ve dünya sinemasının kalbi de, Silikon Vadisi de Los Angeles’in da içinde bulunduğu California eyaletinde.

Öyle yabana atılır bir yanı yok buranın. 

Dünyanın 8’nci  büyük ekonomisi California ekonomisi…

Öyle ki bir çok ülkenin ürettiğinin kat be kat fazlasını üretiyor burası…

Neyse geçtim.

İlginç olanı, Los Angeles’in üretim kalemlerinin en başında tarım varmış ben de yeni öğrendim.

Tam bunu öğrendiğim anlarda, otobüs ile şehre doğru ilerlerken havaalanından, o kadar büyük domates bahçeleri  gördüm ki inanamazsınız…

Şöyle düşünün eni 3 boyu 5 kilometre uzunluğunda dev dikdörtgen tarlalarda milyonlarca domates fidesi..!

Bu şehrin en önemli özelliklerinden bir diğeri de dünyanın en büyük ikinci limanının burada bulunması. Birincisi Amsterdam’daymış.

17 milyon nüfusu var buranın.

Lakin otomobil nüfusu daha kalabalık.

Kayıtlı otomobil sayısı 19 milyonmuş.

Diyorlar ki Meksikalıları ve Meksikalıların kaçak araçları bunun dışında!

Bir ayrıntı gözümden kaçmadı.

6 şeritli otobanda 5 şeritte trafik yavaş ilerlerken 6’ncı şeritte hızlı ilerleyen bir trafik var. Ancak nedense sağdakiler o şeride geçmiyor,  “nedendir” diye sorduğumda mihmandarımıza

Aldığım cevap çok önemli.  En sol şerit “imtiyazlı” şeritmiş. Araçta şoförden başka bir kişi daha varsa ancak o şeridi kullanabiliyormuş.

Hemen İstanbul geldi aklıma, “emniyet şeritleri” geldi…

İstanbul’da emniyet şeritlerinden geçmek için aracına üç kuruşluk “çat çat” takıp insanları taciz edenler geldi.

İlginç, burada bir kişiyi otomobiline alanlara özel yol yapmışlar, bizde de “olur ya acil durumlarda kullanırız” diye yapılan emniyet şeridi, şu günlerde türeyen bir “zümre”ye tercihli yol yapılmış.

Neyse geçtim…

Los  Angeles’teyim… Türkçesi Melekler Şehri… Gördüklerimi sizlerle paylaşmayı sürdürmeyi  umuyorum…

Amerika, “Rüyalar ülkesi”ymiş bir zamanlar, Avrupa’lı kaçkınlar için ya da dünya kaçkınları için…

Bu doğru… Uçsuz bucaksız topraklar, yer altı ve yer üstü zenginlikler ülkesi..!

Ama insanoğlu bu nefsi, ihtirası ölür mü ya da tatmin olur mu? Hayır.

Amerikalılar bu topraklarla yetinmesini bilmiş mi? Hayır!

Şu an yeryüzünün bir çok sorununun kaynağı da bu zaten..!

İnanmayacaksınız ama söyleyeyim:

Amerika’da kişi başına milli gelir 30 bin dolarmış!

Californiya’da ise 80 bin dolar!

Ve şu an size bu yazıyı yazdığım otelin bulunduğu bölge-şehir Costa Mesa’nın milli geliri ise 250 bin dolar!

Sahi, Somali ya da Afganistan’da milli gelir ne kadar?

Kalın sağlıcakla!

Hasan Öztürk / Haber 7
hasan.ozturk@hotmail.com