Bir hüzün, bir umut, bir şarlatan ve bir münevver!
Depremin bilançosu netleşiyor!
Soğuk, matematiksel hesaplar…
Alt alta yazılan rakamlar…
Ölü, yaralı sayısı ve elbet yıkılan, ağır hasarlı, az hasarlı bina envanterleri…
Bazıları bunlarla uğraşmaya başladı…
Ne de olsa bu felaketin bir de istatistiği tutulacak; öyle değil mi?
Lakin Pazar günü yüreğimize oturan bu felaketin unutulmaz fotoğrafları, unutulmaz anları da var…
Ve elbet unutulmaz isimleri…
Yunus onlardan biri…
Yunus’un objektiflere o bakışı var ya hani..!
O şaşkın, dehşete düşmüş hüzün dolu görüntüsü…
“Saat kaç” demesi…
“Eve geç kaldım babam kızacak…” demesi var ya hani..!
Yunus’un bu görüntüsü Van depreminin istatistiğini tutanların soğuk sayısal verilerinde olmayacak.
Sadece enkazdan sağ çıkarılıp hastane yolunda ölenler envanterinde bir çentik olarak kalacak ismi..!
Ah Yunus..!
Tıpkı, Afganistan savaşından ölen binlerce insanın istatistiğinin tutulduğu soğuk defterde olduğu gibi…
Fakat bir de Gula ismini hatırlayın…
İsmi hatırlayamayanlar aşağıdaki fotoğrafı hemen hatırlayacaklardır, öyle değil mi?
Hatırladınız mı Gula’yı?
Hani 1984 yılında ünlü fotoğrafçı Steve McCurry'nin Pakistan'da Afgan mültecilerin kaldığı bir kampta çektiği Afgan kızı Gula’yı…
Hani o insanın yüreğine oturan “yeşil bakış”ın sahibini..!
1985'te National Geographic'e kapak olan Gula’yı Mc Curry yıllar sonra 2002'de yeniden buldu görüntüledi.
Belki Gula’nın gözlerinde o eski derinlik yoktu, ama Gula hayattaydı; yaşıyordu!
Ah diyorum Yunus da yaşasaydı da o yukarıdaki hüzün dolu gözleriyle yıllar sonra tekrar bakabilseydi, tıpkı Gula gibi..!
Bir umut
Yine depremin soğuk istatistik defterleri tutulurken, belki de kurtarılanlar listesinde ismi “14 günlük Azra bebek” olarak geçecek bir isim daha var.
Nasıl ki hüznü Yunus’un yüzünde gördük, umudu da Azra bebeğin ağlamasında şahit olduk..!
Bu şahit oluş o kadar anlamlı ki geleceğe not düşerken sadece istatistik defterlerinin soğuk sayfalarında zikredilen bir isim olarak kalmamalı..!
Yunus’un yıllar sonra parlayan gözlerinin fotoğrafını çekemeyeceğiz tamam..
Azra bebeğin genç kız olduğundaki umut dolu gözlerini çekebiliriz ama..
Bugün enkaz altından avazı çıktığı kadar ağlayarak çıkarılış görüntülerinin yanına genç kız Azra’nın fotoğrafını koyalım istiyorum… Umut..!
Bir şarlatan
Yunus öldü, Azra kurtuldu…
Azra’nın kurtulduğu enkazın altında onlarca can ise toprak oldu..!
O canların enkaz altında kalmasına ise bir müteahhit müsveddesi neden oldu!
O müteahhit müsveddesi ki; yıkık binaya inat, muhteşem bir villanın bahçesine kurduğu 2 Kızılay çadırıyla ve 2 lüks otomobil ile fotoğraflandı..!
Azra kurtuldu ama toprak altında kalanların her biri için ayrı ayrı dava açmak ve sorumludan hesap sorulmalı…
Ve münevver…
Belki bu bölümü başlı başına müstakil bir yazı konusu yapabilirdim.
Ancak hüznü ve umudu bir arada yaşadığımız bugünlerde…
Hem öfkemize yenik düşmemeyi…
Hem sakin sakin dertlerimize çözüm önermeyi başaran bir münevverden birkaç cümle nakletmeyi üzerime vazife kıldım..!
O münevverin son söylediklerini okuduktan sonra aldığım dersleri Van depreminin ardından yaşadığım hissiyatla birleştirmek istedim.
Bu bölümün konusu Fethullah Gülen’in Herkul.org sitesinde Kürt sorunuyla ilgili tespit ve önerileriyle ilgili…
Lakin ben “Ayıptır otuz senedir bir avuç şakinin hakkından gelemiyorsun” diyerek yapılan beceriksizliği eleştirmesini değil,
“Izdırapsızlık büyük handikap” diyerek vicdanlara seslendiği bölümü buraya naklettim.
Bakın, çok uzaklarda yaşıyor olsa da bu toprakların hissiyatına ışık tutan bir duruş yok mu bu sözlerde siz karar verin!
“İnsanların pek çoğunun yitirdiği değerlerden biri de, ızdırap duyulması gereken meseleler karşısında ızdırapsız olmalarıdır. Yürek dağlayan hadiseler karşısında yüreği yanmayan kimselerin problemlere çareler bulmaları mümkün olmadığı gibi, birilerini teselliye matuf “âh u vâh”ları da yalandır. İhmal, ayrı bir günah; kâmetinin çok üstünde bir tavır sergilemek de ayrı bir yalan ve günahtır.”
Kalın sağlıcakla.
Hasan Öztürk / Haber 7
hasan.ozturk@kanal7.com
-
mevhibe inal 13 yıl önce Şikayet EtSevgili Peygamberimiz... Muhammed Mustafa s.a.v."Hiçbiriniz kendi nefsiniz için arzu ettiğinizi kardeşiniz için de etmedikçe İman etmiş olmazsınız".."Mü'minleri kendi aralarındaki merhametleşmelerinde, sevgilerinde, yardımlaşmalarında bir vucud gibi görürsün. Ki bu vucudun bir organı ağrırsa, vucudun kalan kısmı uykusuzluk, ve humma ile O organ için birbirini çağırır" demiş...Beğen Toplam 2 beğeni
-
Ruslan 13 yıl önce Şikayet EtKaçak Yapı. Sayın yazar kaçak yapıya izin verenler için bir şeyler söylememiş. En az o vilasının bahçesinde çadır kuran müteahit kadar kaçak yapıya izin veren, 3 kat çıkılması gerekirken 8 kata ruhsat verenler için bişey dememiş. Peki buna izin verenlere bişey demiyelim mi, isimleri hep gizli mi kalsın? Eğer biz eşrefi mahlukatsak kimden olursa olsun zamanında kaçak yapıya izin verenleri tespit etmeli ve yargılamalıyız en azından vicdanımızda ama sayın yazar o konuya (erciş'teki ruhsatlı kaçak yapılara) değinmeliydiBeğen Toplam 1 beğeni
-
yunus balcı 13 yıl önce Şikayet EtFethullah GULEN Hocaefendi.. Bunca yıldır amerika da olmasını eleştiren bir çok kişiye karşı hep kendisini savundum,ama artık vatan böylesine bir geçişi yaşarken kendisinin buraya gelip bu acılara bizzat ortak olup aramızda bulunmamasını yadırgıyorum.Beğen Toplam 2 beğeni
-
veysi21 13 yıl önce Şikayet Et30 yıl önce. bu "şaki"leri doğuran 30 yıl önceki şaki ve saki zihniyeti değil mi?Beğen Toplam 1 beğeni
-
yaşar Gürakan 13 yıl önce Şikayet EtAcaba KİM?. İhmal, ayrı bir günah; kâmetinin çok üstünde bir tavır sergilemek de ayrı bir yalan ve günahtır.”Acaba bu İHMAL i yapanlar bu günahkarlar kimdir?Beğen